English
Menü
Kapadokya Rehberi
Peribacası Dergisi
Peribacası Kapadokya Yayınları
Kapadokya Firmaları
Kapadokya Fotoğrafları
Kapadokya Fotoğrafçıları
Kapadokya Haritaları
Kapadokya Karikatürleri
Kapadokya ve Sanat
Kapadokya Yazıları
Kapadokya Yayın Arşivi
Kapadokya Efemera ArÅŸivi
Kapadokya Video-Film ArÅŸivi
Sosyal Medya Adreslerimiz
Sivil Toplum Kuruluşları
Önemli Telefonlar ve Linkler
Site Güncellemeleri
Belge ve FotoÄŸraflarda Kapadokya
Firma Arama
Åžehir
İlçe-Belde
Hizmet Alanı
Firma
Anket

Sanat ve müzik festivalleri Kapadokya'ya olan ilginin artmasını sağlıyor mu?
       
Evet.
Hayır.
Mail List
Yeni Kayıt
Åžifremi Unuttum

KAPADOKYA TURÄ°ZMÄ°NDE Ä°Z BIRAKANLAR: SAFFET YATAÄžAN

KAPADOKYA TURÄ°ZMÄ°NDE Ä°Z BIRAKANLAR: SAFFET YATAÄžAN

Yazan: Ayça Olcaytu İşçen
AÄŸustos 2009

1970’li yılların başında Kapadokya genelinde turiste hitap edebilecek otel sayısı yok denecek kadar azken Ãœrgüp’deki 108 yataklı Büyük Otel’in iÅŸletmeciliÄŸini aldığında henüz 31 yaşındaydı. Çağının ilerisindeki görüşleri, zekası, bilgisi, enerjisi ve yaptıklarıyla efsaneleÅŸti. Aşık olduÄŸu Kapadokya’da kaldığı 22 yıl boyunca oteller, restoranlar, diskolar iÅŸletti, turizmci yetiÅŸtirdi, kültürel etkinlikler organize etti. Onun sayesinde binlerce turist ve gezgin Kapadokya’yı sevdi. Kapadokya turizminin temel taÅŸlarından olan bu efsanenin izini sürüp teybi çalıştırmak bize farz oldu. “Ben de sizin gibi birilerini bekliyordum anlatmak için” dedi ve Ankara’daki evinde eÅŸi Meral Hanım’ın da katıldığı, saatler süren çok lezzetli bir sohbet yaptık. Saffet YataÄŸan’ın aylarca dinlesek bitmeyecek Kapadokya macerasını ancak çok özetleyerek sizlere sunabiliyoruz. KeÅŸke nefis mimiklerini, Kapadokya denince gözlerinde yanan ışığı ve coÅŸkulu gür sesini de yazımızda verebilmek mümkün olsaydı.

Peribacası Dergisi: Kapadokya’ya ilk geliÅŸiniz ne zamandı?
Saffet YataÄŸan: 1962, turist olarak. Büyük Otel’in karşısındaki Turist Pansiyon’da kaldım. O zamanlar Büyük Otel’i Tusan iÅŸletiyordu. Belçika’dan yeni dönmüştüm. Büyük Otel’e bakarken “Åžu otelin güzelliÄŸine bak. Müdürü kimbilir ne mutlu heriftir” dedim kendi kendime. Kısmet, tak dedi düştü önüme.
Peribacası D.: Nasıl düştü bu kısmet?
Saffet Y.: 1965’de askerlik bitince Tusan Otelcilik ÅŸirketinde çalışmaya baÅŸladım. Ankara, Efes derken Ãœrgüp’e tayin oldum. 1970’e kadar Ãœrgüp Tusan’da çalıştım. AnlaÅŸmazlık olunca iÅŸi bırakıp Ãœrgüp’ten ayrılmaya karar vermiÅŸtim ki Ali Baran NumanoÄŸlu kalmak için beni ikna etti. Büyük Otel’in ihalesine girip iÅŸletmesini aldım ve mücadele baÅŸladı. Ardından Tepe Otel, Göreme’de Turist Pansiyon, sonradan SaksaÄŸan, ArmaÄŸan, PapaÄŸan, ÇıraÄŸan geldi. Ben oldum ahtapot gibi. Her dalda bezim vardı ama hiç ÅŸikayetçi deÄŸildim. EÅŸim Meral en büyük yardımcımdı; orada primadonna oynadı devamlı. Kadrom çok iyiydi, 200’den fazla personelim vardı.
Peribacası D.: O zamanların Kapadokya’sında turizm yapmak zor olmalı.
Saffet Y.: Hem de nasıl.
Meral Yatağan: Yumurta bile yoktu, düşünebiliyor musunuz?
Saffet Y.: Ankara’dan kutu kutu yumurta gelirdi otobüsle. Meral Kayseri’ye mübayaaya giderdi. Neredeyse 24 saat çalışıyorduk. Mesela çamaşırcı, bulaşıkçı iÅŸi bırakır, yerine biri bulunana kadar Meral, muhasebe müdürü, resepsiyondakiler hep beraber iner çamaşır, bulaşık yıkarlardı. Personel bulmak çok zordu, hele kadın personel çalıştırmak mümkün deÄŸildi. Bir anımı anlatayım; oteli açacağım zaman personel kıyafeti yaptırmak için Kulak ustaya gidip “pantolon dik” dedim. “Saffet Bey ben potur, kaba ceket dikerim ama böyle alafranga pantolon filan yapamam” dedi. “Dikersin” dedim, çıkardım ayağımdaki pantolonu verdim, “aynısını yap” dedim. Benim pantolonun stilinde personele pantolon dikti. Personeli mutlaka Ãœrgüp ve köylerinden seçerdim, çünkü bölge insanına faydamız dokunsun isterdim. Ben onlara yardım etmek için çok uÄŸraÅŸtım. Meral olsun ben olayım büyük bir sosyal yardımlaÅŸma örneÄŸiydik. Basket sahaları yapmaktan polis lojmanını inÅŸa etmeye, yetiÅŸtirme yurduna yardım etmekten hastane boyamaya kadar bir sürü ÅŸeyi severek, isteyerek yaptık.
Meral Y.: Bakın size ilginç bir ÅŸey anlatayım. Birkaç sene önce bayramda bizi bir çocuk aradı. “Benim adım UÄŸur ama siz beni hatırlamazsınız. Ben Ãœrgüp’de yetiÅŸtirme yurdunda kalıyordum, siz benimle çok ilgilendiniz” dedi. OkumuÅŸ, ÅŸimdi sigortada çalışıyormuÅŸ. Bayramlarda arar, ziyaretimize gelmeyi istediÄŸini söyledi ama henüz görüşemedik.
Peribacası D.: Biz sizi Türkan Åžorayla çektirdiÄŸiniz ve dergimizde de yayınlanan fotoÄŸrafınız sayesinde tanıdık. Buradan yola çıkarak ÅŸunu sormak istiyorum; film ekiplerinin Ãœrgüp’ü keÅŸfetmesinde sizin bir payınız var mı?
Saffet Y.: Olmaz olur mu? Türker Ä°nanoÄŸlu, Halit RefiÄŸ, bunlar benim Ä°stanbul’dan ahbaplarım; aynı muhitin çocuklarıyız. Ä°lk kez Halit RefiÄŸ Göreme’de “Bir Türk’e Gönül Verdim” filmini çekti. Hatta benim de ufak bir rolüm vardır; lisedeyken Ayla ve Beklan Algan’la tiyatro yapmıştım, yatkınım. BaÅŸka filmlerde de oynadım. Bölgesel yapımcı gibi hizmet veriyordum onlara. Kılıç, at eÄŸeri, at, silah, aklına gelecek her türlü malzemeyi depomdan çıkarır verirdim kullansınlar diye. Güvendiklerinden filmin oradaki prodüksiyon parasını bana bırakırlardı. Öğlen yemeÄŸi için otele gelemiyorlar, köfte ekmek yemekten de bıkmışlar, sete sulu yemekleri götürüyorum, masalar kuruluyor, servis yapılıyor. Bir ay kalacaklarsa her gün catering yapıyordum araziye. Bunlar çok güzel hatıralar, tatlı hatıralar. Türkan Åžorayla olan fotoÄŸrafımızın da hikayesini anlatmam lazım. Rezervasyonları ayın 18’inde bitiyor ve rejisörden haber geldi bir gün daha kalacaksınız diye. Mümkün deÄŸil, otel sürekli dolu, rezervasyonlar var. Yıkıldım, kaldım, iÅŸte ÅŸuraya oturdum (fotoÄŸrafı gösteriyor), Türkan hanım baÅŸladı aÄŸlamaya. “Siz bizi sevmiyorsunuz Saffet Bey” diye. Anlatamıyorum bir türlü, turizm bu, rezervasyon bu. Nihayet bir espri oldu güldük de bu fotoÄŸraf çekildi.
Peribacası D.:  Sonra ne oldu? Kaldılar mı gittiler mi?
Saffet Y.: Gittiler. Ben ağlamaya başlayacaktım Türkan Şoray gibi yoksa.
Peribacası D.: Kapadokya’nın tanıtılması için neler yaptınız?
Saffet Y.: Ãœrgüp’teyken en azından Türkiye’de yapılan beÅŸ-altı fuara iÅŸtirak ettim. Ä°zmir, Ä°stanbul, Ankara ve neresi olursa olsun gidiyorduk. Folklor ekibimizle birlikte –ki çoÄŸu benim personelimdi, standımızı kurar bölgeye has eÅŸyalarla enteresan bir hava vermeye çalışırdık. Festivaller, konserler düzenlerdik. En önemlisi turizmle uÄŸraÅŸanlara, personelime hep ÅŸunu öğütlerdim; Kapadokya’yı tanıyın, sevin. Benim kadar her taşını sevip tanıyamasanız bile 10 tane kilise ismi sayın, turistlerle sohbet edin, onları misafirinizmiÅŸ gibi ağırlayın. Buna bir örnek; Büyük Otel’in altında diskotekte halk oyunları gösterisi düzenlerdim. AkÅŸam servis yapan garson, folklor elbisesini giyiyor, iniyor aÅŸağıya. Patron aÅŸağıda, aşçı aÅŸağıda. Herkes görünce ÅŸaşırıyor, aaa bu akÅŸamki garson deÄŸil mi? Hepsi de canavar gibi oynarlardı halk oyunlarını. Sonra ben alıyordum mikrofonu elime, 2-3 lisanda anlatıyordum folkloru, saz nedir, bizim için neyi ifade eder? Arkasından “hanımlar, beyler biz doÄŸuluyuz, ama batı bizim ilerimizdir, doÄŸudan geldik, batıya gidiyoruz, iÅŸte bunun misali” derdim ve bir anda Strauss’un valsi çalmaya baÅŸlar, bütün personel turistlerle vals yapardık. Personelin hepsine vals öğrettim. Bu bir espri, turisti yaklaÅŸtırıyor sana. Bu bir kaynaÅŸma, bunları anlatırdım turizmcilere, ben yapıyorum, siz de yapın diye. Turizm öyle bir nosyondur ki, resim gibi, müzik gibi Allah vergisi olmazsa yapamazsınız. Ä°yi bir turizmci olamazsınız. Ben bunu okuldaki öğrencilerime de anlatıyorum. Kendinizi, o tamam dediÄŸiniz kabiliyetinizi ortaya çıkarın. Yoksa sıradan bir otelci olursunuz. Kapadokya’ya gelenlerin kendilerini aileden biri gibi hissetmesi, o sıcaklığı bulması lazım. O dönemde otelimde kalan yabancı turistlere “Kapadokya’yı beÄŸendiniz mi” diye sorduÄŸumda %80 “çok beÄŸendik, ilk fırsatta tekrar geleceÄŸiz” cevabını alırdım. Çünkü gelenlere Kapadokya’yı tanıtmak, sevdirmek için çok çabaladım, çok çılgınlık yaptım, yeri geldi kavga ettim.
Peribacası D.: Neden?
Saffet Y.: Kapadokya’nın doÄŸal güzelliÄŸinin bozulmaması, turizmin doÄŸru ÅŸekilde yapılması için. Mesela Kapadokya’ya gelen grupların üç gece konaklamasını saÄŸladım. Bu konaklamanın bir gecesinde Zelve’de catering yapardım. Ihlara’da öğlen catering verirdim, bütün malzemeler bir minibüse yüklenir, gider masalarımızı kurar, örtülerimizi serip yemeÄŸi verir, toparlanır geri dönerdik. Vadilerde kuzu çevirme yapardık. Turisti daha Ãœrgüp’e girmeden davul zurnayla karşılar, bütün personel vedalaÅŸarak, arkalarından el sallayarak gönderirdik. Ben nereye turist götürdüysem oraya bir satış tezgahı kurdular. Manzara seyrettiÄŸimiz, yürüdüğümüz her yere. Zelve’nin, PaÅŸabağı’nın bu tezgahlardan kurtarılması için gitmediÄŸim vali kalmadı; Turizm Bakanlığı’nda uÄŸraÅŸtım, çok bağırdım. Bir gün böyle konuÅŸuyorum yine, Esat KıratlıoÄŸlu “SaffetciÄŸim uÄŸraÅŸma ÅŸu gariplerin iÅŸleriyle, iki kuruÅŸ ekmek parası kazanacaklar” dedi. “Esat Bey, onlar iki kuruÅŸ kazanacak diye bu tarafta binlerce insan aç kalacak. Türkiye genelinde turizmi baltalıyorsunuz, yapmayın” dedim ama baÅŸaramadım. Çok projelerim vardı Kapadokya için kimseye dinletemedim.
Peribacası D.: Ne tür projeler?
Saffet Y.: Göreme Açık hava Müzesi’ndeki bazı kiliselerin kopyalarının baÅŸka vadilerde yapılmasını önerdim. Çünkü Kapadokya’ya gelenlerin artacağını, buraları korumamız gerektiÄŸini düşünüyordum. 1989’da Dedeman’da yapılan uluslararası bir toplantıda dedim ki “Amerika’yı yeniden keÅŸfetmeye gerek yok, Göreme’nin sahtelerini yapmamız lazım. ÇeÅŸitli vadilerde Göreme’nin 7 ana kilisesinin benzerini, milletlerarası bir yarışma açarak yaptıralım. Ama üzerine yazacağız: Bu kilise orijinalin iyi bir kopyasıdır diye. Dünyada örnekleri çok.” Yabancılar beni alkışladı, bizimkiler, müsteÅŸar bile, o zaman Mustafa Türkmen’di, “ya Saffet bana biraz ters geliyor, gerçeÄŸi varken sahtesini niye gezdirelim” dedi. “Layıksan eÄŸer müsaadesini al orijinalini gör, layık deÄŸilsen ben sana sahtesini gösteririm. Benim en güzel zenginliÄŸim, elimden gidiyor” diye kavga ettim. Bunu yazın Ayça Hanım, bugün olmasa bile ileride yapılmak zorunda kalınacaktır. Götürdüğüm bir diÄŸer teklif ÅŸuydu; Ortahisar’ın oradaki düzlük arazide bir araba park yeri yapalım, turistleri orada indirelim ve trenlerle tünellerden geçerek Kapadokya’da turlar yapsınlar. Trenler devamlı gelip gitsin karşılıklı. Göreme’ye de araba park edilmesin, o kargaÅŸa, kirlilik olmasın.
Peribacası D.: Kapadokya’daki iÅŸletmelerinizi bırakıp gitme kararınız çok ani olmuÅŸ. Böylesine sevdiÄŸiniz bir yerden neden ayrılmak istediniz?
Saffet Y.: Öyle bir hale geldik ki Ayça hanım, ben devamlı yabanı oynadım orada. Bütün ömrümü, emeÄŸimi, kültürümü, çabamı, paramı verdiÄŸim halde hiçbir zaman memnun edemedim onları, babasının mezarı burada deÄŸil ya derlerdi. Hayatımı kazanmadım mı, kazandım. Kapadokya sayesinde ünlü oldum, mutlu oldum, Kapadokya’yı 24 saat yaÅŸadım ben. Çok ÅŸeyim oldu, evim, arabam oldu, para da kazandım. Ama Kapadokya’ya verebileceÄŸimin onda birini alamadılar benden. %90’ı bende kaldı, gerçekten çok üzülüyorum. Çok üstüme geldiler. Halktan çok belediye geldi. BaÅŸkanlığa her aday olan “ilk iÅŸim Saffet YataÄŸan’ı buradan göndermek olacak” derdi.
Meral Y.: Yılbaşı gecesi elektriklerimiz kesildi. Düşünebiliyor musunuz? Sularımızı keserlerdi. Şimdi herkes soruyor öyle bir yer bırakılır mı diye? O kadar çık sıkıntı çektik ki unutulmuyor. Yılların birikimiyle boğuluyorsunuz ama çok güzel yanları da vardı.
Saffet Y.: Güzel ve çok sevimli günlerdi. Åžikayet ettiÄŸimizi düşünmeyin ama çok daha iyisini yapabilirdik ve bugün Kapadokya böyle olmazdı. 1987’de ani bir kararla bitirdim. Hiç kimse inanmadı. ArmaÄŸan Disko’nun karşısında bir büro kiraladım, bütün malzemeleri oraya yığdım. Kendime de bir ev tuttum. Haraç mezat her ÅŸeyi sattım, çalışanların tazminatlarını ödedim, olmayana araba verdim, iÅŸyeri açtım, helalleÅŸip öpüşerek ayrıldık. Günde 3 paket sigara içiyordum. Bir sene sonra sigarayı da bıraktım ve bir daha da içmedim. Bütün kötü huylarımdan vazgeçtim, tertemiz geldim.

Saffet YataÄŸan kimdir?
Ä°stanbul Büyükada’da 1939 yılında doÄŸdu. Fransız Lisesi’ni bitirdikten sonra hukuk fakültesi 4. sınıf öğrencisiyken burslu olarak Belçika’ya gitti ve turizm okudu. AskerliÄŸini yaptıktan sonra 1965’de Tusan Otelleri’nde Ankara merkez rezervasyon müdürlüğü, Efes ve Ãœrgüp’de müdürlük yaptı. 1970’de Ãœrgüp Tusan’daki görevinden ayrılıp belediyeye ait olan Ãœrgüp Büyük Otel’in iÅŸletmeciliÄŸini aldı. Kapadokya’dan ayrıldığı 1988 yılına kadar Büyük Otel baÅŸta olmak üzere, Ãœrgüp Tepe Otel, Göreme Turist Pansiyon, SaksaÄŸan Otel&Restaurant, PapaÄŸan Restaurant, ÇıraÄŸan Restaurant ve ArmaÄŸan Disco’nun iÅŸletmeciliÄŸini yaptı. Aynı zamanda lisanslı basketbolcu olan YataÄŸan, 1970’li yıllardan 1988’e kadar Ãœrgüpspor’un baÅŸkanıydı. Kapadokya’dan ayrıldıktan sonra Barmek Ä°nÅŸaat’ın KuÅŸadası’ndaki 4 yıldızlı otelini iÅŸletti ve yine KuÅŸadası’nda AÄŸankan Restaurant’ı açtı. Ankara Dedeman Oteli’nin koordinatörlüğünü, Erciyes Dedeman Oteli’nin genel müdürlüğünü yürüttü. Gazi Ãœniversitesi ve Atılım Ãœniversitesi’nde turizm dersleri verdi. Åžimdi, BaÅŸkent Ãœniversitesi Ä°ktisadi ve Ä°dari Bilimler Fakültesi Turizm Ä°ÅŸletmeciliÄŸi’nde ders  veriyor. Meral YataÄŸan ile evli ve 3 çocuk babası olan YataÄŸan SkÃ¥l Ankara Kulübü üyesi.

Saffet Yatağan için ne dediler?
Mustafa Kaya - Araştırmacı Yazar ve Edebiyat Öğretmeni

Saffet YataÄŸan, turizmle ilgili eÄŸitim kuruluÅŸlarının olmadığı dönemlerde iÅŸletmiÅŸ olduÄŸu Büyük Otel’de yetiÅŸtirdiÄŸi gerek kat hizmetleri, gerek resepsiyon ve aşçılıkta tam anlamıyla bir okul görevi yapmıştır. Bölgede baÅŸarılı turizmci olan pek çok kiÅŸi onun yanında yetiÅŸmiÅŸtir. Aynı zamanda çok önemli bir çevreciydi. ÖrneÄŸin, Ãœrgüp-Avanos yolunun imara açılması söz konusu olduÄŸunda ben de arkeologlarla birlikte saÄŸ yanının imara açılması görüşünü savunuyordum. Böylelikle imar vampirlerinin elinden kurtulur sanıyorduk. Ama ÅŸimdi Altınevler’den anlıyorum ki Saffet YataÄŸan’ın tezi çok doÄŸruydu; Ãœrgüp-Avanos yolunun hem sağının hem de solunun imara açılmasına karşı çıkmıştı. Hep minnetle anılacak, takdir edilecek bir turizmcidir.

Hasan Kalcı - Anatolian Houses, Alaturca Restaurant ve Gallery Anatolia’nın sahibi
Saffet aÄŸabeyi 8-10 yaÅŸlarımda tanıdım. Göreme’de babamla ortak iÅŸ yapıyorlardı. Çağının çok ilerisinde, Kapadokya’ya yaptıklarıyla o dönemde 3-5 gömlek büyük gelen bir adam. Çok bilgili, ileri görüşlü, ufku açık, vizyonu geniÅŸ, etkileyici ve karizmatiktir. Turizmi, Göreme’nin dışında da bir hayatın olduÄŸunu ben ondan öğrendim.

Halil Elalan – Selçuklu Evi, Hotel Surban ve Gallery Yunak’ın sahibi
Saffet Bey Kapadokya’ya geldiÄŸinde lise çaÄŸlarındaydım; kendisi turizm konusunda bize ders vermeye gelirdi. Çok yetenekli, ufku açık, vizyonu geniÅŸ, yurt dışında bulunmuÅŸ, çevresi geniÅŸ, turizmi çok iyi bilen biridir. Bölgenin doÄŸasına, kültürüne aşıktır. O dönemlerde Türkiye’de turizmi bilen bir avuç insandan biri olarak Kapadokya’da turizmin geliÅŸmesine önemli katkılar yaptı. Nedense bölgede kalıcı deÄŸil, geçici yatırımlar yapmayı tercih etti. Ani bir kararla buradan ayrıldı. Kapadokya için büyük kayıptı. 

Hasan Yakış – Han Odası Restaurant’ın sahibi, eski çalışma arkadaşı
Kendisiyle 20 Haziran 1969’da 24 yaşımdayken tanışıp çalışmaya baÅŸladım. O zaman Ãœrgüp Tusan Oteli’nin müdürüydü. Çamaşırhanede baÅŸladım, sonra resepsiyona geçtim, ardından hep metrdotel olarak devam ettim. O dönemde Saffet Bey’in yanında yetiÅŸenlerin hepsi de mesleklerinde aranılan adamlar oldu. 1984’ün eylül ayına kadar yanında çalıştım; ardından 1985’de Han Odası Restaurant’ı açtım. Saffet YataÄŸan, bölgede gelmiÅŸ geçmiÅŸ en iyi turizmcidir; her yönüyle dört dörtlüktür. Çok ileri görüşlüdür. 1960’larda Türkiye’de turizm yokken, Rusların Türkiye’ye turist olarak akın akın geleceÄŸini söylemiÅŸ biridir. Göreme’ye turizmi getiren odur. PapaÄŸan Restaurant’ı 1976’da açtığında Göreme’de sadece bir restoran bir tane de üç odalı pansiyon vardı. Bölgeye yaptığı hizmetlerle, yardımseverliÄŸiyle herkesin sevgisini kazanmıştır.

Not: Bu yazı Peribacası Kapadokya Kültür ve Tanıtım Dergisi’nin AÄŸustos 2009 sayısında yayınlanmıştır. Derginin telif hakları ile korunmaktadır. Hiçbir ÅŸekilde kopyalanamaz. www.cappadociaexplorer.com

 

Okunma Sayısı Okunma Sayısı: 27539 Eklenme Tarihi Tarih: 2010-01-06

Saffet YataÄŸan
Saffet YataÄŸan
Saffet ve Meral YataÄŸan
Saffet ve Meral YataÄŸan
Ürgüp Büyük Otel
Ürgüp Büyük Otel
Turizm fuarında Ürgüp standı
Turizm fuarında Ürgüp standı
Ürgüp Büyük Otel personeli
Ürgüp Büyük Otel personeli
Ürgüp Büyük Otel
Ürgüp Büyük Otel
Ürgüp Büyük Otel personeli
Ürgüp Büyük Otel personeli

Suna Kan ve Gürer Aykal-1981
Suna Kan ve Gürer Aykal-1981
Saffet, Meral ve Mahir YataÄŸan
Saffet, Meral ve Mahir YataÄŸan
Meral Yatağan, yetiştirme yurdundan çocuklarla
Meral Yatağan, yetiştirme yurdundan çocuklarla
Yazar Esat Mahmut Karakurt ile birlikte
Yazar Esat Mahmut Karakurt ile birlikte


Saffet ve Meral Yatağan oteldeki kıyafet balolarından birinde
Saffet ve Meral Yatağan oteldeki kıyafet balolarından birinde


Türkan Şoray ve Saffet Y.
Türkan Şoray ve Saffet Y.


NevÅŸehir Hava Durumu
Seçimi Hatırla
İl Seç
İstatistik
Toplam : 114269145 ziyaretçi
Bugün : 11157 ziyaretçi
Dün : 69621 ziyaretçi
S. Yükleme Süresi : 0.32 sn

toplu mail


Copyright 2009 - Tüm hakları saklıdır. Sitemizdeki tüm fotoğraf, yazı, doküman ve düşünce ürünleri 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunmaktadır. Kaynak gösterilerek dahi kopyalanamaz. Aksine davrananlar hakkında avukatımız aracılığı ile hukuki takibat yapılacaktır.
 

cappadocia@cappadociaexplorer.com