Yazan: Mustafa Kaya
AÄŸustos 2009
Dergimizin bir önceki sayısında (9. Sayı-Mayıs 2009) Ãœrgüp merkezindeki kiliseleri konu etmiÅŸ ve liste halinde verdiÄŸimiz 11 kiliseden beÅŸi hakkında bilgiler sunmuÅŸtuk. Geri kalan 6 kiliseden 1 tanesini de (Aziz Yuannis Kilisesi) 3. sayımızda anlatmıştık. Bu yazımızda Ãœrgüp’ün merkez kiliselerinden anlatmadığımız diÄŸer 5 tanesi hakkında bilgiler vereceÄŸiz. Ancak bu arada, yaÅŸlı ama çok ilgili bir hemÅŸehrimiz, KaptanoÄŸlu Kilisesi adında bir kilise daha olduÄŸu bilgisini verdi. Böylece Ãœrgüp merkezdeki kilise sayımız 12’ye çıkmış oluyor.
“12” rakamının kutsal bir sayı olduÄŸunu bilirsiniz. [1] AraÅŸtırma merakımdan beri Ãœrgüp’te de 12 kilise olmalı diyordum. (Hani Ãœrgüplüler olarak Ãœrgüp’ün de Ä°stanbul gibi “Yedi Tepeli Kent” olduÄŸunu yaÅŸlılarımız iddia ederlerdi ya… Esbelli, Dedeli, Çimenli, Temenni, Burgut Kalesi, Kadı Kalesi, 7. si yok…) Fakat bu sayı yıllarca 11 rakamında kalmıştı. Yazımızın I. bölümündeki listeden sonra, yazımızdan haberi olmadığı halde yaÅŸlı ama çok ilgili bir hemÅŸehrimiz diÄŸer bir kilise olduÄŸunu kendiliÄŸinden gelip söyledi : KaptanoÄŸlu Kilisesi. Garibanların Azizi HemÅŸehrimiz Hosios (Aziz) Yuannis’in efsaneleÅŸmiÅŸ kerametleri sanırım bizi de etkiledi ki bilgi küpü hemÅŸehrimiz bu yazımızın arifesinde bizzat gelerek bana 12. kiliseyi de bilgilendirdi.
Tüm dinler, insanları ahlaken düzeltmek ve doÄŸru yola iletmek için gelmiÅŸtir ve Ä°slamiyette de bunun içindir ki “Hak Dini” terimi tartışmasız kabul görmüştür.
Ãœrgüp’ün orta yerinde göğe doÄŸru sünmüş, UlaÅŸlı İçmelerinin ÅŸeffaf, balgami mermerinden süslemeleri ile çok zarif bir mimari ÅŸaheser olan Büyük Kilisenin de, adına yapıldığı Yuannis gibi halk arasında efsaneleÅŸtiÄŸini belirtmiÅŸtik. Bu efsaneleri baÅŸka bir yazımızın konusu yapıp bir-ikisini anlatmak istiyorum. 1946-1950’lere kadar Türkiye’de dünya görüşü ayrılıkları bu denli uçurumsal deÄŸilken Kayakapı’da Müslüman halk Yuannis’in evinin önünden geçerken O’nu evliya olarak kabullenerek dua okuyup geçerlerdi. ElhasoÄŸlu’nun verdiÄŸi borç para ile kilisenin bitirildiÄŸi Rumların anılarında yazmaktadır.[2] Müslüman Türklerin de Yuanis’i anma gününde birçok adak getirdikleri aynı Rum kaynaklarda konu edilmektedir.[3]
Kilisenin yıkımında Belediye BaÅŸkanı Veli GÖKTAN amelelerin kazma vurmaya kıyamadıklarını duymuÅŸ ve hızla kiliseye gelerek damına çıkmış , hırsla işçinin elinden kazmayı kapmış, nasıl bir vurduysa saçak taÅŸlarına, belini sapıtarak kazmayı bırakmış. Ölümünden bir süre önce de dostlarına “o ilk kazma bu ölümcül hastalığımın sebebi oldu. Bu ibadethaneyi yıktırmamalıymışım” demiÅŸ. Bu belki efsanedir, belki halkımız gerçeÄŸi mitleÅŸtirmiÅŸtir; belki de tamamen gerçektir… Veya tamamen efsaneleÅŸmiÅŸ bir söylence de olsa halkımızın ortak hissiyatını dile getirmektedir. Bu da özür dilemenin samimi ÅŸeklidir bence…
Rumlar da Yunanistan’a gittikten sonra bu güzel kiliseleri hakkında efsaneler üretmiÅŸlerdir… Yıktıran kaymakamın oÄŸlunun verem oluÅŸu ve Ankara, Ä°stanbul doktorlarının hiçbir çare bulunamayışları; B.Kilise’de tiyatro (konser olmalı) oynanırken oyuncuların aniden binayı terk etmeleri vb. [4]
Eğitim kurumlarının bu kadar sistemli olmadığı dönemlerde insanların, çocuklarını mitolojilerle, masallarla, destanlarla ve efsanelerle eğittiğini anımsayarak, merkezdeki kiliselerimizi anlatalım:
Esbelli Küçük Şapel
Esbelli Kaya kütlesinin güney cephesinde orta bölümde ve yüksekte yer alan küçük bir mezar kilisedir. Girişten önce solda bir taka mezar üzerindeki şap boyası ile yazılmış yazılar Nicole Thierry tarafından okunmuş ve bu şapel hakkında Fransızca bir makale yayımlanmıştır (özel mülkiyet sınırları içinde ve kapalı olduğu için ayrıntılı bilgi edinmek ve fotoğraflamak mümkün olmamıştır).
Esbelli Aksakal Sokağı’ndaki Kilise
Esbelli kayasının Aksakal koyağında batı yönüne gizlenmiş bir kilisedir. Doğal kaya çökmesi sonucu doğu yönü tamamen yıkılmıştır. Kuzeybatı girişinde 3x4 m boyutunda bir giriş; 6x4 m boyutunda da bir nef vardır. Apsis doğu yönüne doğru yarı bağımsız sütunlarla 3x3 m boyutundadır. Sütun başlıklarında şap boyası ile yapılmış motifler kaybolmak üzeredir. Giriş kemerinin kaya silmesi özenilerek yapılmıştır. Bu sokak terk edilene dek cami olarak hizmet vermiştir.
Kilise Cami
Kayakapı Mahallesi giriÅŸinde saÄŸdaki büyük baÅŸlıksız peribacası içerisinde daha girer girmez tüm ziyaretçilerin insanı yoÄŸun bir huzur ortamına çeken atmosferini belirtmekten kendilerini alamadıkları, ayırıcı bir özelliÄŸe sahiptir. Oldukça yüksek tavanı ve çok özenilmiÅŸ kaya oyma işçiliÄŸi dikkat çekicidir. Apsisi ayıran sütun baÅŸlıklarında alçı dolgulu haçlar, Göreme kiliselerinden 50-100 yıl daha erken döneme ait olduÄŸunu gösterir. Büyük bir olasılıkla Kadı Kalesi’ndeki Prokopi Manastırı’nın bir bölümü olabilir.
Tek nefi ve solda küçük narteksli kilisede kuzey ve güney yönlerde narteks üzerinde, karşılıklı ve kabartma yapılmış iki ok iÅŸareti Akatlar’da kullanılan simgelerden olabilir. Kayakapı’yı bir nöbetçi gibi bekleyen bu görkemli peribacası, geçmiÅŸte batısındaki kayaya kemerle giriÅŸ kapısı yapılarak önemli bir güvenlik mevzisi konumunda kullanılmıştır. Ãœst katlarında yapıldıklarında kaya mezar, daha sonra da güvercinliÄŸe çevrilen odalar vardır. 1984 yılında Kayakapı Mahallesi’nin baÅŸka yere iskanı temin edilinceye kadar güney yönüne çok basit bir mihrap oyularak mescit olarak kullanılmıştı. 2008 yılında UNESCO’nun katkılarıyla onarılarak yıkılmaktan kurtarılmıştır.
Aziz Georgios Kilisesi (Yukarı Aya Yorgis)
Ãœrgüp’teki iki Georgios kilisesinden biridir ve Temenni Tepesi’nin güney cephesinde yer alır. Aslında her yerleÅŸimde bir azizin adı iki kiliseye verilmezmiÅŸ. 1885 yılında, önce küçük kaya parçaları düşmeye baÅŸlayınca, halk buradan Duayeri Mahallesi kurularak oraya iskan edilmiÅŸ ve ardından kilise aynı yıl kayanın yivli yapısı nedeniyle kendiliÄŸinden yıkılmıştır. Teknecik’teki diÄŸer Aziz Georgios Kilisesi’ne 1842’de ferman verilmiÅŸ. Burası yıkılmadan 43 yıl önce henüz saÄŸlamken ve kullanılırken yapımına baÅŸlandığına göre iki nedenden dolayı aynı azizin adı verilmiÅŸ olmalı; Birincisi Aziz Georgios’un çok tanınmış büyük azizlerden olması; ikinci olasılık bu büyük azizin Ãœrgüp’ün köyünden olması.
Temenni’nin güney cephesi bir mahalle idi ve kilisenin önünden çıkan bayıra da “Kisle Bayırı” denirdi. Kayakapılı Aziz Yuannis’in pazar günü ibadetlerine geldiÄŸi kilise burasıdır. Oldukça sert bir kayaya oyulmuÅŸ olmasına raÄŸmen, çok ve ters yivli bir yapıdaki bölümüne planlanmış olması, yıkılmasına neden olmuÅŸtur. 11.50x2.95 m boyutlarındaki “L” loca kısmı saÄŸlam kalmıştır. TemizlendiÄŸi takdirde gerçek boyutu da ortaya çıkacaktır. Loca kısmı hariç kilisenin eni 10.25 metredir. Tavan ortasına küçük olduÄŸunu sandığımız bir kubbe ve iki kenarlarda da küçük kubbecikler oyulmuÅŸtur. Üç nef tonoz ÅŸeklinde ve sonları, kaya sert olduÄŸundan silme ile birleÅŸtirilmiÅŸtir. Locada oturma yerleri de aynı nedenle yetersiz geniÅŸliktedir. GiriÅŸ yönünde sonda ve saÄŸda iki kalın sütun vardır.
Kilisenin tam ortasında ve sol cephede alta ve üste devam eden oldukça dar ve düzgün (70x60 cm) bir tığraz bulunmaktadır. Kilisenin alt yanındaki geniÅŸ bir mekan bilinçli olarak molozla doldurulmuÅŸtur. Arkeolog K. T. Türkmen bu salonların önceki dinlerin tapınma yeri olduÄŸundan, kasıtlı doldurulduÄŸunu “Bilinmeyen Kapadokya’dan Bir Kesit; Ãœrgüp” adlı kitabında Ãœrgüp Kalesi ve Kadı Kalesi’nde de rastladığını belirterek zikretmiÅŸtir. Kilise ve oyulan mekanların hafriyatını taşımanın zorluÄŸundan dolayı kullanılmayan kaya mekanlara doldurulmuÅŸ olabilirliÄŸi de zayıf bir olasılıktır. Kilisenin oyulduÄŸu kayanın çok sert olması, buna karşılık tığrazın bölgede rastlanamayan darlığı, emeÄŸin deÄŸerini günümüz ziyaretçilerine anımsatacak yeterliktedir.
Aziz Vasilyos Kilisesi
KaraÄŸandere Mahallesi’nde bugün küçük bir bölümü KurtuluÅŸ Camisi olarak kullanılan kilise ‘Kayserili Büyük Basileios’ adına yaptırılmıştır. 329-379 yılları arasında yaÅŸayan Kayseri piskoposu Vasilyos (Basileios), Hıristiyanlıkta çok önemli bir simadır. Bölgede manastır yaÅŸamını örgütlemiÅŸ, Hıristiyanlıktaki teolojik sorunları, Aziz Gregorios’la birlikte çözümlemiÅŸ, dinsel yaÅŸama yeni kurallar getirmiÅŸ, hatip ve uygulama insanıdır.
Vasilyos Kilisesi’nin ilk yazıtında 1453’lerde yapıldığı sözlü tarih olarak günümüze ulaÅŸmıştır. E. Ä°sakidu isimli mübadil de 1949 yılındaki sözlü anlatımında bir kitabesi olduÄŸunu söylemektedir. [5] Kız ve erkek anaokulları ile bir eÄŸitim kurumu kimliÄŸi de bulunan Vasilyos Kilisesi oldukça geniÅŸ bir alanda Avlağı Dağı’nın ‘ünlü taşıyla’ yapılmıştır. Çevresindeki 35 adet granit sütun ise Kızılırmak çevresinden mandalarla getirilmiÅŸtir. Mihrap ve ikona teÅŸhir yeri ‘oya gibi iÅŸlenmiÅŸ mermerdendi’. Kilisenin yapımı ile ilgili üç ferman bulunmaktadır. 1829 tarihli I. Ferman, II. Sultan Mahmut tarafından Piskoposluk Mukaatası’nın vasiyetnamelerde doÄŸrulanması, Osmanlı memurlarının zoralımlarının durdurulmasına karşı verilmiÅŸtir. 1833 tarihli II. Ferman ise kilisenin inÅŸası için önceki ile aynı boyutta olması, en (26 cubit), boy (42 cubit), yükseklik (15 cubit), iki kapılı, kiremitli, tahta çatı ve beyaz badana gibi ayrıntıları da içeren bir fermandır. III. Ferman 1842 tarihlidir ve Teknecik’teki Aziz Georgios yapımı ve Aziz Vasilyos Kilisesi ile ilgilidir.
KaptanoÄŸlu Kız Okulu, Erkek Okulu’ndan daha büyük ve güzel yapılmıştı. Åžimdiki cami olarak kullanılan devasa kemerli bölümün konferans salonu olduÄŸu söyleniyor. Külliyenin kuzeyinde dinsel servis yeri, ödül, emanetler ve kabul salonu vardı. Okulun öğretmenleri ve eÄŸitim düzeyi çok yüksekti. Bu okulun mezunları arasında; Ä°stanbul Erkek Lisesi’nin Yunan Edebiyatı öğretmenlerinden Ãœrgüplü G. Yeorgiadis ve Atatürk’ün Ankara Ãœniversitesi’ne atayarak taltif ettiÄŸi, Türkçe-Yunanca sözlüğün yazarı Türkoloji Profesörü Pavlakos Melitopulos dikkati çeker.
Aziz Vasilyos Kilisesi’nin yıkımı Yuannis Kilisesinden 5-7 yıl daha erkendir. 1950-1955’li yıllarda sütunlardan bir miktarı ayakta idi. Teknecik Yorgios (Gregorios) Kilisesi ile Aziz Yuannis Kilisesi arasında yer alan Vasilyos Kilisesi, Ãœrgüp’ün o zamanki nüfusu düşünüldüğünde çok büyük yapılardır ve birbirlerine yakındırlar. Bu yapılar, geniÅŸletilmemiÅŸ dar sokaklar ve yıkılmamış/yıktırılmamış ev ve konaklarla birlikte bir mimari doku olarak bir hayal kurduÄŸumuzda, Ãœrgüp’ün güzelleÅŸtirilmesindeki inatçılığın delili olmalı...
Düzeltme Notu: Ãœrgüp Kiliseleri yazımızın I. bölümünde sayfa 48’de “II Abdülmecit döneminde…” ÅŸeklinde yazılan cümle yanlış yazılmıştır doÄŸrusu “II Abdülhamit döneminde…” ÅŸeklinde olacaktır.
Not: Ãœrgüp Kiliseleri yazısının I ve II. bölümlerinde kullanılan siyah-beyaz fotoÄŸraflar Evangelia Balta’nın Prokopi-Ãœrgüp - Centre for Asia Minor Studies Athens-2004. kitabından alınmıştır.
[1] Ãœrgüp Dergisi, Nis-Haz1998 Sayı; 15. Makale “12” Åž.BAÅžAL Sayfa;29-32
[2] Prokopi-Ürgüp, Centre for Asia Minor Studies Athens-2004, 106-113.
[3] a.g.e 2
[4] a.g.e 2
[5] a.g.e 2
Not: Bu yazı Peribacası Kapadokya Kültür ve Tanıtım Dergisi’nin AÄŸustos 2009 sayısında yayınlanmıştır. Derginin telif hakları ile korunmaktadır. Hiçbir ÅŸekilde kopyalanamaz. www.cappadociaexplorer.com