Yazan: Yavuz İşçen
AÄŸustos 2009
Türkiye’de raku yapımında son yıllarda hızlı bir artış gözleniyor. Bundan 20 yıl kadar önce ülkemizde raku sadece üniversitelerin bünyesinde öğretim amaçlı yapılıyor ve sergilerde görülüyordu. Henüz ticari bir nitelik kazanmamıştı. Ãœlkemizde raku yapımının geçmiÅŸinin canlı tanıklarından olan Tayfun Küçükcan ile yaptığımız söyleÅŸiyi sizlerle paylaÅŸmak istedik.
Peribacası Dergisi: Kısa bir özgeçmiş alabilir miyiz?
Tayfun Küçükcan: EskiÅŸehirliyim; liseyi EskiÅŸehir’de okuduktan sonra Ankara’ya geldim ve Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdim. Fakülte’de öğrenciyken Atatürk Kültür Merkezi’nde açılan seramik kurslarına gitmiÅŸtim. Seramik ilgimi çekiyordu, ancak bunu bir meslek olarak düşünmemiÅŸtim. Okulu bitirdikten sonra bir süre ne yapacağıma karar veremedim. Memuriyet pek bana göre gelmedi. O yıllarda Avanos’a yaz aylarında iki kez geldim. Bundan 20 yıl kadar önceydi. Burada seramiÄŸe olan ilgim tekrar depreÅŸti ve küçük bir atölye açarak iÅŸe baÅŸladım.
Peribacası D.: Atölyenizde neler yapıyordunuz? Raku yapmaya nasıl başladınız?
Tayfun K.: 1980’li yıllarda ilk baÅŸladığımda tabak, çanak üzerine ebrular hatta deriler yapıyordum. Acemilik döneminde böyle süreçlerden geçmeden olmuyor. Askerlik sonrası 1.5 yıl kadar atölyeye ara verdim. Türk gecesi yapan bir restoranda yöneticilik yaptım aynı zamanda Galip’in (Chez Galip) yanında çömlek atölyesinde çalışıyordum. O zamanlar torna iÅŸi de yapıyordum. Åžimdi sadece yüzeyle ilgileniyorum. Tornaya ilk kez Mustafa Yorgun ustanın atölyesinde oturdum. Bu ustayı 2 yıl kadar önce kaybettik. Burada ‘allı güllü’ tabir edilen iÅŸler yapardı. Odunlu piÅŸirim uygular ve rakuya çok benzer bir teknikle çalışırdı. Nereden öğrendiÄŸini bilmiyorum ama onun kadar güzel yapanı ÅŸimdilerde bile yok.
1.5 yıl aradan sonra tekrar kendi atölyemi kurdum. O yıllarda ilkel piÅŸirimleri merak ediyordum. Anadolu Ãœniversitesinde asistan olan ve sonradan arkadaşı olduÄŸum bir öğretim görevlisinin raku konusunda hazırladığı yüksek lisans tezi elime geçti ve bunu okudum. Bu çalışma raku konusunda Türkiye’de yapılmış ilk yüksek lisans teziydi. 2000 yılında I. Uluslararası Avanos Seramik Sempozyumu’nda buraya geldiÄŸinde birlikte raku yaptık ve ilk fırınımı birlikte oluÅŸturduk. Ben raku yapmaya sanat olarak baÅŸlamadım. Yapacağım ve satacağım diye baÅŸladım. O yıllarda EskiÅŸehir’de Ekrem Hoca kardeÅŸi ile birlikte satış amaçlı raku yapıyordu. BaÅŸka da ticari amaçla bu iÅŸi yapan yoktu. Hatta ben baÅŸladığımda bazı arkadaÅŸlarım bana “kim alacak rakuyu” diye takılıyorlardı. Bazen çok içimi titreten iÅŸler çıkarsa bunu bir kenara ayırayım satmayayım dediÄŸim oluyor. Sık yaptığım bir ÅŸey deÄŸil. Hem sevgi atfediyorsun hem de vazgeçmek durumundasın. Ayakta durabilmek ve yerine yenilerini yapabilmek için satmak zorundayım.
Peribacası D.: Raku ülkemizde Japonya’da yapıldığı gibi mi yapılıyor?
Tayfun K.: Esas mantığı aynı olmakla birlikte ilk yapıldığı yıllardan bu yana raku yapım teknikleri çok deÄŸiÅŸikliÄŸe uÄŸramış durumda. Batıda (Avrupa’da) genellikle stüdyo seramikçileri hızlı piÅŸirim uyguluyorlar. Yani sıcakken koyup, sıcakken alıyorlar. Bu biraz daha zahmetli bir iÅŸ. Japonya’da bizim yaptığımız gibi redüksiyon, karartmalar, sırla oynamalar falan yapmıyorlar. Sadece suya ya da çay suyuna sokuyorlar. Günümüzde kendi içinde çok çeÅŸitliliÄŸe sahip bir alan haline geldi raku. Hatta dünyada yaygın raku grupları bile var. Ben kendimi sadece raku ile sınırlamak istemiyorum. Genel olarak ilkel ya da alternatif piÅŸirim olarak adlandırabileceÄŸimiz piÅŸirimlerle ilgileniyorum. Çukur piÅŸirim (pit firing), isli piÅŸirim (smoke), sagar piÅŸirim (zagar) ve varil piÅŸirimle de uÄŸraşıyorum. Bunlar piyasaya uygun iÅŸler deÄŸil ama yavaÅŸ yavaÅŸ tanınıyor.
Peribacası D.: İlkel pişirimler ve raku konusunda farklı etkinlikleriniz oldu mu?
Tayfun K.: Hacettepe Ãœniversitesi tarafından düzenlenen Uluslararası Avanos Seramik sempozyumlarından birinde katılımcı olarak bulundum. Geçen yıl 6.’sı yapılan bu sempozyum burada artık gelenekselleÅŸti. Raku Türkiye’de daha çok üniversitelerin etkisiyle ilgi görmeye baÅŸladı. Ä°zmir, EskiÅŸehir ve Çanakkale’deki üniversitelerin bu konuda çeÅŸitli etkinlikleri oluyor. ÖrneÄŸin, Çanakkale 18 Mart Ãœniversitesi öğretim görevlileri tarafından düzenlenen sergide ben de bulunmuÅŸtum. Daha önce ODTÃœ 3. Sanat ÅženliÄŸi’nde pit firing ve raku piÅŸirimlerine katılmıştım. Geçen yıl Ä°stanbul Kültür Ãœniversitesi’nin fırınlarını yaptım ve bu üniversitede düzenlenen “AteÅŸten suya raku çalıştayı”na katıldım. Bu yıl Ä°stanbul Ãœniversitesi de raku fırını istedi onlara da yaptım; ödenek yokluÄŸundan alamadılar elimde bekliyor. Sanırım bu hafta alacaklar.
Peribacası D.: Ürünlerinizi ne şekilde pazarlıyorsunuz? Piyasada nerelerde bulabiliriz?
Tayfun K.: Ben perakende olarak satmıyorum, satış yerim yok. Ãœrünlerimi verdiÄŸim birkaç yer var. Göreme’de Argos’a, Avanos’da Güray’a veriyorum. Bir de Ankara’daki Venessa’ya ve Bodrum’daki Pottery Home’a raku veriyorum. Rakuyu bilenler “bu fiyata raku mu olur” deyip alıyorlar. Bilmeyenler ise bazen efektini beÄŸenip alabiliyorlar. Ama genellikle elektrikle piÅŸmiÅŸ daha gösteriÅŸli ÅŸeyleri beÄŸeniyorlar. Aslında benim ürettiklerim ortalama beÄŸeniye pek hitap etmiyor.
Peribacası D.: Avanos’ta çömlekçiliÄŸin bugünkü durumunu nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?
Tayfun K.: Son dönemde özellikle benim Avanos’a geldiÄŸim yıllardan itibaren Avanos’ta çömlekçiliÄŸin fazlasıyla yozlaÅŸtığını söyleyebilirim. Gündelik piyasa kaygıları ve acımasız rekabet üretilen ürünlerin kalitesini çok olumsuz etkiledi. Çamurun kalitesine önem verilmiyor, sentetik boyalar iÅŸin iÅŸine karıştı. Alçıdan yapılma ürünler yaygınlaÅŸtı. Avanos’ta çarşının içine gidin; neredeyse bütün çömlekçilerde alçıdan yapılma peribacaları, kabartma panolar, bardaklar, vazolar satılıyor. Åžehirlerarası yollarda benzinliÄŸe bitiÅŸik bir maÄŸazada bu tür ürünler olabilir ama çömlekçide olmaması gerekiyor.
Ä°ÅŸlerin niteliÄŸindeki bozulmayla birlikte Avanos çömlekçiliÄŸi ciddi ÅŸekilde imaj kaybetti. Kütahya seramikleri buradaki piyasaya yayıldı. Ä°nsanların ticari kaygılarını bir dereceye kadar anlayabiliyorum ama, yeri geldi Bulgaristan’dan, Gürcistan’dan ve Ä°ran’dan seramikler getirilip satıldı. Kırık çömlekler bile yamanıp satışa çıkartıldı. Bizde yapılan iÅŸe bir moral deÄŸer atfetme eksikliÄŸi var. Hiçbir mesleÄŸi diÄŸerinden üstün gördüğüm sanılmasın; ancak bir matbaa çalıştırmakla ya da bakkal dükkanı iÅŸletmekle bu iÅŸ arasında bir fark var. Çömlekçilerin bunu görmesi lazım. Bizde iÅŸin estetik yanı çok önemli, sürekli okumak, denemeler yapmak, teknik ve estetik açıdan beslenmek gerekiyor. NiteliÄŸi geliÅŸtirebilmenin baÅŸka bir yolu olduÄŸunu sanmıyorum.
Not: Bu yazıda kullanılan raku fotoÄŸrafları Argos’da çekilmiÅŸtir. Raku yapımını gösteren fotoÄŸraflar ise Tol Seramik’in arÅŸivinden alınmıştır. Kendilerine gösterdikleri ilgiden dolayı teÅŸekkür ederiz.
Argos Hand Made-Gift Shop
Mehmet Akif Küçük
Gaferli Mah. Cevizler Sok. No: 22 Göreme/Nevşehir
Tel: 0384-271 27 50
Güray Seramik
Güray Tüysüz
Eski Nevşehir Yolu üzeri No: 44 Avanos/Nevşehir
Tel: 0384-511 50 91
Venessa Collection
Ankamall Alışveriş Merkezi
ZK-07 Akköprü/Ankara
Tel: 0312-541 20 77
Pottery Home
Migros Mağazası Gökçebel-Yalıkavak / Bodrum
Tel: 0252 - 386 33 80
Not: Bu yazı Peribacası Kapadokya Kültür ve Tanıtım Dergisi’nin AÄŸustos 2009 sayısında yayınlanmıştır. Derginin telif hakları ile korunmaktadır. Hiçbir ÅŸekilde kopyalanamaz. www.cappadociaexplorer.com