Yazan: Yavuz İşçen
AÄŸustos 2009
İlk bakışta, bunca gelişmiş seramik pişirim tekniği ve teknoloji ürünü elektrikli fırınlar varken insanların neden ilkel pişirim tekniklerini kullanmak için kendilerini zorladıklarını anlamak çok kolay görünmüyor. Ancak konuyla yakından ilgilenmeye başlayınca, daha çok turistlerin beğenisine uygun piyasa işi seramiklerle sanatsal kaygı ile üretilen ürünler arasındaki farkı algılamakta gecikmiyorsunuz. İlkel pişirim ya da alternatif pişirim teknikleri, sanatçının kendini ifade aracı olarak ürünü ile bütünleşmesini sağlıyor. Sanatçılar bu teknikleri kullanırken kendilerini özgürce ifade edebilme olanağını yakalıyorlar.
Alternatif piÅŸirim teknikleri
Ä°lkel piÅŸirim tanımlaması daha çok açıkta piÅŸirimi esas alan yöntemleri tanımlamak için kullanılıyor. Bunlar, seramiÄŸin kullanımının baÅŸladığı ilkel dönemlerden günümüze kadar çeÅŸitli uygarlıklarda farklı ÅŸekillerde uygulanan teknikleri içeriyor. Ä°lkel piÅŸirimde ürünler doÄŸrudan ateÅŸ ve dumanla temas ediyor. Anadolu’da geleneksel çömlekçilikte günümüzde de kullanılan bu yöntemde, üst üste dizilen seramiklerin üzerleri çalı çırpı, tezek, saman ve odunlarla kapatılarak yakılıyor ya da topraÄŸa açılan bir çukurun içine çömlekler yerleÅŸtirilerek üzeri benzer malzemeyle kapatılıyor ve yakılarak piÅŸirim saÄŸlanıyor. Günümüz seramik sanatçıları, esas olarak benzer yöntemleri kullansalar da alternatif piÅŸirim tanımlamasının daha uygun olduÄŸu kanısındalar. Alternatif piÅŸirim teknikleri arasında en yaygın kullanılanlar, çukur piÅŸirim (pit firing), isli piÅŸirim (smoke), sagar piÅŸirim (zagar) ve raku piÅŸirim olarak sıralanabilir.
Çukur pişirim, seramiklerin toprak altında açılan bir çukur içinde pişirilmesi esasına dayanıyor. İsli pişirim, toprak üstünde hazırlanan özel düzeneklerde seramiklerin odun ateşinde pişirilmesiyle gerçekleşiyor. Sagar pişirim, seramiklerin indirgen atmosfer yaratacak malzemelerle birlikte bir kutu içine koyularak fırına verilmesi şeklinde uygulanıyor. Raku pişirim ise pişirilen ürünlerin fırından akkor haldeyken çıkartılıp talaş, meyve kabukları, yaprak gibi redüksiyon ortamı yaratacak malzemelerle temas ettirilerek farklı efektler elde edilmesine dayanıyor.
Bu tekniklerden bazıları örneğin çukur pişirim ve isli pişirim ilkel pişirime daha yakın. Alternatif pişirim temel özellikleri itibarıyla ilkel pişirime benziyor. Alternatif pişirimlerde ortak öğe, tekniklerin hepsinde indirgen bir atmosfer kullanılması. Bunun için pişirim sırasında talaş, meyve kabukları, yaprak gibi organik maddelerin yanı sıra çeşitli metaller ve metal tuzlarından yararlanılıyor. İndirgen atmosfer özellikle sırsız yüzeylerde değişik efektler yaratıyor. Zaten bu tekniklerin kullanılmasının genel amacı farklı görsel efektler yaratabilmek. Alternatif pişirimde sır çok az ya da hiç kullanılmıyor. Raku dışındakilerin hemen hemen hepsi sırsız. Nadiren çukur pişirimde sırlı örneklere rastlanabiliyor.
Japon çay seremonilerinden günümüze ‘raku’
Günümüzden yaklaşık 400 yıl önce Japonya’da geliÅŸtirilen raku tekniÄŸi, geleneksel Japon seramiÄŸinde kullanılan deneyselliÄŸe ve sürpriz sonuçlara açık bir sırlama tekniÄŸi olarak karşımıza çıkıyor. Raku kelime anlamı olarak Japonca’da rahatlık, memnuniyet, zevk ve neÅŸe anlamına geliyor. Bu tekniÄŸi ilk uygulayan Cociro adında bir Japon seramikçi olmuÅŸ. Bu seramikçiye Åžogun HideyoÅŸi tarafından sunulan altın bir mühür üzerinde raku anlamına gelen bir simge bulunduÄŸu için bu teknikle yapılan seramikler raku adıyla anılmaya baÅŸlamış. Sevgiyle yoÄŸrulup elle ÅŸekillendirilmiÅŸ kaplarda sunulan çayın insanın ruh ve beden saÄŸlığına iyi geleceÄŸine inanan Japonların, çay seremonilerinde kullandıkları çay takımlarına büyük özen gösterdikleri biliniyor. Bu felsefeye baÄŸlı olarak raku tekniÄŸi ile yapılan çay takımları 1573-1615 yılları arasında Momoyama döneminde çay seremonilerinde yoÄŸun olarak kullanılmaya baÅŸlamış ve sonrasında da giderek yaygınlaÅŸmış.
Raku piÅŸirim tekniÄŸi
Farklı sanatçılar deÄŸiÅŸik yöntemler kullanabiliyor. Genel olarak bisküvi piÅŸirim adı verilen ilk piÅŸirimi yapılmış ürünlerin sırlandıktan sonra 750-950 derecede ısıtılmış fırına sıcakken koyulmasıyla baÅŸlıyor. Sır olgunlaÅŸtığında fırının soÄŸuması beklenmeksizin fırın açılarak büyük metal maÅŸalarla seramikler hızla fırından çıkartılıyor. Fırından sıcakken dışarı çıkarılan ürün bir tür termal ÅŸok geçiriyor. Bu ÅŸoka baÄŸlı olarak seramiÄŸin üzerindeki sırda çatlamalar oluÅŸuyor. Daha sonra bu seramikler içinde talaÅŸ, kuru yaprak, meyve kabukları gibi organik maddelerin bulunduÄŸu kapalı metal bir kaba alınıyor. Bu malzemeler kabın içinde indirgen atmosfer oluÅŸumunu hazırlıyor. Burada gerçekleÅŸen kimyasal reaksiyona ‘redüksiyon’ adı veriliyor. Bu iÅŸlemin süresi 5-20 dakika arasında deÄŸiÅŸebiliyor.
Kabın içinde oluşan yanma ve çıkan is seramiğin çatlaklarına işliyor ve sırda kullanılan oksidin çeşidine bağlı olarak farklı efektlerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu efektler, janjanlı renkler, gökkuşağı oluşumları gibi değişik görsel etkilerle karşımıza çıkıyor. Redüksiyon sonrası kaptan çıkartılan seramikler suya atılıp üzerlerindeki is ve küllerin temizliği yapılıyor. Üretimin en heyecan verici kısmı belki de ortaya çıkan ürünün yorumlanması ve üzerindeki etkilerin değerlendirilmesi oluyor. Raku tekniği ile üretilen ürünlerde doğaçlama etkiler sağlandığı ve her ürün kendine özgü özellikler taşıdığı için bu teknik dünyada birçok seramik sanatçısı tarafından günümüzde de kullanılıyor.
Not: Bu yazı Peribacası Kapadokya Kültür ve Tanıtım Dergisi’nin AÄŸustos 2009 sayısında yayınlanmıştır. Derginin telif hakları ile korunmaktadır. Hiçbir ÅŸekilde kopyalanamaz. www.cappadociaexplorer.com