English
Menü
Kapadokya Rehberi
Peribacası Dergisi
Peribacası Kapadokya Yayınları
Kapadokya Firmaları
Kapadokya Fotoğrafları
Kapadokya Fotoğrafçıları
Kapadokya Haritaları
Kapadokya Karikatürleri
Kapadokya ve Sanat
Kapadokya Yazıları
Kapadokya Yayın Arşivi
Kapadokya Efemera ArÅŸivi
Kapadokya Video-Film ArÅŸivi
Sosyal Medya Adreslerimiz
Sivil Toplum Kuruluşları
Önemli Telefonlar ve Linkler
Site Güncellemeleri
Belge ve FotoÄŸraflarda Kapadokya
Firma Arama
Åžehir
İlçe-Belde
Hizmet Alanı
Firma
Anket

Sanat ve müzik festivalleri Kapadokya'ya olan ilginin artmasını sağlıyor mu?
       
Evet.
Hayır.
Mail List
Yeni Kayıt
Åžifremi Unuttum

GESÄ° BAÄžLARI GÃœVERCÄ°NLÄ°KLERÄ°

GESÄ° BAÄžLARI GÃœVERCÄ°NLÄ°KLERÄ°

Yazan: Yavuz İşçen
Ekim 2007

Çoğumuz Gesi Bağları'nın nerede olduğunu dahi bilmez. Ancak türküsünü duymayanımız yoktur. Kayseri ve Gesi Bağlarıyla özdeşleşmiş olan bu türkümüz, acılı genç bir kadının hüzünlü ve etkileyici öyküsünü günümüze kadar taşımıştır. Bu yazımızda, türküsüyle olduğu kadar bağları ve kendine özgü güvercinlikleri ile de dikkati çeken Gesi Bağları'nı tanıtmaya çalışacağız.

Türküsü ile ünlenen beldemiz
Türküde anlatılan, Kayseri'nin Everek kazasından Gesi'ye gelin gelen genç bir kızın öyküsüdür. Genç gelin evlendikten kısa bir süre sonra kocasının çalışmak için gurbete gitmesiyle köyde yalnız kalır. Aradan uzun yıllar geçer ama giden koca bir daha geri dönmez. Ne bir haber ne bir mektup gelir. Genç gelin sabırla kocasını bekler. Kendisi ile ilgili dedikodular etrafta dolaşmaya başlar. Bu nedenle zamanla kocasının akrabaları ve kendi ailesi de genç kıza yüz çevirir. Genç kız yabancı bir yerde tek başına hayata tutunmaya çalışır, yaşama direnir ve sonunda derdini bir türkü ile dile getirir:

Gesi Bağları'nda dolanıyorum
Yitirdim yarimi anam aranıyorum

Kayseri'de bağcılık geleneği
BaÄŸcılık denildiÄŸinde genellikle üzüm baÄŸları akla gelmekle birlikte, Anadolu'nun birçok yerinde baÄŸ sözcüğü, meyve sebze yetiÅŸtirilen baÄŸlar ve bahçeler anlamında kullanılmaktadır. Anadolu'da yaz aylarında sayfiye amaçlı baÄŸlara göç oldukça yaygın bir gelenektir. Özellikle ÅŸehirde yaÅŸayanlar yaz mevsiminde baÄŸları bir sayfiye yeri gibi deÄŸerlendirirler ve buraya taşınarak yaz sonuna kadar kalırlar. Bu göç genellikle haziran ayından baÅŸlar ve geri dönüş ise eylül ayında yapılır. BaÄŸda bulunulan süre içinde çeÅŸitli meyve ve sebzeler yetiÅŸtirilir. Bunlar kurutulur ve kışın kullanılabilecek ÅŸekilde hazırlanır. Konserve yapılır. Pekmezler, şıralar, sirkeler, turÅŸular hazırlanır. BaÄŸda yapılan üretim satış amaçlı deÄŸildir. Hazırlanan yiyecekler aile içinde tüketilir. Bu bakımdan Anadolu'da baÄŸcılık geleneÄŸinin ekonomik yönünden çok sosyal yönü ön plandadır. Kayseri'de baÄŸcılık geleneÄŸinin 15. yüzyıldan bugüne dek devam ettiÄŸi bilinmektedir.        

Gübre gereksinimi için güvercinlikler
Anadolu'nun çeşitli yerlerinde eski dönemlerde bağ ve bahçelerde kullanılmak üzere gübre gereksinimi için yabani güvercinlerin belli bir sisteme göre yetiştirildikleri bilinmektedir. Güvercin gübresi, bileşimde bulundurduğu maddeler açısından oldukça değerli bir gübre olarak kabul edilmektedir. Bileşiminde yaklaşık %25 organik madde, %2 azot, %1 fosforik asit bulunmaktadır.
Osmanlı devleti döneminde "koğa" adı verilen güvercin gübresinin önemli bir ihraç ürünü olduğu bilinmektedir. Osmanlı devlet arşivinde yurt dışından gelen gübre talepleri ve yurt dışına yapılan çeşitli satışlara ilişkin belgeler bulunmaktadır. Osmanlı devleti döneminde güvercin gübresinin Kapadokya bölgesinde üzüm bağlarında ve Diyarbakır çevresinde ise karpuz yetiştiriciliğinde kullanıldığı bilinmektedir.
Gübre gereksinimi için yabani güvercin bakıcılığında, gübrenin düzenli toplanabilmesi ve birikmesini saÄŸlayabilmek için bazı yapılara gereksinim duyulmuÅŸtur. Bu yapılar, Kapadokya'da "Güvercinlik", Diyarbakır'da ise "Boranhane" olarak adlandırılmaktadır. Güvercinlikler çeÅŸitli biçimlerde olabilmektedir. Ãœlkemizde farklı mimari tarza sahip üç tip güvercinlik bulunduÄŸu söylenebilir. Kapadokya güvercinlikleri kayalara oyulmuÅŸ odacıklar ÅŸeklinde iken, Diyarbakır boranhaneleri kerpiçten yapılma binalar biçimindedir. Gesi BaÄŸları'nda rastladığımız güvercinlikler ise "kule tipi" olarak adlandırabileceÄŸimiz biçimde taÅŸtan örülerek yapılmışlardır. Bu tip güvercinliklere ülkemizde yalnız Gesi BaÄŸları'nda rastlanmaktadır. Kule tipi güvercinliklerin yurt dışında benzer örnekleri bulunmaktadır. Ancak Gesi BaÄŸları güvercinliklerinde bulunan yeraltı odası tamamen ülkemize özgü olup yurt dışındaki benzerlerinden önemli bir ayrım noktası oluÅŸturmaktadır.

Et gereksinimi için güvercinler
Bölgede eski dönemlerde güvercinlerin gübresinden başka etinden de yararlanıldığı söyleniyor. Anadolu'da güvercin etinin besin olarak tüketilmesi yaygın bir durum değildir. Müslümanlıkta güvercin etinin yenmesi yasak olmamakla birlikte, Müslümanlar inançları gereği güvercinleri kutsal bir kuş olarak görmüşler ve güvercinlere karşı hep sevgi ile yaklaşmışlardır. Ancak eski dönemlerde daha çok doğu bölgelerimizde ve farklı kültürlerin de etkisiyle güvercin etinin yendiği durumlarla karşılaşabiliyoruz.
Gesi Bağları'nda eski dönemlerde güvercin etinin yöre halkı için önemli bir protein kaynağı oluşturduğunu biliyoruz. Güvercin etini pişirme tekniği farklıdır. Usulüne uygun yapılmazsa sert olur. Ancak Kayserililer bu sorunun da çözümünü bulmuşlar. Güvercin yavruları palazlandıktan sonra uçmaya başlamadan biraz önce, yani etleri daha sertleşmeden alınıp yemeklik olarak kullanılmışlar. Hatta anlatılanlara göre bölge mutfağının önemli yemeklerinden biri olan Kayseri mantısının en lezzetlisi de bu yavruların kemikleri ayrılmadan satırla kıyılan etlerinden yapılırmış.

Gesi Bağları güvercinlikleri
Gesi Bağları, Kayseri'nin yaklaşık 18 km doğusunda bulunmaktadır. Kayseri-Sivas yolu takip edildiğinde, Kayseri çıkışından yaklaşık 12 km sonra sağdan ayrılan 6 km'lik yol ile Gesi'ye ulaşılır. Gesi Bağları'nın Ürgüp'e olan uzaklığı 75 km'dir. Kayseri'nin önemli mesire yerlerinden biri olan Gesi Beldesi, bağları, bahçeleri ve güvercinlikleri ile son yıllarda yoğun şekilde ilgi görmeye başlamıştır.
Bölgede "burç" adı verilen kule tipi güvercinliklerde, bir güvercinlik üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm toprak zeminin altında bulunan "güvercin odası"dır. Burası normal bir ev odası büyüklüğünde olup kaya içine oyulmuştur. Güvercin odasının duvarlarında güvercinlerin yuvalık olarak kullanmaları amacıyla açılmış nişler (oyuklar) bulunmaktadır. Odanın tavanında ise güvercinlerin odaya girip çıkabilmeleri için yaklaşık bir metre çapında bir delik yer almaktadır. Güvercin odası yeraltında olduğu için dışardan bakıldığında görülmez. Güvercin gübresi bu odanın tabanında birikmektedir.
Güvercinliğin ikinci bölümünü yörede burç adı verilen "kule" oluşturur. Kule tam olarak güvercin odasının üzerinde yer alır ve güvercin odasının tavanındaki deliğin etrafını çevreleyecek şekilde inşa edilmiştir. Kesme taşlardan örülerek yapılmış olan kule, kare ya da yuvarlak biçimli olabilmektedir. Genişliği genellikle 2-3 metre, yüksekliği ise zeminden itibaren 3-4 metre kadardır. Bu yükseklik oda tabanından itibaren 7-8 metredir. Kulenin üstü açıktır. En üstteki taşlar yatay döşenerek ve basamaklı bir yapı oluşturularak kuşların konmaları kolaylaştırılmıştır. Güvercinler kulenin üzerindeki boşluktan içeri girer ve aşağıdaki odaya inerler. Bir kale burcunu andıran surun çevrelediği yeraltı güvercin odasında, güvercinlerin gerçekten koruma altında oldukları söylenebilir.
Güvercinliğin üçüncü bölümünü "tünel" oluşturur. Güvercin odasına insan girişi yeraltından açılmış bir tünelle sağlanır. Tünel, 5-10 metre uzunluğunda olup bir insanın sığabileceği genişliktedir. Tünel çok belirgin olmayan bir kapı ile ya da taştan bir kapak ile dışarı açılmaktadır. Güvercinliğin sahibi yılın belli dönemlerinde bu kapıdan girerek güvercin odasına ulaşır ve tabanda biriken gübreleri toplar.
Gesi Bağları'nda Derindere Vadisi'nin her iki yamacına inşa edilmiş olan güvercinlikler ağızları vadi içine bakacak şekilde doğu-batı yönünde yerleştirilmişlerdir. Böylece vadinin bir tarafındakiler sabah, diğer tarafındakiler ise akşam güneşini almaktadırlar. Bu sistem sayesinde güvercinlerin soğuktan etkilenmelerinin önüne geçilmeye çalışılmıştır. Kapadokya bölgesindeki kaya tipi güvercinliklerin 200 yıllık bir geçmişleri olduğu bilinmektedir. Gesi Bağları kule tipi güvercinliklerinin ise daha eskiye dayandıkları tahmin edilmektedir.

Güvercinliklerin bugünkü durumu
Ülkemizde 1950 ve 60'lı yıllardan itibaren suni gübre kullanımının yaygınlaşması sonucu güvercin gübresi gereksinimi son bulmuş ve güvercinlikler de işlevini yitirmiştir. Böylece güvercinlik yapımı ve kullanımı hızla azalırken, artan bir şekilde kullanılan tarım ilaçları da güvercinlerin zehirlenmesine ve azalmasına yol açmıştır. Sonuç olarak insanlar güvercinlikleri, güvercinler de bağları terk etmişlerdir. Gesi Bağları'nda eskiden olduğu gibi gökyüzünü dolduran binlerce güvercine artık rastlanmıyor. Zamana dayanabilen taştan anıtlar olarak yüzlerce güvercinlik ise hala görülebilir durumda.

Not: Bu yazı Peribacası Kapadokya Kültür ve Tanıtım Dergisi’nin Ekim 2007 sayısında yayınlanmıştır. Derginin telif hakları ile korunmaktadır. Hiçbir ÅŸekilde kopyalanamaz.
www.cappadociaexplorer.com

Okunma Sayısı Okunma Sayısı: 8782 Eklenme Tarihi Tarih: 2009-06-18






NevÅŸehir Hava Durumu
Seçimi Hatırla
İl Seç
İstatistik
Toplam : 113138210 ziyaretçi
Bugün : 59577 ziyaretçi
Dün : 73671 ziyaretçi
S. Yükleme Süresi : 0.37 sn

toplu mail


Copyright 2009 - Tüm hakları saklıdır. Sitemizdeki tüm fotoğraf, yazı, doküman ve düşünce ürünleri 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunmaktadır. Kaynak gösterilerek dahi kopyalanamaz. Aksine davrananlar hakkında avukatımız aracılığı ile hukuki takibat yapılacaktır.
 

cappadocia@cappadociaexplorer.com