English
Menü
Kapadokya Rehberi
Peribacası Dergisi
Peribacası Kapadokya Yayınları
Kapadokya Firmaları
Kapadokya Fotoğrafları
Kapadokya Fotoğrafçıları
Kapadokya Haritaları
Kapadokya Karikatürleri
Kapadokya ve Sanat
Kapadokya Yazıları
Kapadokya Yayın Arşivi
Kapadokya Efemera ArÅŸivi
Kapadokya Video-Film ArÅŸivi
Sosyal Medya Adreslerimiz
Sivil Toplum Kuruluşları
Önemli Telefonlar ve Linkler
Site Güncellemeleri
Belge ve FotoÄŸraflarda Kapadokya
Firma Arama
Åžehir
İlçe-Belde
Hizmet Alanı
Firma
Anket

Sanat ve müzik festivalleri Kapadokya'ya olan ilginin artmasını sağlıyor mu?
       
Evet.
Hayır.
Mail List
Yeni Kayıt
Åžifremi Unuttum

NAR BEZÄ°RHANESÄ°

NAR BEZÄ°RHANESÄ°

UNUTULAN  KÃœLTÃœRLERÄ°MÄ°Z

Yazan: Mustafa Kaya
Temmuz 2007

Antik Çağın Nisa kentinin yerini tam olarak tespit edemeyen araÅŸtırmacılara Nar kaya bezirhaneyi görmelerini öneririm. Damat Ä°brahimpaÅŸa’nın MuÅŸkara adı ile kurduÄŸu bugünkü NevÅŸehir’in 1 km kuzeydeki büyük kaya kütlesinin güney kucağına sığınmış olan Nar’ın eski Nisa olduÄŸuna, kaya bezirhaneyi görür görmez karar vereceksiniz... Çünkü yöredeki bezirhanelerden ayırıcı olan birçok özelliÄŸe sahiptir. Ayrıca hareketli bir kasabanın ortasında bu kadar özgün ve bakir bir ÅŸekilde nasıl kalabildiÄŸi de incelenmesi gereken bir çevre koruma örneÄŸi olarak artılarımızdandır. Bezirhaneye hayran kalışımın bir abartma mı olduÄŸuna dair kuÅŸkumu test etmek için mimar arkadaşıma gösterdim. Aynı hayranlığı duyması tespitimde bir kararsızlık olmadığını gösterdi.


Görkemli bir kaya kütlesinin zemininde, güney yönden girilen kapısının beÅŸ-altı metre ilerisinde, daha kaya kesilirken tasarlanarak bırakılmış, bezirhane aÄŸası için bir taht vardır; her kapıdan girene özelliklerini okuyan, ilkel ama sevimli, taht olmasına raÄŸmen alçakgönüllü, tüm birimleri denetlemenin mükemmelliÄŸi ile ziyaretçisini hazza boÄŸan bir yönetim kürsüsü... Kapadokya’daki kiliselerin çokluÄŸundan etkilendiÄŸini de kürsüye bir arkadaşınız oturursa hemen anlıyorsunuz; zira başının çevresini, zarif bir oyma ile aÄŸanın başına kiliselerdeki aziz resimleri gibi bir hale verilmiÅŸ. Eee, zamanının önemli üretimini saÄŸlayarak, insanların aydınlandığı ışığı temin eden bir patron, elbette ki azizler katına layık görülmüştür.
Bezir ya da beziryağı üretimi Anadolu’nun pek çok yerleÅŸiminde rastlanan eski bir endüstri ÅŸeklidir. ‘Bezir çırası’ dediÄŸimiz eskinin ışık araçları, yeraltı köy/kentlerinde gördüğümüz küçük takacıklarda insanlığın en muhtaç olduÄŸu ışığı temin ederdi. Bezir yağı, ızgın ve zeyreÄŸin bu bezirhanelerde iÅŸlenmesi sonucu elde edilirdi. Ayrıca manda gibi hayvanların sırtlarındaki çatlak ve yaralara da sürülür, küspesi de çok besleyici bir besin olarak hayvanlara yedirilirdi. Boya ve sabun sanayisinde de kullanılmaktaydı. XIX. yüzyılda yazılmaya baÅŸlanan salnamelerde yakın çevredeki yerleÅŸimlerden Mucur’da 15, 1888 Konya salnamesinde Ãœrgüp’te 20, Nar’da ise bu bezirhaneleri iÅŸleten kiÅŸilerden öğrendiÄŸimize göre 10-12 bezirhane veya yaÄŸhane bulunmaktaydı. Nüfusa oranla çok sayıdaki bezirhane bunun endüstriyel ve ticarete yönelik bir üretim yapıldığının delilidir. Nar kaya bezirhanesinin de Kilikya’dan (Çukurova) gelen ve büyük bir olasılıkla Çat‘ta Ana Ä°pek ve Ordu Yolu ile birleÅŸme kavÅŸağına yakın bir yerde bulunması, ticarete dönük yaÄŸ üretiminin bir baÅŸka delilidir.

Üretim çevresi
Bezirhanenin en üst kısmında kaya oyma han odalarının, gözetleme hücrelerinin bulunması, hammadde girişi ve üretilmiş yağların İpek Yolu ile ihraç edildiğini gösterir. Bezirhanenin imalathane bölümünün üst katlarında, deve kervanlarından indirilen hammadde ızgın ve zeyreğin kayalara oyulmuş delik ve kanallardan alt katlara akıtıldığını gösteren oyuklar, ziyaretçilerine eski insanların doğayı, yapılan işe en uygun şekilde nasıl kullandıklarını konuşur size. Bu kayalarda hiçbir yer atlanmamıştır. Hatta eski kaya mezarlar dahi kilise, inziva hücresi, arılık ve güvercinliğe çevrilerek faydacılık ön plana alınmıştır. Bezirhanenin hemen yan ve arkalarında bulunan kayalarda şap boyası ile yapılmış ebabil kuşu süslemeleriyle bezenmiş güvercinlikler şimdi de dikkati çekmektedir.
Bezirhanenin çalıştığı dönemlerde eklentisi olan sağ ve solundaki evler de imalathane bölümü kadar ilgi çekicidir. Süreç içinde ihtiyaca göre oyulmuş kaya odalar, şırahaneler, erzak oyukları, eşya ve lamba takaları, oyulma tekniğindeki yeknesaklık ve tavan yüksekliklerinin değişik oluşu ile günümüzün konut modellerinin aynılığına alışmış insanlarını, yeni mimari model arayışlarına itmektedir. Geniş/dar, engin/yüksek, küçük/büyük mekan zıtlıkları ve tünelle girilen odalar, tığrazla çıkılan katlar, osbar, testi, boduç, küp çukurları ziyaretçilerine insanoğlunun barınma evrimi hakkındaki fikirlerini bir anda değiştirme gücündedir. İmalathanede, beziryağının küplere sızma çukuru üzerindeki 50-60 cm kalınlığındaki ağaç, dinkin üzerindeki ahşap unsurların ihtiyaca göre şekillendirilmiş kabalığı, gezenlerine eski Mısır sanatını anımsatır. Sanat eserlerinde ölçü ve zariflikten sıkılanların imdadına yetişir.
Bezirhanedeki sol yönde yükseklik teÅŸkil eden deponun iÄŸe açılan kapısının iki yanındaki üç adet açık arkasoryum ilk anda burasının bir mezarlık veya kilise olabileceÄŸini akla getirmekte ise de kilise yapısını belirten hiçbir emare yoktur. Bu üç mezarın, bezirhane sahiplerine veya önemli üç bezirhane ustasına ait olup olmadıkları uzmanlarca incelenmesi gereken bir konudur.  Halkın önemli ihtiyaçlarına hizmet eden kiÅŸilere duyulan vefa borcunu simgelemesi bakımından bir ayrıcalıktır bu mezarlar. Ä°malathanenin üst katları ile saÄŸ ve sol bitiÅŸik evlerin de bezirhane gereksinimlerine göre oyulmuÅŸ kaya yapılaÅŸması, arkasoryumların bezirhane iken yapıldığını belki gösterebilir. Ä°malathane bölümünde kaya fırın, eleme takaları, yaÄŸ sızma kuyuları ve yem takalarının hep kaya oyma olması ve de bunların kuÅŸaklarımıza saÄŸlam olarak gelmiÅŸ bulunması, bezirhanenin özgünlüğünü fevkalade zenginleÅŸtirmektedir.

Nar’ın Önemi
Åžimdiki Nar kasabasının, eski Nisa (Nissa) kentinin yerinde veya yakınında olduÄŸu belirtilir. Bölgenin eski yerleÅŸimlerinde kaya yapısı önemli bir güvenlik temin ettiÄŸi için Nar kasabasının bu önemi açığa vuran bir yapısı olması, Nisa kentinin burası olduÄŸu tahminlerini doÄŸrulamalıdır. Hitit Dilinde ‘Nar, Naru’ sözcüklerinin “ırmak, nehir anlamlarına gelmesi (1) Nar’ın üst kısmındaki ÅŸelalenin adının ‘kadirak’ (Fransızca ve Yunanca’daki ‘katarakt’ perde sözcüğünden türemiÅŸtir) olması kasabanın su kaynakları bakımından önemli bir yerleÅŸim olduÄŸunu gösterir. Hatta belki de Nar ismine kaynaklık eden esas unsurun kentte hala varolan sıcak su kaynakları olabileceÄŸini de belirtebilir.
Ãœrgüp gibi tünellerle destekli önemli bir kale ile yakın zamanlara dek süren iliÅŸkiler ve akrabalıklar Ãœrgüp, Ortahisar, Uçhisar kaya kaleler silsilesinin batı yönünde Çat Vadisi ile birlikte tamamlayıcı bir mevzi olmalı. Bu güvenli koruma alanı 1924 Büyük Mübadelesi’ni de etkilemiÅŸtir. Mübadele günlerine çok yakın günlerde 10-12 ailenin Müslümanlığı tercih etmesi, kasabanın güvenli bir yerleÅŸim olması yanında çok lezzetli sebze ve meyveleri ile bunlardan kurulan turÅŸuların tadının genlerimize ÅŸifrelenmesindendir. Bu yeÅŸil çevrenin ve lezzetlerin ruhlara, kuvvetle iÅŸlenmesi, yurdunu tercihte önemli bir etken olmalı.  Tabii ki Nar’ın Müslüman ahalisinin Ä°slam SufiliÄŸi’nden kaynaklanan hoÅŸgörü ve insan sevgisindeki ayrıcalığı da diÄŸer bir faktördür. (2)
Yakın zamanlara dek Nar sebzelerinin NevÅŸehir, KırÅŸehir, Kayseri, Avanos ve Ãœrgüp pazarlarında lezzeti yönünden çok aranan ürünler olması Nar’ı bölgede önemli kılmaktaydı. Turizm ve ekolojik tarımın canlandığı bu yıllarda Nar’ın bu anlamda tekrar üretime geçmesi, yemeklerini soslarla lezzetlendirmekten bıkmış Batı insanı için çok çekici olacaktır.

Bir seçenek sunumu
Kapadokya’nın ilk rehberlerinden Sayın Memduh Güzelgöz’ün ve birçok rehberin dediÄŸi üzere, bölgede, peribacası ve kırgıbayır yapısının çok bulunması, gezginleri sıkıyor olabilmektedir. DoÄŸal yapının büyüleyiciliÄŸini, objeleri çeÅŸitlendirerek ve kültür/doÄŸa düzenine bir münavebe vererek çözümlemekte bezirhanenin turizme çok önemli katkısı olacaktır. Çünkü insanoÄŸlunun kayaya verdiÄŸi görevin alışılmış kaya mekanlar dışında önemli bir endüstri tesisi ile çeÅŸitlendirilmesinin, özellikle öğrenci/genç turist grupları için çok çekici ve öğretici olacağını sanıyorum. Aslı gibi canlı çalıştırmak hammadde zorluÄŸu nedeniyle mümkün gözükmüyorsa da maketlerle ya da yarı canlı bir düzenleme ile burasının organizasyonu mümkündür.
Kapadokya’da 1,7 olan geceleme sayısının üç gecelemeye çıkarılması kültürel alanların çoÄŸaltılması ile olabilecektir. Bu hususta da ilk akla gelenler Ãœzengi, Çat gibi güvercinlik vadilerinin canlandırılması, eski kaya su deÄŸirmeni ve entegrelerinin faaliyete geçirilmesi, tünel turlarının hazırlanması ve organizasyonu olabilir. Nar kaya bezirhanesi, eklentileri ile birlikte hizmete açıldığı takdirde yarım günlük bir programı çok rahat karşılayabilir. Çok lezzetli sebze ve meyveleri, yeÅŸilliÄŸi, ılık su kaynakları, vadilerindeki kiliseler ve Çat güvercinliklerine yakınlığı; zenginleÅŸtirilmeye çok müsait piknik alan ve vadileri; HacıbektaÅŸ, Kaymaklı, Göreme üçgeninin ortasında bulunması; özellikle halkının konukseverliÄŸi ve paylaşımcılığı Nar’ın turizm için önemli birikimler taşıdığının kanıtlarıdır.

Yaşayanları hayattayken
Bezirhanemizin turizm için yeniden düzenlenebileceÄŸinin avantajı da 1934’ten sonra kaya bezirhaneyi satın alarak iÅŸleten Ömer Dündar (1928) ve ustalarından Kemal BaÅŸar’ın (1927) hayatta olmalarıdır. Ö. Dündar’ın burasını ücretsiz olarak Nar Belediyesi’ne bağışlaması Anadolu insanının özveri ve paylaşımcılığının geleneksel örneklerinden -belki de son- bir tanesidir. Bu hemÅŸehrilerimizin simalarındaki sevecenliÄŸin, Rumlar zamanında bezirhanenin sahibi olan ‘Kayabalı’ isimli Rum vatandaşımızın ismiyle ne kadar uyumlu olduÄŸunu, bezirhane çıkışında iÅŸittiÄŸimiz eski bir ÅŸarkı ile daha iyi anlıyoruz. Ömer Dündar burasını iÅŸlettiÄŸi günlerin hüznünü, sesine yükleyerek;

“Gurbet elde her akÅŸam battı baÄŸrıma güneÅŸ
Yare giden yollar oldu bana eÅŸ
Yok mu bu kimsesiz ellerde bana kardeÅŸ
Yare giden yollar oldu bana eÅŸ.”

ÅŸarkısını söylemez mi… O bulunmaz ses ve avazıyla, O’nun baÅŸka ÅŸarkı söyleme ısrarına raÄŸmen bu unutulmuÅŸ ÅŸarkıyı tekrar istiyoruz ve bir kez daha dinliyoruz, bezirhanenin giriÅŸ kapısı önündeki cingi binek taşında…

Bezirhane Sözlüğü
Ağşak (Ağırşak): Sepetlerdeki yağın sıkıştırılarak küpe sızmasını sağlamada, iğ üzerinde bulunan büyük ahşap somun. İğin, taşı kaldırması için döndürülerek yükseltilip alçaltılır.
Ağşakçı (Ağırşakçı): Ağşakın ve iğin hareketlerinden sorumlu usta.
Boduç: Testinin küçüğü.
Camız: Manda.
Ceviz Tahta: İğ taşının üzerine inip kalktığı kalın tahta.
Civril: Avanos çamurundan yapılan ve küçük takalarda yeraltı odalarını ışıtma ve ısıtmada kullanılan, bezir yağının içerisine bir fitil konarak yakılan çıra; bezir çırası.
Civril Yeri: Çıranın konması için kaya duvarlara açılmış küçük takalar.
Dink: Dikey olarak kullanılan deÄŸirmen taşı. KavrulmuÅŸ zeyrek ve ızgını öğüten, önceleri camız, 1934-1940’lardan sonra da at ile döndürülen öğütme aracı.
Dirk Altı: Dink taşının üzerinde döndüğü ve üç parçadan oluşan ortaya doğru çukur, yuvarlak taş.
Hezen: Bezirhanede, iğin ucunu kaldırarak yağın küplere sızmasını temin ettiği 10-13 metre uzurlukta, 30-40 cm çapındaki dört adet ağacın her biri.
Izgın: Dağlarda ızgın otundan toplanan tohum. 25-26 kg ızgından 6 kg beziryağı çıkartılırdı ve bu yağ daha çok boyada kullanılırdı. Petrolün yaygınlaşmasından sonra önemini kaybetti.
İğ: Sepetlerde hamur haline getirilmiş ürünü sıkıştırmak için hezenleri havaya kaldıran büyük, ahşap burgu.
İğin Taşı: İğin, yağın küplere sızması için indirip kaldırdığı taş.
Kaldıraç: Hezenlerin kalkıp inmesini, sağ-sol hareketle temin eden ahşap aygıt.
Kavurma: Tonoz ya da kemerle yapılan ve önü açık küçük eyvan. Bazen kemer için de kullanılır.
Osbar: Gelveri çamurundan yapılan ve tandır yemeklerinin pişirildiği, ince çeperli, nispeten küçük çömlek.
Seklem: Tahıllar için bir çuval miktarındaki ölçü. Bezirhanede örgülü sepetlerin birim alındığı ölçü.
Taka: Kaya veya taş yapılardaki nişler. Bezirhanede ise hayvanların yem takalarına verilen ad.
Zeyrek: Keten tohumu. 25-26 kg zeyrekten 12 kg bezir yağı çıkartılırdı. Åžimdilerde baharatçılarda satılan zeyrek Arjantin’den ithal edilmektedir.

Kaynakça:
(1) : Eti Dili Sözlüğü ; E.H.Sturtevant, Çev; M.B. Çelebi, İ.Horoz Basımevi, İstanbul, 1946. TDK Yayını, C.H. 23 , Sayfa; 124.
(2) : Sözlü Tarih Çalışmaları. Kaynak kiÅŸi; Mustafa  Ekiz. 2005.

Not: Bu yazı Peribacası Kapadokya Kültür ve Tanıtım Dergisi’nin Temmuz 2007 sayısında yayınlanmıştır. Derginin telif hakları ile korunmaktadır. Hiçbir ÅŸekilde kopyalanamaz.
www.cappadociaexplorer.com


 

Okunma Sayısı Okunma Sayısı: 11631 Eklenme Tarihi Tarih: 2009-06-23






NevÅŸehir Hava Durumu
Seçimi Hatırla
İl Seç
İstatistik
Toplam : 113137736 ziyaretçi
Bugün : 59103 ziyaretçi
Dün : 73671 ziyaretçi
S. Yükleme Süresi : 0.28 sn

toplu mail


Copyright 2009 - Tüm hakları saklıdır. Sitemizdeki tüm fotoğraf, yazı, doküman ve düşünce ürünleri 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunmaktadır. Kaynak gösterilerek dahi kopyalanamaz. Aksine davrananlar hakkında avukatımız aracılığı ile hukuki takibat yapılacaktır.
 

cappadocia@cappadociaexplorer.com