MUÅžKARA KÖYÃœ’NDEN SARAYA DAMAT OLMAK
Yazan: Yavuz İşçen
Nisan 2007
“MuÅŸkara”, NevÅŸehir ilimizin Osmanlı Devleti dönemindeki adı. O dönemlerde NiÄŸde sancağı kazalarından Ãœrgüp’e baÄŸlı küçücük bir köyken, önce NiÄŸde’nin ilçesi ve sonradan da 1954’de il olan MuÅŸkara, Lale Devri’nin simgelerinden Damat Ä°brahim PaÅŸa’nın da doÄŸum yeri. Bugün NevÅŸehir’de adıyla anılan bir külliye bırakan Damat Ä°brahim PaÅŸa’nın filmlere konu olacak nitelikteki trajik hayatı aynı zamanda MuÅŸkara’nın NevÅŸehir’e dönüşümünün de hikayesidir.
MuÅŸkaralı Ä°brahim PaÅŸa, 1688 yılında köyünden ayrılıp Ä°stanbul’a akrabalarının yanına gelir ve burada sarayın helvacıları arasına katılır. Daha sonra sarayda baltacılık ve evkaf katipliÄŸi görevleri yapar. Zekası ve çalışkanlığı ile ÅŸehzadeliÄŸi sırasında III. Ahmed’in dikkatini çeker. III. Ahmed’in padiÅŸah olmasını takiben sarayda paÅŸa olur ve önemli görevler üstlenir. 1717 yılında Åžehit Ali PaÅŸa’dan dul kalan padiÅŸahın kızı Fatima Sultan ile evlenerek sarayın damatları arasına katılır. 1718 Pasarofça AntlaÅŸması’ndan sonra vezirlik makamına getirilir. Damat Ä°brahim PaÅŸa, vezir olduktan sonra devlet siyasetini yönlendirmeye baÅŸlar ve sadrazamlığa kadar yükselir.
Bir çiçekle anılan devir
“Lale Devri” adını hepimiz biliriz. Osmanlı Devleti’nin yönetici çevresinin refah içinde yaÅŸadığı bir zevk ve sefa dönemi olarak bilinen bu döneme “Lale Devri” adını, çok sonraları Yahya Kemal Beyatlı vermiÅŸ. Bu dönem aynı zamanda bir çok yeniliÄŸin yapıldığı, çeÅŸitli sosyal, bilimsel ve sanatsal geliÅŸmelerin yaÅŸandığı bir dönem. Ä°brahim Müteferrika’yı destekleyerek Osmanlı toplumuna matbaanın ilk kez gelmesini saÄŸlayan da Damat Ä°brahim PaÅŸa olmuÅŸ. Lale Devri’nin adeta bir sembolü konumundaki Damat Ä°brahim PaÅŸa, bu nedenle 1730 yılında Lale Devri sonunda çıkan ve Patrona Halil Ä°syanı olarak bilinen isyan sırasında, isyancılar tarafından kellesi istenen tek kiÅŸidir. Ä°syanın daha da büyümesinden korkan PadiÅŸah III. Ahmed, damadını sarayda idam ettirerek cesedini isyancılara vermek zorunda kalmış. Damat Ä°brahim PaÅŸa’nın cesedi Sultan Ahmet Meydanı’na getirilmiÅŸ ve burada isyancılar tarafından parçalanmış. Sadrazamın cesedinden toplanabilen parçalar daha sonra kendi yaptırdığı Åžehzadebaşı Camii’nin bahçesine gömülmüş.
Muşkara Köyü Nevşehir kazası oluyor
Ä°brahim PaÅŸa, Ä°stanbul’un ve özellikle de doÄŸum yeri olan MuÅŸkara’nın imarına büyük önem vermiÅŸ. Ä°stanbul’da yaptırdığı yapıların başında Åžehzadebaşı Külliyesi geliyor. 1725 yılında Damat Ä°brahim PaÅŸa’nın emri ile Ãœrgüp kaza merkezine baÄŸlı bir köy olan MuÅŸkara Köyü’nün adı, yeni ÅŸehir anlamına gelen NevÅŸehir’e çevrilmiÅŸ. Daha sonra bazı idari deÄŸiÅŸiklikler yapılarak Ãœrgüp’teki devlet yöneticileri NevÅŸehir’e getirilmiÅŸ ve burası bir kaza merkezine dönüştürülmüş. Aynı zamanda Ãœrgüp’te kurulan pazar NevÅŸehir’e taşınmış ve NevÅŸehir’de yaÅŸayan halk üzerinden tüm vergiler kaldırılarak burada yaÅŸamak daha cazip hale getirilmiÅŸ. Damat Ä°brahim PaÅŸa aldığı birçok önlemle, NevÅŸehir’den Ä°stanbul’a göçü önleyerek NevÅŸehir’in nüfusunun geliÅŸmesini saÄŸlamış. Böylece kaza olan NevÅŸehir’de hızlı bir imar çalışması baÅŸlatılarak, köprüler, hanlar, hamamlar, medreseler ve camiler inÅŸa edilmiÅŸ. Bu yapılar arasında en bilineni de kuÅŸkusuz Damat Ä°brahim PaÅŸa Külliyesidir.
Damat İbrahim Paşa Külliyesi
Damat Ä°brahim PaÅŸa tarafından 1726-1727 yılları arasında NevÅŸehir’de yaptırılan Damat Ä°brahim PaÅŸa Külliyesi, cami, medrese, kitaplık, sıbyan mektebi, imaret ve hamamdan oluÅŸan bir yapı topluluÄŸu ÅŸeklindedir. Külliye içersinde yer alan yapılar ÅŸunlardır:
KurÅŸunlu Cami
Damat Ä°brahim PaÅŸa Camisi adı ile bilinen yapı, halk arasında kurÅŸundan yapılma kubbelerinden ötürü KurÅŸunlu Camii olarak da bilinir. Mimarbaşı Mehmet AÄŸa ile kalfası Serkis tarafından yapılan KurÅŸunlu Camii, yüksek ve kalın bir duvar ile çevrili bir avlu içinde yer almaktadır. Avlunun üç giriÅŸi vardır. Günümüzde de kullanılan batı kapısı iç içe iki kemerlidir. İçteki kemerde Lale Devri’nin ünlü ÅŸairi Nedim’e ait dizeler bulunmaktadır.
Caminin ana mekanına iki kemerli ahÅŸap bir kapıdan girilir. Basık kemerlerin üzerinde Seyyid Vehbi’nin dizelerinden oluÅŸan bir yazı bulunmaktadır. Kare planlı ana mekan sekizgen kasnaÄŸa oturan bir kubbe ile örtülüdür. Dış görünüş olarak sade bir mimarisi olan caminin içi Lale Devri özelliklerine uygun olarak kalem iÅŸi nakışlarla bezenmiÅŸtir. Caminin kuzey batısında bulunan minaresi ise barok üslupta yapılmış ve akantus yaprakları ile süslenmiÅŸtir.
Şadırvan
Avlunun ortasında bulunan ve 8 adet mermer sütun tarafından taşınan şadırvanın üzeri kurşun kaplıdır. Su haznesinin gövdesi on iki köşelidir. Çeşmelerin bulunduğu yüzeyler, mermer sütuncuklarla birbirinden ayrılmıştır. İçten ahşap olan kubbenin saçaklığı geometrik motifler ve zikzaklarla bezelidir.
Medrese
Cami ile aynı tarihte yapılmış olan medrese, caminin batısında yer almaktadır. Düzgün kesme taÅŸlardan yapılmış olan yapı 1961 yılında onarıldıktan sonra Halk Kütüphanesi olarak hizmete açılmıştır. Medresenin giriÅŸ kapısı kemerli bir yapıda olup üzerinde Seyyid Vehbi’ye ait bir kitabe bulunmaktadır. Kare bir avlu etrafında dizilmiÅŸ medrese odalarının üstü kubbelidir; içlerinde ocak ve dolap bulunmaktadır.
Kitaplık
Medresenin kuzeydoÄŸusunda bulunan kitaplık 1727 tarihlidir. İçi, kalem iÅŸi motiflerle bezenmiÅŸ olan yapı kare planlı ve kubbelidir. Damat Ä°brahim PaÅŸa’nın buraya 187 cilt kitap armaÄŸan ettiÄŸi bilinmektedir.
Ä°maret
Medresenin güneyinde yer alan yapı 1726 yılında yapılmıştır. İki oda bir mutfak, tuvaletler ve kayaya oyulmuş bir depodan oluşmaktadır. Bir süre hapishane olarak kullanılan imaret 1949 yılında müzeye dönüştürülmüştür. Müze olduğu dönemde Sıbyan Mektebi ile birlikte kullanılmıştır. İmaret bugün aşevidir.
Sıbyan Mektebi
İmaretin güneyinde, aynı avlu içinde bulunmaktadır. İki katlı olan yapının alt katı kaya içine oyularak yapılmıştır. Günümüzde depo olarak kullanılmaktadır. Kesme taştan yapılmış olan ikinci katta üzeri kubbeli üç oda ve bu odaların avluya açılan birer penceresi bulunmaktadır.
Hamam
Külliyenin kuzeyinde yer alan hamam, 1727 tarihlidir. Kesme taştan yapılmış olan yapı, bir eksen üzerindeki bağımsız yapılardan oluşmaktadır. Üstte soyunma yerlerinin bulunduğu sekiz köşeli salon yer almaktadır. Soyunma yerleri ahşaptır. Kubbe ile örtülü salonun ortasında sekizgen havuz yer alır.
Çeşmeler
Külliye bünyesinde iki çeşmeden biri cami avlusunun güney duvarı üzerinde, diğeri ise Sıbyan Mektebi avlusunun köşesindeki istinat duvarı üzerinde yer almaktadır. Çeşmeler üzerinde çeşitli bezeme ve süslemeler bulunmaktadır. Sıbyan Mektebi avlusunun köşesindeki istinat duvarı üzerinde yer alan çeşmede dönemin şairlerinden Seyyid Vehbi tarafından yazılmış bir kitabe bulunmaktadır.
Not: Bu yazı Peribacası Kapadokya Kültür ve Tanıtım Dergisi’nin Nisan 2007 sayısında yayınlanmıştır. Derginin telif hakları ile korunmaktadır. Hiçbir ÅŸekilde kopyalanamaz.
www.cappadociaexplorer.com