Yazan: Ayça Olcaytu İşçen
Nisan 2007
Ortahisar’da, Ankaralı iki genç giriÅŸimci tarafından olaÄŸanüstü bir çabayla meydana getirilen Kültür Müzesi’ni gezerken, özellikle köyde büyümüş biriyseniz, çocukluk anılarınız canlanıyor; o günlere dönmüşçesine mutlu oluyorsunuz. Kapadokya’da halkın yaÅŸayışına iliÅŸkin belli baÅŸlı konuların deÄŸiÅŸik biçimde canlandırıldığı, iki yıl içinde yerli-yabancı 12 bin kiÅŸi tarafından gezilen bu müzenin öyküsünü dinlemek üzere yaratıcıları Berrin Yıldız ve Murat Sarıkaya’yı ziyaret ettik.
Ankara’da bilgisayar firması sahibi olan Murat Sarıkaya ve Berrin Yıldız, hayranı oldukları Kapadokya’yı yeniden keÅŸfettikleri bir gezide Ortahisar’lı Ali Osman Amcayla tanışırlar. Sohbeti tatlı Ali Osman Amca onlara Kapadokya halkının yaÅŸayışıyla ilgili geleneklerden bahsederek ilgilerinin derinleÅŸmesini saÄŸlar. Gel zaman, git zaman, derken 1999’da Ali Osman Amca vefat eder, ailesine taziye ziyareti yaparlar ve ilk kez o gün Ortahisar’da yaÅŸamak gündeme gelir. Buradaki dostlarının aracılığıyla, Erciyes Dağı ve Ortahisar Kalesi manzaralı terasına tav oldukları eski bir evi içine bile bakmadan satın alırlar. Evin restore çalışmaları için Ortahisar’a geldikçe yöre folkloruna iliÅŸkin sohbetler devam eder. Derken, Ortahisar’ın merkezinde bulunan, 1956 yapımı taÅŸ binayı kiralayıp burada bir folklor müzesi kurmaya karar verirler. Verirler vermesine de asıl macera ondan sonra baÅŸlar. Bu süreci Murat Sarıkaya şöyle özetliyor:
“Ä°nsanlara gelenek ve görenekleri anlatmak gerektiÄŸini düşünüyorduk. Gerekli araÅŸtırmalar yapılmıştı, ön çalışması hazırdı; ama heykellerle canlandırma ve anlatımların senaryolaÅŸtırılması fikri Berrin hanımdan çıktı. Berrin hanım 48 senaryo yazdı. Ancak binada sadece 12 odamız olduÄŸu için bugün müzede gördüğünüz 12 senaryoya indirgedik. Heykel yapımı, ışık ve sahne tasarımı gibi konularda uzman kiÅŸilerden yardım aldık; zorlu ve yorucu bir çalışmadan sonra da müzeyi açtık.”
Kaynananın gelini süzen bakışı
Müzede; kayaların kilise ve ev haline getirilmesi, tarım hayatı, eski kayıt damı (mutfak), pekmez yapımı, dokuma odasında yünden ipin elde ediliÅŸi, halı ve kilim dokumacılığı, baskı teknikleri, Türk hamamı, eski bir köy meydanı, köy odası, kız isteme, kına gecesi ve gelin odası canlandırmalarıyla Kapadokya genel yaÅŸantısına ait bilgiler veriliyor. Senaryo ve heykel çalışmaları o kadar baÅŸarıyla yapılmış ki kız isteme bölümünde kaynananın gelini süzen bakışları içinize iÅŸliyor. ÇoÄŸu Ortahisar’dan toplanan malzemelerde ayrıntılara özellikle dikkat edilmiÅŸ; kıyafetlerden örtülere, tarımda kullanılan aletlere kadar gerçeklerinin kullanılmasına büyük özen gösterilmiÅŸ. Ä°steyen ziyaretçiler, son odadaki Ortahisar Hatırası yazılı eski siyah kumaÅŸtan yapılmış fonun önünde fotoÄŸraf da çektirebiliyorlar.
Duygulanıp ağlayanlar oluyor
Müzeyi iki yılda yerli-yabancı 12 bin kişinin gezdiğini söyleyen Berrin Yıldız, ziyaretçilerin ilgisini ve tepkileri şöyle özetliyor:
“Gelen herkesle sohbet etmeye çalışıyoruz ve mutlaka soruyoruz beÄŸendiniz mi, daha fazla ne olmasını beklerdiniz diye. Yüzde 90’a yakın çok olumlu tepkiler alıyoruz. Fakat çok genç yaÅŸ grubu o kadar ilgili deÄŸil. Müzeyi 1,5-2 saat gezen gruplar da oldu, 7 dakikada çıkanlar da. YaÅŸlı insanlar daha ilgililer, duygulanıp bize sarılanlar, aÄŸlayanlar oluyor; çevreden de çok deÄŸiÅŸik tepkiler alıyoruz. Türkiye’nin bir kasabasında müze olması insanlara ilginç geliyor. Bence her bölge için bu tür bir müze olması, orada yaÅŸayanların kendilerini anlatmaları gerekiyor ama Türkiye standartlarına baktığımızda biz mucizevi bir ÅŸey yapmış olduk. Özellikle NevÅŸehir gibi turistik bir yerde ilk defa böyle bir anlatım ÅŸekliyle sunum yapılması çok güzel tepkiler almamızı saÄŸlıyor. Müze gezerken alışılmış beklentiler içinde olanlar müzemizde, antika ya da toprak altından çıkmış ÅŸeyler görmeyi bekliyorlar. Onlardan eleÅŸtiriler aldığımız oldu; yöre halkından ‘bize müzelik mi demek istiyorsunuz’ diyenler bile var.”
Restoranı da var
Berrin Yıldız ve Murat Sarıkaya, müzeyi gezenlerin ve Ortahisar’a gelen ziyaretçilerin kaliteli bir restorana olan gereksinimlerini göz önüne alarak aynı binada bir de restoran açmışlar. Restoranın sadece etten yapılan testi kebabı, Ortahisar usulü sac kavurması, bonfile sarma ve mantardan oluÅŸan spesiyali ile kabak tatlısı en beÄŸenilenlerinin başında geliyor. Ayrıca, Özbekistan’dan gelen ve özel bir seremoniyle içilen Özbek çayı da ilgi çekiyor.
Ayrıntılı bilgi için: www.culturemuseum.com
Not: Bu yazı Peribacası Kapadokya Kültür ve Tanıtım Dergisi’nin Nisan 2007 sayısında yayınlanmıştır. Derginin telif hakları ile korunmaktadır. Hiçbir ÅŸekilde kopyalanamaz.
www.cappadociaexplorer.com