Yazan: Yavuz İşçen
Mayıs 2010
Tanrı insanı topraktan yarattı, insan ise topraÄŸa ÅŸekil verdi. Ä°nsanoÄŸlunun toprakla olan iliÅŸkisi sanırız onun topraktan yaratılmasıyla baÅŸlıyor. Ä°nsanın topraÄŸa ÅŸekil vermeye baÅŸlaması, baÅŸlangıçta yaÅŸamsal gereksinimler sonucuydu. EmeÄŸin ve üretimin olduÄŸu yerde sanat ta geliÅŸti; çünkü ÅŸekil vermek aslında sanatın baÅŸlangıcıdır. Günümüz seramik sanatı basit ÅŸekliyle çamurun estetik deÄŸerler katılarak biçimlendirilmesi ve piÅŸirilerek sunulması süreçlerini içerir. Eski Yunanlılar ÅŸarap içmek için boynuzdan yaptıkları kaplara ‘keramos’ derlerdi. Sonradan boynuzun yerini kilden yapılan piÅŸirilmiÅŸ kaplar aldı. Ancak, halk bu kaplara yine keramos demeye devam etti. Yunanca keramos kelimesi dilimize seramik olarak geçmiÅŸ ve günümüzde de kullanılmaktadır.
Anadolu’da çömlekçiliÄŸin baÅŸlangıcı
Seramik sanatının bir alt birimi olan çömlekçilik, avcı ve göçebe yaÅŸam süren ilkel insanın topraÄŸa yerleÅŸmesi ile baÄŸlantılı olarak geliÅŸti. Çamurun ÅŸekillendirilerek kurutulması ve piÅŸirilerek kullanım eÅŸyalarına dönüştürülmesi, çanak-çömlek yapılması, hatta dini bazı semboller ve idoller üretilmesi, aynı zamanda uygarlığın geliÅŸiminin de ilk adımlarıydı. Anadolu’da bu ilk adımlar Neolitik ÇaÄŸ olarak adlandırılan ve M.Ö. 8000-5500 yılları arasına karşılık gelen dönemde atıldı.
Kendi içinde Erken Neolitik ve Geç Neolitik olarak iki evrede incelenen bu dönemde Anadolu’da önemli yerleÅŸim merkezleri arasında, Diyarbakır yakınlarındaki Çayönü, Burdur yakınlarındaki Hacılar, Konya yakınlarındaki Çatalhöyük ve NiÄŸde yakınlarındaki Köşk Höyük sayılabilir. Ä°lk çanak-çömlek buluntularımızın bu merkezlerde yapılan kazılar sonrasında ortaya çıkartıldığını söyleyebiliriz.
Anadolu’da Neolitik ÇaÄŸ’ın ilk evrelerinde çanak-çömlek buluntularına rastlanmamaktadır. Bu dönem ‘Akeramik evre’ olarak tanımlanmaktadır. Çanak-çömlek buluntularına en eski olarak M.Ö. 7000’li yıllarda rastlanmaktadır. Ä°lk örnekler tek renkli kaba yapılı ve basit biçimlidirler. Daha sonra, özellikle M.Ö. 5700 yıllarına tarihlenen Çatalhöyük ve Hacılar buluntuları genellikle kahverengi, siyah ve kırmızı renkli, oval biçimli ince yapılı formlardır. Ãœzerinde çeÅŸitli geometrik ÅŸekiller yapılmış olanları da bulunmaktadır. Bunlar seramik sanatının ilk örnekleri olarak nitelendirilebilir.
Endüstrileşmenin ilk adımı: çömlekçi çarkı
Tezgah adı da verilen çömlekçi çarkı, el ya da ayakla döndürülebilen ve üzerine mil yerleÅŸtirilmiÅŸ bir tür tekerlektir. Alttaki tekerleÄŸin döndürülmesi, çamurun üzerine koyulduÄŸu tablayı da döndürür. Dönen çamura el ve parmaklarla yapılan baskı onun kolay ve düzgün ÅŸekil almasını saÄŸlar. Anadolu’da çömlekçi çarkının kullanımına iliÅŸkin ilk bulgular, Orta Tunç Çağı’na, M.Ö. 2500-2000 yıllarına aittir. Çömlekçi çarkını, endüstrileÅŸmenin ve sanayi devriminin ilk adımı olarak nitelendirebiliriz. Bu anlamda çağının en önemli buluÅŸudur.
Anadolu’nun Hitit öncesi halklarından Hatti, Hurri ve Luvilerin çeÅŸitli beylikler ÅŸeklinde örgütlendikleri Orta Tunç Çağı’nda, Yozgat yakınlarındaki AliÅŸar ve Çorum yakınlarındaki Alacahöyük ile Orta ve GüneydoÄŸu Anadolu’da bazı yerleÅŸim birimleri dikkati çekmektedir. Mezopotamya uygarlığı ile yakın iliÅŸki içinde bulunan bu halkların çömlekçi çarkını Anadolu’da ilk kullanan halklar olduÄŸu bilinmektedir. Çanakkale yakınlarındaki Troya II. yapı katında (M.Ö. 2500-2000) bulunan ve çömlekçi çarkı ile yapıldığı saptanan çömlekler ise bu konuda Anadolu’daki ikinci örnekleri oluÅŸturmaktadır.
Avanos’ta çömlekçiliÄŸin tarihi
Avanos eskiden beri çömlekleriyle ün salmıştı. Burada yapılan çömlekler çuvallara koyularak eÅŸek sırtına baÄŸlanır, çevre il ve ilçelerin pazarlarına satılmaya götürülürdü. Bu pazarlama biçimi Osmanlı Devleti döneminde olduÄŸu kadar Cumhuriyet Dönemi’nde de belli bir süre devam etti. Avanos erkeklerinin oluÅŸturdukları uzun kervanlarla, Adana’ya kadar çanak, çömlek ve halı satmaya gittikleri biliniyor. Bu ürünler gidilen yerlerde çoÄŸunlukla takas usulü satılırmış. ÇömleÄŸi alan çömleÄŸin dolusu kadar ürettiÄŸi üründen verirmiÅŸ. Geçim bu ÅŸekilde saÄŸlanırmış. “Dolusuna bulguruna, pirincine, tuzuna, peynirine” diye çömleklerin pazarlandığını görenler, “Avanızlılar yine geldi” derlermiÅŸ. Taşıma sırasında ürkek olduÄŸu için katır tercih edilmezmiÅŸ. Yolculuk sırasında kırılanlar ise yol kenarına atılırmış. Gerçekten de zamanla Avanos’u çevredeki diÄŸer merkezlere baÄŸlayan yollar çömlek kırıklarıyla dolmuÅŸ. Bu durum 1800-1866 yılları arasında yaÅŸamış olan Kayseri Develi doÄŸumlu halk ozanı Seyrani’nin dizelerinde ölümsüzleÅŸmiÅŸtir.
“Arar isen gerçek Meryem oÄŸlunu, elindeki sırığından bellidir.
Kör de bilir Avanos’un yolunu, testi bardak kırığından bellidir.”
Avanos’ta çömlekçiliÄŸin tam olarak ne zaman baÅŸladığı bilinmemektedir. Genellikle Hititlerden bu yana Avanos’ta çömlek yapıldığından bahsedilmektedir. Oysa bölgede Hititler öncesine tarihlenen höyüklerde yapılan kazılarda yerleÅŸik olarak seramik yapıldığını gösteren bulgulara ulaşılmıştır. Bugün Avanos ilçesi Sarılar beldesindeki Zank Höyük kazılarında Tunç Çağı’ndan (M.Ö. 3000-1200) baÅŸlayarak Klasik ÇaÄŸ’a (M.Ö. 500-400) kadar çeÅŸitli çanak-çömlek buluntuları elde edilmiÅŸtir. Yine Avanos’un Topaklı beldesinde Topaklı Höyük’te yapılan kazılarda, Tunç Çağı’ndan Bizans dönemine kadar sıralanan 24 yapı katında çeÅŸitli seramik parçaları bulunmuÅŸtur. Bu bulgular Avanos’ta çömlekçiliÄŸin geçmiÅŸinin oldukça eskilere dayandığını göstermektedir. Kızılırmak kenarında yerleÅŸik birçok eski uygarlık gibi Avanos’un da zengin çanak-çömlek buluntusu vermesi son derece doÄŸaldır.
Avanos, kökleri Hitit öncesi dönemine kadar uzanan bir geçmiÅŸe sahiptir. Metinlerde adı ilk kez Asur Ticaret Kolonileri Çağı’nda ‘Nenessa’ olarak geçen Avanos, BoÄŸazköy Hitit arÅŸivinde bulunan çivi yazılı bir tablette ‘Zu-Winasa’ olarak adlandırılmaktadır. Roma Dönemi’nde ise kentin ‘Venessa’ adıyla parlak dönemini yaÅŸadığı bilinmektedir. Osmanlı belgelerindeyse Avanos’tan, ‘Enes’, ‘Uvenez’ ve ‘Evenez’ olarak bahsedildiÄŸi görülmektedir.
ÇeÅŸitli kaynaklarda Avanos’ta çömlekçiliÄŸin baÅŸlangıcı, Avanos’un kuruluÅŸ tarihi olarak verilen 1202 yılına baÄŸlanmaktadır. Bu doÄŸru bir saptama deÄŸildir. Her ÅŸeyden önce Avanos 1202’de kurulmamıştır. 1202 yılı Selçuklular döneminde Avanos’taki Alaaddin Cami’nin yapılış tarihidir. Arkasından 1249 yılında Saruhan’ın yapılışı ile birlikte Avanos’un bir geliÅŸim içine girdiÄŸi doÄŸrudur. Ancak Avanos’ta çömlekçiliÄŸin baÅŸlangıcını böyle kesin bir tarihle belirlemek ve bu döneme indirgemek, Avanos’un geçmiÅŸini göz ardı etmek anlamına gelir ki bu bilimsel bir yaklaşım olamaz.
Çömlek yapım aşamaları
Çömlek yapımı ilk olarak uygun toprakların ‘iÅŸlik’ adı verilen atölyelere getirilmesiyle baÅŸlar. Avanos’ta çömlekçilikte kullanılan topraklar, Kızılırmak’ın eski yataklarından ve çevredeki tepelerden elde edilir. Bu bölgeler arasında eskiden beri kullanılan, Gedik, Burabayır, Cinderesi ve Kızılöz sayılabilir. Gedik’te kırmızı ve gök, Burabayır’da çoÄŸunlukla kırmızı, Cinderesi’nde kırmızı ve gök, Kızılöz’de ise kırmızı renkli topraklar bulunmaktadır. Atölyeye gelen toprak kabaca aÅŸağıdaki iÅŸlemlerden geçerek çömlek haline dönüşür.
Harmanlama: Yapılacak işe göre farklı toprakların belli oranlarda birleştirilmesi işlemidir. Daha sonra bu toprak kırmaya tabi tutulur.
Kırma: Bu işlem günümüzde makineler yardımı ile yapılır. Bu işlem sırasında toprağın içindeki sert taneler ezilir. Eskiden bu iş, taş ve tokmak gibi aletler kullanılarak elle yapılırdı. Kırma işlemini eleme takip eder.
Eleme: Elemede amaç, toprağın içinde bulunan ve suyla temas sırasında çözülmeyecek iri taneleri çıkartmaktır. Bunun için büyük elekler kullanılır.
Karıştırma: Toprağın su ile buluÅŸması anlamına gelir. Karıştırma iÅŸlemi büyük çamur havuzlarında yapılır. 130 kg toprak yaklaşık 10 litre su ile karıştırılır. Elle yapılan bu karıştırma iÅŸlemine bölgede ‘çamur çıkarmak’ adı verilmektedir. Elle yoÄŸrularak hazırlanan çamur, ezme iÅŸlemine hazırdır.
Ezme: Vals adı verilen iki çelik merdane arasından çamurun geçirilmesi işlemidir. Ezmenin amacı, çamuru daha homojen hale getirmektir.
Dinlendirme: Şekillendirmeye hazır hale gelen çamur dinlendirmeye alınır. Bu işlem yapılmazsa çamur sonradan çatlayabilir. Dinlendirme sırasında çamur içindeki su ve mineraller homojen olarak dağılır. Bu işlem boyunca çamurun üstü su kaybetmesini önlemek amacıyla naylonla kapatılır. Bir günlük dinlendirme süresinin sonunda çamur şekillendirilmek üzere alınır.
Åžekillendirme: Çamurun yoÄŸrulmasıyla baÅŸlar. Eskiden elle yapılan bu iÅŸlem günümüzde vakum presler aracılığı ile yapılıyor. Åžekillendirmenin bir gün içinde yapılması gerekir. Yoksa çamur sertleÅŸmeye baÅŸlar ve ÅŸekillendirme güçleÅŸir. Åžekillendirme iÅŸlemi tornada (tezgahta) yapılır. Bölgede ‘çıkrık’ adı da verilen bu tornalar eskiden ayakla döndürülürdü. Günümüzde elektrikle çalışan motorlu tornalar kullanılmaktadır. Ancak turistlere satış amaçlı yapılan gösterilerde hala ayakla döndürülen tornalara rastlamaktayız. Tornanın üzerine yapılacak iÅŸin büyüklüğüne göre kalıplar koyulur.
Kalıplar, taban kalıbı, düz kalıp ve ulak kalıp olarak üç çeşittir. Kolay ve tek seferde yapılabilecek kaplar için (örneğin saksı) taban ve düz kalıplar, aralıklarla iki seferde yapılabilecek kaplar için (örneğin testi) taban kalıp, tabanı olmayan ulak kalıp ve bazen de her üç kalıp birden takılır. Aralıklarla üç seferde yapılabilecek kaplarda ise (örneğin büyük küp) sadece ulak kalıp kullanılır. Büyük küp yapımına önce taban kısmı yapılarak başlanır. Ağız kısmı ayrı olarak yapılır sonra her ikisi birleştirilerek küp tamamlanır.
Tornada çalışan ustanın yanında küçük bir su kovası bulunur. Ä°ÅŸin kurumaması için usta zaman zaman küçük bir keçe aracılığı ile çamura su verir. Çamura ÅŸekil verilirken kullanılan asıl araç ellerdir; ancak ‘perdahlama’ sırasında sacdan yapılma, ‘perdah tahtası’ adı verilen basit aletler de yardımcı olarak kullanılır. Bunların yanı sıra ‘zırhlama’, yani süs yapımında kullanılan boya kapları ve ürünü kalıptan kesip ayırmaya yarayan çelik bir tel çömlek ustasının kullandığı malzemeler arasındadır.
Şekillendirme sırasında çamurun merkeze iyi yerleştirilmesi gerekir; aksi taktirde çamur yalpa yapar ve düzgün şekil almaz. Ürün kabaca şekil aldıktan sonra ince işlere geçilir. Üretilen ürün çeşidine ve isteğe bağlı olarak şekillenen ürün zırhlama ve perdahlama işlemlerine tabi tutulur ya da bu işlemler yapılmaksızın doğrudan kurutmaya bırakılır. Şekillendirme sırasında bozulan çamur tekrar kullanılmaz. Yeniden yoğrulması ve dinlendirilmesi gerekir.
Zırhlama: Çömlek kurutmaya bırakılmadan önce üstünün boya ile süslenmesine yörede zırhlama adı verilmektedir. Bölgede eskiden ‘yoÅŸa’ (hematit) denilen kırmızı toprağın ve kuru pillerin elektrolitlerinin (amonyum klorür) zırhlamada kullanıldığı bilinmektedir. Bu iÅŸlem sonrasında çömlekler iki gün daha bekletilir ve deri sertliÄŸi kıvamına geldiÄŸinde perdahlama yapılır.
Perdahlama: Çamur tamamen kurumadan önce üst yüzeyinin parlatılması iÅŸlemine perdahlama denilmektedir. Bu iÅŸlem sırasında sacdan yapılma ‘perdah tahtası’ adı verilen basit aletler kullanılır. Avanos’ta bu alete ‘masat’ deniliyor. Perdah tahtaları yüzeye hafifçe bastırılarak sürtülür ve yüzeyin doÄŸal bir parlaklık kazanması saÄŸlanır. Yörede bu iÅŸleme ‘cila’ adı verilmektedir.
Kurutma: Tornada ÅŸekillendirilmiÅŸ ürün nemini atması için kurumaya bırakılır. Bunun için ürünler güneÅŸli havalarda 20 dakika kadar güneÅŸe çıkarılır ya da güneÅŸ yoksa ‘yanalak’ adı verilen, iÅŸliÄŸin havadar bir bölümüne alınıp bir gün kadar bekletilir. Bu sürenin sonunda kulpları takılır. Kuruyan ürün artık piÅŸirmeye hazırdır.
PiÅŸirme: Ãœrünün sertleÅŸmesi ve kullanıma uygun hale gelmesi için yapılan son iÅŸlemdir. PiÅŸirme iÅŸlemi fırınlarda yapılır. Günümüzde genellikle elektrikle ya da gazla çalışan fırınlar kullanılmaktadır. Ancak ‘ilkel piÅŸirim’ olarak sınıflandırılan bazı piÅŸirim tekniklerinin geçmiÅŸte ve günümüzde de kullanıldığı bilinmektedir. Birçok iÅŸliÄŸin kendi fırını vardır ancak sanayi bölgesinde ortak olarak kullanılan büyük fırınlar da bulunmaktadır.
Fırınlar: Avanos’ta geçmiÅŸten bu yana yaygın olarak kullanılan fırınlar odun, talaÅŸ ve saman gibi katı yakıtlar kullanılarak ısıtılan fırınlardır. Bu tip fırınlar, ürünlerin koyulduÄŸu yer ile ateÅŸin yandığı yeri ayırabilmek amacıyla iki bölümlü olarak yapılmaktadır. Ãœrünlerin koyulduÄŸu yere ‘koyacak’, ateÅŸin yandığı yere ise ‘ocak’ adı verilmektedir. Ocak bölümü kısmen toprağın altında yapılandırılır. Her bölümün kapısı ayrıdır. Ocak ve koyacak arasında ısının geçmesi için çapları yaklaşık 20 cm kadar olan uygun delikler bulunur. Alttan ateÅŸlenen bu tür fırınlarda koyacak bölümünün üstü açık ya da baca ÅŸeklinde düzenlenmiÅŸtir. Koyacak bölümünün kapısı fırın ateÅŸlenmeden önce taÅŸ ve toprakla kapatılır ve etrafı çamurla sıvanır. Bu fırınlar genellikle 3 m çapı ve 4 m yüksekliÄŸi bulunan silindirik yapılardır.
Ãœrünlerin fırına yerleÅŸtirilmesi büyük bir özenle yapılır. Olası firelerin en aza indirilebilmesi için büyük parçalar alta, küçükler üste gelecek ÅŸekilde istiflenir. Mümkün olduÄŸunca daha fazla parçanın fırına yerleÅŸtirilmesi esastır. Gösterilen bütün dikkate karşın %10 oranında bir fire normal kabul edilebilir. Fırınların büyüklüğü piÅŸirilmek üzere koyulabilecek testi sayısına göre belirlenir ve örneÄŸin 500’lük fırın, 1000’lik fırın gibi adlandırılır.
PiÅŸirim sırasında fırının iç ısısı 750-950 derece arasında deÄŸiÅŸir. Bu ısının aşılması ürünlerin deforme olmasına neden olur. Avanoslu ustalar bunu ‘mal kaynadı’ ÅŸeklinde ifade ederler. Isının deÄŸiÅŸmesi ya da ürünlerin ısıya olan uzaklık veya yakınlıkları renklerin farklı olarak çıkmasına neden olur. ÇoÄŸu seramik sanatçısının ilkel piÅŸirim teknikleri kullanmasındaki amaç, standardın dışına çıkma ve istenilen renklerin elde edilebilmesi içindir. PiÅŸirim iÅŸleminin sonunda fırın soÄŸumaya bırakılır. SoÄŸuma sonrasında fırın açılır ve ürünler gölge bir alanda dinlenmeye bırakılır. EÄŸer çömleÄŸe astar ve sır yapılacaksa bu aÅŸamadan sonra uygulanır. Ancak Avanos çömlekleri genel olarak sırsız ve astarsızdır. Burada ilk piÅŸirimden sonra daha çok turÅŸu küplerinin içlerinin zift ile astarlandığı görülmektedir.
Avanos’un iÅŸlikleri
Bölgede ‘çanakhane’ olarak da adlandırılan Avanos’un çömlek atölyeleri daha çok ‘iÅŸlik’ adıyla bilinir. 1967-1969 yıllarında Avanos’un iÅŸliklerini dolaÅŸmış ve bu konuda bir kitap hazırlamış olan Doç. Dr. Neriman Gürtanın ve Doç. Dr. Nuri Munsuz, Avanos’ta bulunan iÅŸliklerin sayısının 100 kadar olduÄŸunu ve çoÄŸunlukla Yukarı Mahalle tarafında toplandıklarını belirtmektedirler. “Anadolu’da YaÅŸamakta Olan Ä°lkel Çömlekçilik” adlı bir kitabı bulunan Doç. Dr. Güngör Güner ise, 1972 yılında Avanos’ta 75 kadar iÅŸlik olduÄŸunu ve buralarda 300 kadar çömlekçi ustasının çalıştığını belirtmektedir. Tarihini saptayamadığım baÅŸka bir belgede ise Avanos Çömlekçiler Odası’na kayıtlı 104 esnaf olduÄŸu belirtilmektedir. Günümüzde Avanos’ta iÅŸlik sayısı büyük oranda azalmıştır. Bunun çeÅŸitli nedenleri bulunmaktadır. Bu konuda araÅŸtırma yapan Evren Sertalp, 2005 yılında yayınladığı yüksek lisans tezinde Avanos’ta önceki yıllarda 30-35 kadar olan iÅŸliklerin bu tarih itibarıyla 10-12’ye kadar gerilediÄŸini söylemektedir.
Doç. Dr. N. Gürtanın ve Doç. Dr. N. Munsuz’un anlatımıyla iÅŸlikler, 5-20 m uzunluÄŸunda, 4-6 m geniÅŸliÄŸinde, 4-5 m yüksekliÄŸindedir ve taÅŸtan yapılmışlardır. Tavanları kemerli, zeminleri ise topraktır. Kapıları kısa kenarında olan bu iÅŸlikler genellikle iki küçük pencere yardımı ile havalandırılmaktadır. Pencerelerden biri kapı tarafında, diÄŸeri ise karşı duvarda bulunur. Ä°ÅŸlikler genellikle güneÅŸ ışığı almazlar; bazıları kayadan oyma mekanlar içinde bulunur ve yaz-kış içerideki sıcaklık 13 derece civarındadır. Ustalar genellikle 12 saat çalışırlar. Kış aylarında çalışma süreleri daha kısadır. Turizm sezonu dışında kalan kasım, aralık, ocak ve ÅŸubat aylarında tempo biraz daha yavaÅŸlar. Atölyelerin iÅŸleyiÅŸi, iÅŸ bölümü ve usta-çırak hiyerarÅŸisi içindedir.
Her iÅŸlikte sayıları 1-4 arasında deÄŸiÅŸen tezgah (torna) vardır. Tezgahlar ışıktan yararlanabilmek amacıyla kapının karşısına 1-2 m aralıklarla yan yana yerleÅŸtirilmiÅŸtir. Avanos’ta 3 tip tezgah kullanılmıştır. Bunlar, çıkrık tezgah, tahta tezgah ve çarklı tezgahtır. Bunların hepsi ayakla döndürülen ilkel tezgahlardır. Çıkrık ve tahta tezgah kullanımı daha yaygındır. Bu iki tezgah arasındaki temel fark ayakla döndürülen tablalarının birinin tahtadan, diÄŸerinin çömlek çamurundan yapılmış olmasıdır. Çamurdan yapılan daha zor döndürülmesine karşın hareketi süreklidir. Tezgahın 80-90 cm çapındaki ayakla döndürülen tablası, yaklaşık 40 cm uzunluÄŸunda ve 10-15 cm çapında bir mil üzerine iki adet bilyeli yatak kullanılarak yerleÅŸtirilmektedir. Son dönemde bunlara motorlar aracılığı ile döndürülen elektrikli tezgahlar eklenmiÅŸtir. Bugün yaygın olarak kullanılan tezgah elektrikli tezgahtır. Tezgahların yanı sıra bir çömlek atölyesinde, 1-1.5 m kadar büyüklükleri olan çamur havuzu, çamur yoÄŸurma masası ve kurutma rafları gibi bölümler bulunmaktadır.
Avanos’ta üretilen çömlek formları
Geleneksel Avanos çömlekçiliğinde kullanım ön plandadır. Bunu en iyi kaplara verilen isimlerde izleyebiliriz. Çoğu kap içine ne koyulacaksa o adla adlandırılmıştır. Örneğin, turşu küpü, güveç, su testisi, peynir çömleği, çiçek saksısı gibi. Bu bakımdan üretilen biçimlerin işlevsel olması önem kazanmıştır. Derleyebildiğimiz kadarıyla üretilen geleneksel ürünler (alfabetik sırayla) aşağıdaki şekilde isimlendirilmektedir.
Abdeslik, Aksaray çömleÄŸi, bardak, büyük küp yayığı, büyük küp, çıralık, eltesti yaÄŸdanı, gebece (şırahna), ibrik, ikilik gebecesi, ikilik yaÄŸdan, ikilik yayığı, kelle çömleÄŸi, kıvrak (memeli), kuÅŸaklı yaÄŸdanı, kuÅŸaklı yayığı, kuÅŸaklı, küçük küp yayığı, küçük küp, künk, lıklıkı, orta çömleÄŸi, 1.5’luk çömlek, saksı, sermiç, su çömleÄŸi, süzgü, testi, teÅŸi, üzlük (özlük), vaşı, züla.
Bu biçimlerden haklarında bilgi bulabildiğimiz bazılarını tanıtmak istiyoruz.
Özlük: Yaklaşık 20 cm boyunda erzak saklamak amacıyla kullanılan çömleklerdir.
Güveç: Bugünkü tencerelerimize benzeyen geniş ağızlı yemek pişirme çömlekleridir.
Testi: Dar ağızlı, kulplu ve geniş karınlı olarak yapılan testiler su taşıma kapları olarak kullanılmaktadır. Bir testi yaklaşık 3-4 litre kadar su alır.
Küp: Geniş karınlı büyük yapılı çömleklerdir. Eskiden çoğunlukla su bidonu yerine kullanılan bu kaplar, şarap yapımında ve içi sırlı olanları ise turşu kurmakta da kullanılır.
Su çömleği: Özlükten biraz daha büyük olan su çömlekleri, su içmek amacıyla kullanılan kulplu kaplardır. Bir su çömleği yarım litre kadar su almaktadır.
Kıvrak (memeli): Su çömleğinden daha büyüktür. Çökelek yapımında kullanılır.
Gebece: Şırahna adı da verilen bu çömlekler üzüm şırası taşımak amacıyla kullanılır.
Bardak: Saplı olarak yapılan bardaklar farklı büyüklüklerde olabilmektedir. Su içmek amacıyla kullanılırlar. Ä°brikli olanlara ‘bardak’ denilmektedir.
Künk: Silindir şeklindedir bacaların üzerinde kullanılmak üzere yapılmaktadır.
Aksaray ÇömleÄŸi: Aksaray’da satıldığı için bu adla adlandırılan bir çömlektir.
YaÄŸdan: GeniÅŸ karınlı ve kulpludurlar. Dört testi su alanlarına ‘kuÅŸaklı yaÄŸdanı’, iki testi su alanlarına ‘ikilik yaÄŸdanı’ denilmektedir.
Avanos’ta çömlekçi örgütleri
Avanos çömlekçiliÄŸin geçmiÅŸi ile ilgili düzgün kayıtların bulunmaması, alınan sözlü bilgilerin ise kesin olmayışı, Avanos’ta çömlekçi örgütlenmesi konusunda saÄŸlıklı bilgilere ulaÅŸmamızı zorlaÅŸtırdı. EdindiÄŸimiz bilgiye göre, Avanos çömlekçilerinin bilinen ilk örgütlenmesi, 1923 yılında kurulmuÅŸ olan Avanos Desticiler Kurumu’dur. 1937 yılında bu kurumun Avanos Destici Esnaf Kurumu adını aldığı görülmektedir. Bu kurumlara ait mühürler Mükremin Tokmak arÅŸivinde bulunmaktadır. Daha sonraki dönemde kooperatif ÅŸeklinde bir örgütlenme ile karşılaşıyoruz. Bu örgütlenme, 1945 yılında 30 bin lira asgari sermaye ile kurulduÄŸunu bildiÄŸimiz TaÅŸkın Çini ve Porselen Fabrikası Kooperatifi’dir. Bu kooperatif tarafından üretilen ilk vazo dönemin Avanos Kaymakamı Süreyya Serbest’e hediye edilmiÅŸtir. Altında, ‘TaÅŸkın Çini ve Porselen Fabrikası Kooperatifi 1945’ yazan bu vazo, 2005 yılında Süreyya Serbest tarafından Avanos Belediye BaÅŸkanlığı’nda bulunmasının daha uygun olacağı düşüncesiyle Avanos Belediye’sine gönderilmiÅŸtir.
Avanos’taki kooperatifin çalışmaları hakkında fazla bir bilgiye sahip deÄŸiliz. Kooperatiften sonraki ilk örgütlenmenin Avanos Çömlekçileri Kalkındırma DerneÄŸi olduÄŸunu görüyoruz. Bu derneÄŸin 1965-1970 yılları arasında etkin olduÄŸu bilinmektedir. Daha sonraki yıllarda dernek çeÅŸitli isim deÄŸiÅŸikliklerine giderek varlığını 1993 yılına kadar sürdürmüştür. 1968 NevÅŸehir Ä°l Yıllığı’nda da kayıtlı olan bu dernek hakkında 1969 yılında Doç. Dr. N. Gürtanın ve Doç. Dr. N. Munsuz bazı bilgiler vermektedir. Bu bilgilere göre Avanos’ta çömlekçilikte kullanılan topraklar dernek tarafından saÄŸlanmaktadır. Dernek, Gedik, Burabayır, Cinderesi ve Kızılöz mevkilerindeki toprakları Ä°l Özel Ä°daresi’ne rüsum ödeyerek aldığı izinle iÅŸletmektedir. Ä°ÅŸletilen alan 30 bin metrekarelik bir sahadır. DerneÄŸe üye olan iÅŸyerleri, 100 kg çuval için 3 TL ödeyerek toprağı satın almaktadırlar. Bu bedel toprağın kazılıp çıkartılması, çuvallaması ve taşıma giderleri için ödenmektedir. Bunun dışında dernek çömlek satışları ile ilgilenmemektedir. Avanos Ä°lçe Özel Ä°daresi’nde yaptığımız araÅŸtırmada bu derneÄŸin toprak alımları için, Avanos Ä°lçe Özel Ä°daresi’ne yaptığı çok sayıda baÅŸvuru ve bunlarla ilgili yazışmaların bulunduÄŸunu gördük.
Avanos Özel Ä°daresi’ndeki belgelerden öğrendiÄŸimize göre, Avanos Çömlekçileri Kalkındırma DerneÄŸi’nin zaman içinde Çanakçılar DerneÄŸi ve Avanos Çömlekçiler Esnaf ve Sanatkarlar DerneÄŸi gibi isimler aldığı görülmektedir. DerneÄŸin 1993 yılında baÅŸkanlığını Ferhat TaÅŸer’in yürüttüğünü yine buradaki belgelerden öğreniyoruz. DerneÄŸin kapanmasından sonra benzer isimle Avanos Çömlekçiler Esnaf ve Sanatkarlar Odası adıyla kurulan birliktelik iÅŸlev kazanmıştır. Bu oda adını sonradan Avanos Çömlekçiler Odası olarak deÄŸiÅŸtirmiÅŸtir. DerneÄŸe göre daha ticari bir kimliÄŸi olan odanın, açılış ve kapanış tarihi tam olarak saptanamamıştır. 1993 yılında kurulduÄŸu ve 2004 yılında kapandığı tahmin edilmektedir. 1993 yılında oda baÅŸkanlığını Hasan Bircan’ın yaptığı bilinmektedir. Odaya kayıtlı 104 üye olduÄŸu daha sonraki kayıtlardan anlaşılmıştır. Odanın, yönetimin yaptığı usulsüzlükler sonucu kapandığı söylenmektedir. Avanos’ta odanın kapanmasından sonra yeniden bir dernek örgütlenmesine gidildiÄŸi görülmektedir. 2006 yılında Avanos Kültür ve Sanat DerneÄŸi adıyla kurulan ve ağırlıklı olarak çömlekçilerin sorunlarıyla ilgilenen dernek, 2009 yılında adını Avanos Çömlekçiler DerneÄŸi olarak deÄŸiÅŸtirmiÅŸtir. Günümüzde yeni adıyla etkinliklerine devam etmektedir.
Avanos’ta çömlekçiliÄŸin bugünkü durumu
Avanos çömlekçiliÄŸinin özgün bir karakteristiÄŸi olduÄŸu söylenemez. ÖrneÄŸin bir Kınık çömleÄŸi ya da Menemen çömleÄŸinin kendine özgü özellikleri vardır. Avanos’ta bunu göremiyoruz; ancak Avanos çömlekçiliÄŸinde ürün çeÅŸitliliÄŸi çok fazladır. Türkiye’de ürün çeÅŸitliliÄŸi anlamında bu kadar geniÅŸ yelpazeye sahip baÅŸka bir bölge yoktur. Buradaki ustalar gerçekten çok yeteneklidir ve kadehten duvar panosuna kadar çok farklı ürünleri yapabilmektedirler.
GeçmiÅŸi çok eskilere dayanan Avanos çömlekçiliÄŸi günümüzde ciddi bir bunalım yaÅŸamaktadır. Aşılamayan ekonomik sorunlar, adını bir çömlekçi kasabası olarak dünyaya duyurmuÅŸ olan Avanos’ta çömlekçiliÄŸin günden güne gerilemesine neden olmaktadır. Avanos’ta çömlekçiliÄŸi yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakan kuÅŸkusuz birçok neden bulunmaktadır. Avanos çömlekçiliÄŸinin bugünkü durumunu incelerken bu sorunlara deÄŸinmeden bir ÅŸeyler yazabilmek mümkün görünmüyor.
Plastik çömleğe karşı
1970’li yılların başında bölgede henüz turizmin yaygınlaÅŸmadığı yıllarda çıkan bazı yerel gazete ve yayınlarda Avanos’ta çömlekçiliÄŸin gerileme içine girdiÄŸi tespit edilmekte ve gerileme nedeni olarak plastik ürünlerin çömleÄŸe alternatif olarak yaygınlaÅŸması gösterilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta gerilemenin bu yıllarda baÅŸlamış olduÄŸudur. Günümüzde Dicle Ãœniversitesi profesörlerinden Emrullah Güney, 1974 tarihli bir yazısında aynı konuyu dile getirmekte ve 1971 yılında Avanos’ta 28.000 testi ve küp yapıldığını 1972 yılında bu rakamın 20.000’e düştüğünü söylemektedir. Avanos çömlekçiliÄŸinde kullanılan geleneksel biçimlerin, plastik ve alüminyum ürünlerin yaygınlaÅŸması ve genel olarak yaÅŸam tarzımızın deÄŸiÅŸimine paralel olarak kullanım dışı kaldığı bir gerçektir.
Usta-çırak üretkenliğinin bozulması
Geleneksel biçimlere olan talebin azalmasının doÄŸal sonucu olarak Avanos’ta çömlekçiliÄŸe olan ilginin de azaldığını söyleyebiliriz. Bunun sonucu olarak Avanoslu gençler zamanla çömlekçilikte meslek olarak bir gelecek görmemeye baÅŸlamışlar ve farklı arayışlar içine girmiÅŸlerdir. 2005 yılında bölgedeki çıraklar arasında yapılan bir ankette kendilerine ‘çömlekçilikte bir gelecek görüyor musunuz?’ sorusu yöneltilen çırakların %48’i hayır, %25’i kısmen, %27’si evet cevabı vermiÅŸtir.
Çömlekçilik, Avanos’ta genellikle aile içinde usta-çırak iliÅŸkisiyle yürütülmüş bir iÅŸ koludur. Çırak olarak bir iÅŸlikte çalışmaya baÅŸlayanlar ustalaÅŸtıklarında ya çalıştıkları iÅŸliÄŸi aile üyelerinden devralırlar ya da kendi iÅŸliklerini açarlar. Bu iÅŸleyiÅŸin aksaması, usta-çırak ardıllığının kaybolması, ustaların yetiÅŸtirecek çırak bulamamalarına neden olmuÅŸ ve mesleÄŸin geleceÄŸi tehlike altına girmeye baÅŸlamıştır. Günümüzde Avanoslu ustalar yoÄŸun olarak çırak bulamamaktan ve gençlerin ilgisizliÄŸinden yakınmaktadırlar. NevÅŸehir Mesleki EÄŸitim Merkezi’nin seramik bölümüne 2005 yılında öğrenci olarak 2 kiÅŸi baÅŸvurmuÅŸtur. Avanos Endüstri Meslek Lisesi’nde ise 2005 yılında lise son sınıfta sadece bir öğrenci bulunduÄŸu öğrenilmiÅŸtir. Bölgedeki meslek okullarındaki seramik bölümü öğrenci sayıları bize bu durumu daha net olarak özetlemektedir.
Turizm ve çömlekçilikte yeni arayışlar
Geleneksel ürünlerimizin kaybolmasında ve Avanos’ta çömlekçiliÄŸin gerilemesindeki diÄŸer önemli etken de turizm olgusudur. Bölgede özellikle 1970’li yılların ikinci yarısında hızlı bir geliÅŸim gösteren turizmle birlikte satışı daha kolay ve karlı olan ürünlerin yapılması yaygınlaÅŸmıştır. Bu durum geleneksel ürünlerimizin tamamen bırakılmasını ve üretilen ürünlerin de yozlaÅŸmasını beraberinde getirmiÅŸtir. Bu meslek kolunda çalışanlar genel olarak geçim telaşı içine düştüklerinden, yeni biçimlerin yaratılması ya da geleneksel biçimleri dejenere etmeksizin modifiye etmek gibi bir kaygı duymamaktadırlar. Avanos’un imajı bundan ciddi ÅŸekilde zarar görmektedir. Seramik yerine alçıdan yapılma ürünler, özellikle yerli okul gruplarına ucuz olarak pazarlanmak için üzerine tüyler, pullar yapıştırılmış, plastik boyalarla boyanmış ürünler yaygınlaÅŸmıştır.
Avanos çömlekçiliÄŸinde turizme baÄŸlı geliÅŸen sıradanlığı kırmak ve sanatsal çalışmaları özendirmek amacıyla 1980 yılından itibaren, ‘deri dokulu toprak kaplar’ üzerine bir çalışma baÅŸlatılmıştır. Artık derilerin sanatsal biçimde toprak kaplar üzerine uygulanmasına dayanan bu giriÅŸimde, NevÅŸehir ValiliÄŸi’nin koordinatörlüğünde Avanos’ta 10 günlük uygulamalı bir kurs açılmıştır. Prof. Dr. Nurhan Bilgin, bu tür çalışmaların Avanos çömlekçiliÄŸinde karşılaşılan monotonluÄŸu kıracağı ve sanata dayalı üretimlerle turistlerin alışveriÅŸ kapasitelerinin artırılabileceÄŸi üzerinde durmuÅŸtur. Ãœretilen ürünler 1980-1983 yılları arasında Ankara Fransız Kültür DerneÄŸi’nde, 1983 yılından sonra da Gazi Ãœniversitesi Meslek EÄŸitim Fakültesi salonlarında sergilenmiÅŸtir. Bu konudaki denemeler 1989 yılına kadar devam etmiÅŸ, ancak daha sonra beklenen verimin alınamaması üzerine bu tarz ürünlerin üretimi azalmıştır.
1990’lı yılların başından itibaren Avanos çömlekçiliÄŸinde yeni bir akımın baÅŸladığını söyleyebiliriz. Rapido tekniÄŸi olarak adlandırabileceÄŸimiz bu akım, üretilen çömlek ve seramiklerin rapido kalem ile çizilerek desenlendirilmesine dayanmaktadır. Ä°nce işçiliklere olanak tanıması ve albenili ürünler ortaya çıkması son yıllarda rapido iÅŸlerin ilgi görmesini saÄŸlamıştır. Avanos çömlekçiliÄŸinin kendine yeni bir kimlik yaratamaması sonucu bölgede rapido iÅŸlerin yanı sıra Kütahya çinileri de yaygınlaÅŸmıştır. Günümüzde Avanos’ta Kütahya çinisi ve rapido iÅŸlerin satışı önemli bir yer tutmaktadır.
Komisyon sistemi ve gerileme
Turizmin Avanos çömlekçiliÄŸine vurduÄŸu bir darbe de komisyonculuk sisteminin yerleÅŸmesi ve yüksek rakamlara ulaÅŸması olmuÅŸtur. Avanos’ta turizmin iyi getiri saÄŸladığı yıllar 80’li yıllardır. 90’lı yıllarda ‘körfez krizi’ ile birlikte turizm bölgede gerilemeye baÅŸlamıştır. KomisyonculuÄŸun baÅŸlangıcı bu döneme karşılık gelmektedir. Turistler bölgeye acentalar aracılığı ile geliyor ve tur rehberleri eÅŸliÄŸinde gezdiriliyor. Turist grupları alışveriÅŸ için acenta ve rehberlerin anlaÅŸtığı maÄŸazalara götürülüyor. MaÄŸazalar bu anlaÅŸmalar sırasında satılan ürün üzerinden acenta ve rehberlere belli oranda komisyon ödüyorlar. Öyle ki bu komisyonlar bugün %50’yi geçmiÅŸ durumda. Bu ÅŸartlarda komisyon vermesi mümkün olmayan küçük iÅŸletmelerin satış yapabilme ÅŸansları kalmıyor ve uzun süren iÅŸsizlik sonrası kapatmak kaçınılmaz oluyor. BaÅŸlangıçta büyük iÅŸletmelerin lehine geliÅŸen bu durum zamanla onları da zor duruma sokmuÅŸ. Çünkü verilen komisyonlar ister istemez ürünün fiyatına yansıyor, artan fiyatlar ise satışları olumsuz etkiliyor. Bütün bunlar yaÅŸanılan sorunların turizmin genel sorunlarından ayrı olmadığını gösteriyor. Bu ÅŸartlarda bugünden yarına çözüm beklemek için fazlaca iyi niyetli olmak gerekiyor.
Bu araştırmanın hazırlanması sırasında aşağıdaki kişilerle sözlü görüşmeler yapılmıştır. Kendilerine verdikleri bilgilerden dolayı teşekkür ederiz.
1) Dr. Mustafa Körükcü, Avanos Belediye Başkanı
2) Yaşar Bostan, Avanos İlçe Özel İdare Müdürü (emekli)
3) Mehmet Özdoğan Avanos İlçe Özel İdare Müdürü
4) Tayfun Küçükcan, Avanos Çömlekçiler Derneği
5) Nilgün Salmaner, Avanos Çömlekçiler Derneği
6) Yaşar Topçu, Avanos Çömlekçiler Derneği
7) Mükremin Tokmak,Avanos Çömlekçiler Derneği
8) Özgür Küçüktülü, Avanos Çömlekçiler Derneği
9) Yusuf Tüysüz, Çömlek ustası
10) Şaban Demirci, Çömlek ustası
11) Gülay Demirtaş, Güray Seramik
12) Erkan Akburak, Venessa Seramik
13) Mustafa Kılıç, Saruhan Kervansarayı İşletmesi
Yararlanılan Başlıca Kaynaklar
1) Prof . Dr. Nuran Bilgin, “Toplumda deÄŸiÅŸen beÄŸeni ve istekler doÄŸrultusunda Avanos toprak kap sanatının bugünkü durumuna dair bir yaklaşım”. 1992
2) Doç. Dr. Neriman Gürtanın - Doç. Dr. Nuri Munsuz, “Avanos çömlekçiliÄŸi ve kullanılan toprakların bazı teknolojik özellikleri”. 1969
3) Doç. Dr Güngör Güner, Anadolu’da yaÅŸamakta olan ilkel çömlekçilik. 1988
4) Evren Sertalp, Avanos seramik ve çömlek atölyelerinde çıraklık eğitimi yoluyla meslek edinmiş elemanların durumu üzerine bir araştırma. 2005, Yüksek lisans tezi.
5) Seramik Sanatı ve Sorunları, Uluslararası Avanos seramik sempozyumu 2001
6) Süreyya Serbest, Avanos Belediyesi’ne yazılmış mektup. 2005
7) Süreyya Serbest, KırÅŸehir ValiliÄŸi’ne yazılmış çalışma raporu. 1957
8) Nevşehir il yıllığı 1968
9) Nevşehir il yıllığı 1973
10) Türk çömlekçiliği, Türkiyemiz Dergisi. 1976 Sayı 19
11) Kınık ve Avanos çömlekçiliği, Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi. 1990 Sayı 9
12) Avanos’ta çömlekçilik, Peron Dergisi. 1987 Ocak
13) Kızıl Vadi’nin bereketi Avanos, Skylife Dergisi. 2007 Mart
14) Bakış Dergisi, Avanos’ta çıraklıktan yetiÅŸme seramik sanatçıları. 2009 Sayı 4
15) Bakış Dergisi, Avanos çömlekleri. 2008 Sayı 3
16) Peribacası Dergisi, Avanos’ta bir raku sanatçısı Tayfun Küçükcan. 2009 Sayı 10
17) Peribacası Dergisi, Avanos Çömlekçiler Derneği. 2009 Sayı 10
18) Peribacası Dergisi, Tandır yapımı. 2009 Sayı 10
Not: Bu yazı Peribacası Kapadokya Kültür ve Tanıtım Dergisi’nin Mayıs 2010 sayısında yayınlanmıştır. Derginin telif hakları ile korunmaktadır. Hiçbir ÅŸekilde kopyalanamaz. www.cappadociaexplorer.com