ARAÅžTIRMACI YAZAR MUSTAFA KAYA:
“İÇİNDE YAÅžADIÄžIMIZ DERYANIN KIYMETÄ°NÄ° BÄ°LMEK GEREK”
Röportaj: Ayça Olcaytu İşçen
Mayıs 2008
Hani bazı insanlar vardır, doÄŸdukları, yaÅŸadıkları yere duydukları aÅŸkla anılırlar. Ãœrettikleriyle, memleketlerine kazandırdıkları eserlerle biraradadır adları daima. Ä°deallerinin peÅŸinde koÅŸarken karşılaÅŸtıkları zor koÅŸullardan yılmayarak devam ederler yollarına. Kimi zaman deÄŸerlerinin farkına varılması uzun yılları alsa da, etraflarında saygı ve sevgiyle pervane olanlar hep vardır. Ãœrgüplü Mustafa Kaya da bu insanlardan biri. 23 yılı bulan araÅŸtırma hevesiyle Kapadokya ile ilgili pek çok makale hazırlamış, kitap yazmış, konferanslar vermiÅŸ, hatta sergiler açmış. Kendi deyimiyle, “içinde yaÅŸadığı deryanın” paha biçilemez kıymetini, korunması gerektiÄŸini çaÄŸdaÅŸlarına ve gelecek kuÅŸaklara anlatabilmek için ter döküyor. Zamana karşı yarışarak yaÅŸayan Mustafa Kaya, kitaplarla, belgelerle dolu evinde bizi ağırlayarak sorularımızı yanıtladı.
Peribacası Dergisi: Tarih, arkeoloji ve folklora ilginiz ne zaman başladı?
Mustafa Kaya: Turistlerden olduÄŸunu zannediyordum, fakat daha sonra ilkokul, ortaokuldaki öğretmenlerimizden olduÄŸunu keÅŸfettim. Çünkü, kitaplarımın arasında küçük bir kitapçık buldum; 10 yaşımdayken Ãœrgüp’deki tarihi eserleri elimle çizmiÅŸim. Öz olarak öğretmenlerimin teÅŸvikinin çok rolü olduÄŸunu anladım. Eski öğretmenlerde bir birikim vardı; örneÄŸin, ilkokuldayken tüm sınıf yürüyerek Göreme’ye giderdik. Yürürken, öğretmenimiz bir yandan anlatır, bilgi verirdi. Atatürk devrimleriyle aydın yetiÅŸen bu öğretmenler, kültürün korunması ve sonraki kuÅŸaklara aktarılmasına ciddi emekler verdiler. 1985’de otel iÅŸletmeye baÅŸladığımda da gelen yabancılarla sohbet ettikçe çok eksiÄŸimiz olduÄŸunu öğrendim.
Peribacası D. : Ne konuda?
Mustafa K.: Mesela üstünde yaÅŸadığımız Kapadokya’nın deÄŸerini bir bakıma turistlerden anladık. Kültürel eserlerin korunması ve evlerin orijinal haliyle muhafaza edilmesi gerektiÄŸini onlardan öğrendik. Çok deÄŸer verip hayran oluyorlardı. Bu insanlar niçin geliyor, deÄŸer veriyor dedikçe biz de içinde bulunduÄŸumuz deryanın farkına vardık. ÖrneÄŸin, NASA’dan gelen kiÅŸileri ağırlamıştık. Onlar, bırakın dünyada, diÄŸer gezegenlerden gelen fotoÄŸraflarda dahi böyle bir coÄŸrafi yapıya rastlanmadığını söyleyince biz hemen “tanıtımdan önce koruma olmalıdır” diye seminerler vermeye baÅŸladık; ancak pek bir faydası olmadı. Çünkü yöneticiler ve halk bir an önce ekonomiye katkı bekliyorlardı. Dolayısıyla koruma çabalarımız yetersiz kaldı. Ben de bu sorun nedeniyle baÅŸladım kültür ve tarihini araÅŸtırmaya. GeçmiÅŸi iyi anlatırsak, geleceÄŸe doÄŸru bunları teminat altına alabiliriz diye düşündüm.
Peribacası D.: Peki günümüzde koruma çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
Mustafa K.: Yeterli deÄŸil. Ekonomik kazanç bu kültürün korunmasının daima önünde gitmeye devam ediyor; yıkım ve tahribat süreci hızlanıyor. Turizm yüksek seviyelere çıktığında bozulma da artmaya baÅŸlıyor. Bu bölgede en çok üzen sorun bu. Hatta NevÅŸehir Ticaret ve Sanayi Odası, NevÅŸehir’e 3 yıl önce bir pankart astı “kalkınmamıza engel olan SÄ°T alanlarına karşıyız” diye. Biz onlara bir faks çekerek bu konuyu televizyonda tartışalım diye önerdik. Oda baÅŸkanı hemen telefon etti ve “bu kadar önemli olduÄŸunu bilmiyorduk, özür dileriz” dedi. Henüz bilinçli deÄŸiliz. Pek çok kiÅŸi SÄ°T’in anlamını bilmiyor. Ama SÄ°T alanını koruyan kurumlarca da hatalar yapılıyor tabii. VatandaÅŸa gereksiz yere zorluk çıkarılıyor, yapılan bazı yanlışlar halkın öfkesini ve tepkisini çekiyor.
Peribacası D.: Sizce ne yapılabilir? Ne öneriyorsunuz?
Mustafa K.: Öncelikle tüm bu yerleÅŸimlerin koruma amaçlı imar planları yapılmalı. Sadece MustafapaÅŸa ile Göreme’nin var. Ä°kinci olarak, STK’ların ve kamu kurumlarının ilköğretim ve lise öğrencilerine sık sık konferanslar, geziler düzenlemesi lazım. Bölge nedir, içinde bulunduÄŸunuz bu eserler nelerdir, bunların kıymeti nereden kaynaklanıyor, anlatılması ÅŸart. Öğrenciler bilmiyor. Kendi okulumda bu yakın çevrenin tanınması için geziler düzenliyorum. Ä°brahimpaÅŸa, Nar, NevÅŸehir Müzesi’ne götürüyorum. Öğrencilerle her yıl sınıfta sözlü anketler yaparım. %80’i hiçbir yeraltı ÅŸehrini, %40’ı Göreme’yi görmemiÅŸ. Bölgenin insanı bile içinde yaÅŸadığı deryayı bilmiyor.
Peribacası D.: Araştırmaya ve yazmaya ne zaman başladınız?
Mustafa K.: 1985 yılında otelcilikle birlikte başladım. Daha çok arşiv, sözel tarih ve mikro tarihle ilgilenip bunların kaybolmadan biran önce derlenmesi ana amacımdı. Bunları derledikçe bazı arkadaşlar yazılması gerekir dediler, onu da doğru bularak yazmaya başladım.
Peribacası D.: Özellikle NevÅŸehir Dergisi’ndeki yazılarınızda benzer çalışmalar yapmış kiÅŸileri de tanıttınız. İçlerinde etkilendiÄŸiniz biri var mı?
Mustafa K.: Kayserili Kazım YedekçioÄŸlu’nun Kayseri’nin merkezinden derlediÄŸi 1700 sayfalık atasözleri, deyimler ve kelimeler kitabı var, çok deÄŸerli bir insan. Halkevleri eski baÅŸkanlarından, ÅŸimdi Ä°stanbul’da yaşıyor. Onu geniÅŸ bir makale yazarak tanıttım ve arkasından Kültür Bakanlığı YedekçioÄŸlu’na yılın folklor ödülünü verdi. Ayrıca, Hasan Åžahin’i tanıttım, o da çok deÄŸerli bir arÅŸivci, çok da fedakar. Elindeki KırÅŸehir, NevÅŸehir türkülerini bir yere de vermek istiyor, yer bulamıyoruz, onlar da ayrı bir sorun.
Peribacası D.: Araştırmalarınızda elbette karşılaştığınız sorunlar da var. Hiç yıldığınız, pes ettiğiniz olmadı mı?
Mustafa K.: Yunanistan’da bir araÅŸtırmacı arkadaşımız var; Dimitri Katsikas. Annesi Ãœrgüplü, dedesi YeÅŸilhisarlı. Onunla 10 yıldır her yaz, 10 veya 15 gün NevÅŸehir, Aksaray, NiÄŸde, Kayseri’nin tarihi eserlerinin olduÄŸu kasabalara, köylere gideriz. Buradan giden Rumlar ellerindeki kaynakları Asya Minör AraÅŸtırma Vakfı’na hediye etmiÅŸler. Haddinden fazla kaynak var. O bize oradan istediÄŸimiz kaynakları getirdi, ama çeviri büyük bir sorun. Zaman yetmiyor. Kimi projeler için ekip lazım, yardımcı çalışan ve yer sıkıntısı çekiyorum. ‘NevÅŸehir Folkloru-1’ kitabı için çalışırken ilginç bir sorun yaÅŸadım. Bazı atasözlerinin içinde hayvan kelimesinin geçmesini müstehcen bulduklarından 24 sayfasını çıkarmak zorunda kaldık. Güzel bir kitap oldu yine de. 4 bin adet basılıp ildeki tüm öğretmenlere birer adet verildi. Arkasına eklenen boÅŸ sayfalarla, onların da derlemesi teÅŸvik edildi. Onlardan gelen atasözlerini de kullanarak NevÅŸehir Folkloru-2’yi basacağız. Tüm bu zorluklar beni yıldırmıyor, tam tersine daha da isteklendiriyor.
Peribacası D.: Nevşehir Dergisi nasıl çıkmaya başladı?
Mustafa K.: NevÅŸehir Belediyesi bünyesinde tüm köylerdeki envanterin derlenmesi çalışmasına baÅŸlamıştık. Fakat siyasi muhalifler engel olunca, iÅŸ yarım kaldı. Onun üzerine, bu derlediklerimizi yazılı bir kaynaÄŸa dönüştürmeye karar verip dergi çıkarmaya baÅŸladık. NevÅŸehir Ãœniversitesi de çalışmalara katılmayı kabul etmiÅŸti ama kısa sürede vazgeçince pek çok iÅŸini yapmak bana kaldı diyebilirim. Postaya verilmesi bile bana ait. Belediyenin masrafı karşılaması büyük bir kazanç. Yayıncılık geçmiÅŸi olan Belediye BaÅŸkanı Hasan Bey bu iÅŸe sıcak bakıyor. Birinci sayıyı beÅŸyüz mü, bin adet mi basalım diye düşünürken 4 bin basıldı, arkasından da 4 bin ek baskı yapıldı. Benim için zor oluyor ama dergi çok beÄŸeniliyor. Özellikle Ä°stanbul ve Ankara’da yaÅŸayan NevÅŸehirlilerin aşırı ilgisi var.
Peribacası D.: Aralık 2008’de öğretmenlikten emekli olacaksınız. Zamanınız çoÄŸalacak, peki sakıncası yoksa projelerinizden de bahseder misiniz?
Mustafa K.: NevÅŸehir Dergisi’ne devam edeceÄŸim. Ãœrgüp folkloru üzerine derleme yapıp kitap haline getireceÄŸim. Bir de hazır olan bir kitap var; Ãœrgüp ÅŸairleri antolojisi çıkaracağız ki içindeki ÅŸiirlerin çoÄŸu yayınlanmamış ÅŸiirler olacak. Ãœrgüplü Mahfi, Fethi Baba, Ortahisarlı Hüsnü, Celbi gibi. Ayrıca, Ãœrgüp antolojisi hazırlayacağım. KurtuluÅŸ Savaşı sonrasında Ortahisar’da öğretmenlik yapmış Ãœrgüplü bir öğretmenin günlüğünü yayınlayacağız. Ayrıca, vakitsizlikten görüşemediÄŸim kaynak kiÅŸileri ziyaret edeceÄŸim. Sela verilirken kulak kesilirim, acaba benimkilerden biri gitti mi diye! Geçenlerde Sinasos’da biri vefat etti çok üzüldüm. Ä°ncesu’da çeviri yapan bir adam vardı. 15 gün ona gidip geldim. 87 yaşındaydı, okurken yoruluyordu. Ä°ÅŸin bitmesini bekledikten 10-12 gün sonra vefat etti. Ä°deal bekletiyor.
Peribacası D.: Bugüne kadar yaptığınız çalışmalar ve bu güzel sohbet için çok teşekkür ederiz. Dileriz idealleriniz hiçbir zaman tükenmesin.
Mustafa Kaya kimdir?
1947’de Ãœrgüp’de Dereler Mahallesi’nde doÄŸdu. Ãœrgüp Ortaokulu, NevÅŸehir Öğretmen Lisesi, Konya EÄŸitim Enstitüsü ve EskiÅŸehir Açık Öğretim Ãœniversitesi mezunu. Silifke, AÄŸrı, KırÅŸehir, Kayseri’de görev yaptı. 1992’den bu yana, Ãœrgüp Anadolu Meslek ve Meslek Lisesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı dersi veriyor, müdür yardımcılığı yapıyor. Yayınlanmış ilk araÅŸtırması folklor üzerinedir. Arkasından Ä°ÅŸ Bankası Dergisi’nde Ãœrgüp evlerindeki duvar resimleriyle ilgili yazısı yayınlandı. Folklor Edebiyat Dergisi’nde makaleleri yayınlandı. Ãœrgüplüler DerneÄŸi tarafından 14 yıldır yayınlanan Ãœrgüp Dergisi’nde sayısız yazısı ve araÅŸtırması basıldı. Bunların arasında eski Ãœrgüp çeÅŸmeleri, yazıtları, eski hanları, kaleleri, kahvehaneleri, atasözleri, deyimleri, gelenek-görenekleri konulu yazıları sayılabilir.
NevÅŸehir Belediyesi tarafından 3 yıldır yayınlanan NevÅŸehir Dergisi’nde sorumlu yazı iÅŸleri müdürü olan Kaya’nın Ãœrgüp üzerine yayınladığı ilk kitabı ‘GeçmiÅŸten Günümüze Ãœrgüp’tür (1993). Kapadokya Ä°nanç Turizmi kitapçığının (2001) ardından Kemal Talih Türkmen’in ‘Bilinmeyen Kapadokya’dan Bir Kesit: Ãœrgüp’ çalışmasının kitap olarak basılmasını saÄŸladı. ‘Kapadokya Bir Sofa, Bin Gizem’ isimli ÅŸiir kitabını Emrullah Güney ve Hüseyin Güney ile birlikte hazırladığı ‘NevÅŸehir Folkloru-1’ (2007) izledi. NevÅŸehir Belediyesi’nde görevli olarak envanter derlemelerine çıktı. Koruma ile ilgili pek çok konferansa konuÅŸmacı olarak katıldı. 1986 yılında Ãœrgüp’de açtığı ilk açık hava sergisini 1987’de Avanos’da geniÅŸletilmiÅŸ bir biçimde yineledi. 1998’den beri ÇEKÃœL (Çevre ve DoÄŸal DeÄŸerler Koruma ve Tanıtma Vakfı) Ãœrgüp temsilciliÄŸini yapıyor. Aynı zamanda TÃœKODER (Tüketiciyi Koruma DerneÄŸi) Ãœrgüp Åžubesi’nin kurucusu ve baÅŸkanı.
Not: Bu yazı Peribacası Kapadokya Kültür ve Tanıtım Dergisi’nin Mayıs 2008 sayısında yayınlanmıştır. Derginin telif hakları ile korunmaktadır. Hiçbir ÅŸekilde kopyalanamaz.
www.cappadociaexplorer.com