Yazan: Yavuz İşçen
Mayıs 2008
Güzelyurt Ä°lçesi’ne baÄŸlı küçük bir köy olan Belisırma, tam olarak Ihlara Vadisi’nin ortasında yer alıyor. Tipik bir Anadolu köyü görmek isteyenler için bulunmaz bir fırsat. Kenarına kurulduÄŸu Melendiz Çayı, köye ayrı bir güzellik katıyor. Köy içinde çayın kenarında aÄŸaçların gölgesine yerleÅŸmiÅŸ birçok lokanta bulunuyor. Bu lokantalarda taze balık ve yöresel yemekleri her zaman bulabilmeniz mümkün.
Ihlara Vadisi’nde vakti zamanında 100 kadar kilise bulunduÄŸu biliniyor. Bu kiliselerden bugün 14 tanesi ziyarete açık. Ondört kiliseden yedi tanesi Belisırma köyü çevresinde yer alıyor. Köy çevresinde yapacağınız kısa yürüyüşlerle bu kiliselere ulaÅŸabilirsiniz. Melendiz Çayı’nın batı kenarında, Batkın, Direkli, Bahattin Samanlığı ve Kırk Dam Altı kiliseleri, doÄŸu kenarında ise, Ala kilise ve Bezirhane, Bezirhane kilisesi ile Karagedik kiliseleri görülebilir.
Batkın Kilisesi (Açıkel AÄŸa Kilisesi): Belisırma Köyü yakınında Melendiz Çayı’nın batı kenarında yer almaktadır. Belisırma’ya batıdan inen yol üzerindeki manzara terasında mola verip bu kiliseye yürüyerek ulaşılabilir. Manzara terasının üzerinde yer aldığı kaya bloÄŸunun tam altında bulunmaktadır. 8. yüzyıla ait olan kilisedeki freskler büyük oranda tahrip edilmiÅŸ durumdadır. Bugün görülmeye deÄŸer bir özelliÄŸi kalmamıştır.
Direkli Kilise: Melendiz Çayı’nın batı kenarında yer almaktadır. Belisırma Köyü’ne batıdan inen yolun saÄŸ tarafında yol kenarında bulunur. Yunan haçı ÅŸeklinde planlanmış bir manastır kilisesidir. Altı direk üzerine oturmuÅŸ olan kilise, bir merkezi kubbe ve üç apsisten oluÅŸmuÅŸtur. Direkler üzerine oturmuÅŸ olduÄŸu için Direkli Kilise olarak adlandırılmıştır. Kilise içinde bulunan ithaf yazıtından, kilisenin 11. yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır. Freskleri oldukça tahrip edilmiÅŸtir. Cenaze törenlerinin yapıldığı bölümde sadece geometrik motifler bulunmaktadır. Bu süslemelerin Ä°konoklasm (726-843) döneminde yapıldığı düşünülmektedir. SaÄŸlam kalan fresklerden apsisteki Pantakrator Ä°sa dikkat çekicidir.
Bahattin Samanlığı Kilisesi: Melendiz
Çayının batı kenarında yer almaktadır. Direkli Kilise’den Ihlara yönüne doÄŸru vadi takip edildiÄŸinde 50 m kadar ileride bulunur. Tek koridorlu (nefli) küçük bir kilisedir. Daha önceki dönemlerde köyden Bahattin adlı bir kiÅŸinin samanlık olarak kullandığı kilise, bugün de Bahattin Samanlığı adı ile bilinmektedir. Olgun bir sanatı yansıtan freskleri isten biraz kararmış olmakla birlikte iyi korunmuÅŸ durumdadır. Fresklerin 10. yy ortasından itibaren ya da 11. yy’ın başında yapıldığı düşünülmektedir. Kilisenin güney duvarında haber verme, ziyaret ve su deneyi ile Zekeriya’nın öldürülmesi sahneleri yan yana iÅŸlenmiÅŸtir. Bundan baÅŸka kilisenin fresklerinde Ä°ncil’deki farklı konular seri sahneler halinde anlatılmıştır.
Kırk Dam Altı Kilisesi (Aziz Georgios Kilisesi): Melendiz Çayı’nın batı kenarında yer alan diÄŸer bir kilise de Kırk Dam Altı Kilisesi’dir. Bahattin Samanlığı Kilisesi’nden Ihlara Beldesi yönüne doÄŸru vadi takip edilerek 10 dakika kadar yürünürse kiliseye ulaşılabilir. Kilise, Belisırma Köyü’ne yaklaşık 1 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Vadi tabanından oldukça yüksekte kayaların içine oyularak yapılmıştır. Kilisenin apsis kısmı sonradan yıkılmıştır. Kiliseye bugün yıkılan apsis bölümünden girilmektedir. Düz tavanlı olan kilise düzgün olmayan altıgen plana sahiptir.
1283-1295 yılları arasında yapıldığını içindeki kitabeden öğrendiğimiz Kırk Dam Altı Kilisesi, yoğun olarak cenaze törenleri için kullanılmıştır. Kilise, döneminde çok ziyaret edilen kutsal bir mekan olma işlevini korumuştur. Kilisenin içinde zemine oyulmuş birçok mezar bulunmaktadır ancak kilisenin içi toprakla dolduğu için mezarların tam sayısı belirlenememiştir.
Kilisenin yapıldığı dönem Anadolu Selçuklu Devleti’nin bölgede egemen olduÄŸu dönemdir. Kilisenin yapılışında Selçuklu Sultanı II. Mesut’un ordusunda görev yapan Hıristiyan bir komutan ve eÅŸinin rol oynadıkları bilinmektedir. Bu kiÅŸiler kiliseyi Aziz Georgios’a adamışlardır. Bu olayın resmedildiÄŸi adak sunma sahnesi kuÅŸkusuz kilisenin en önemli freskleri arasındadır. Ayrıca burada II. Mesut’a ait bir figürün de yer alıyor olması oldukça dikkat çekicidir. Fresklerde görülen atların kuyruklarının Türk usulü düğümlü olması, Türk tarzı giysiler ve giysilerde kullanılan Türk motifleri, Türk kültür tarihi açısından önemlidir. Bunun dışında dua, Meryem’in ölümü, göğe çekiliÅŸ, suretin deÄŸiÅŸmesi (transfigürasyon) gibi sahneler kilisede görülebilir.
Ala Kilise: Melendiz Çayı’nın doÄŸu kenarında yer alan kiliselerdendir. Belisırma Köyü’nün kuzey tarafında hemen köy yerleÅŸimi içinde bulunan kilise, Güzelyurt’a giden yol üzerinde saÄŸ tarafta yer almaktadır. Dış cephesindeki kaya iÅŸlenerek düzeltilmiÅŸtir. Manastır kilisesi ÅŸeklinde yapılmış olan yapı haç planlıdır. Merkezi bir kubbesi bulunmaktadır. Kilisenin freskleri büyük oranda tahrip olmuÅŸ durumdadır. Kalan bazı sahneler ise yoÄŸun bir is tabaksı ile kaplanmıştır. Kilisede bulunan sahneler arasında, ziyaret, doÄŸum, Kudüs’e gidiÅŸ, son akÅŸam yemeÄŸi, fırında üç Yahudi genci ve çeÅŸitli aziz tasvirleri yer almaktadır.
Kiliseye baÄŸlı bölümlerden birinde sonradan yapılmış bir bezirhane bulunmaktadır. ElektriÄŸin olmadığı dönemlerde ‘bezir çırası’ adı verilen aydınlatma araçları, Anadolu’nun birçok yöresinde olduÄŸu gibi yoÄŸun olarak Kapadokya bölgesinde de kullanılıyordu. Beziryağı, bezirhane adı verilen iÅŸletmelerde keten ve ızgın tohumlarının ezilmesi sonucu elde ediliyordu. Kapadokya’da rastlanan çok sayıdaki bezirhane, beziryağı üretiminin bölgede ticari amaçla yapıldığını düşündürmektedir. Gazyağının ortaya çıkması ve 20. yy. baÅŸlarından itibaren gaz lambalarının Anadolu’da aydınlatma aracı olarak kullanılması, beziryağına ve bezirhanelere olan gereksinimi azaltmıştır. Zaman içinde bu sanayi dalı da hızla gerilemiÅŸ ve eski önemini büyük oranda yitirmiÅŸtir. Kapadokya bölgesinde çeÅŸitli kilisenin Ä°slami dönemde sonradan bezirhaneye dönüştürülerek kullanıldığını görmekteyiz.
Bezirhane Kilisesi: Melendiz Çayının doÄŸu kenarında yer alan kiliseye Belisırma Köyü’nden yürüyerek 10 dakikada ulaşılabilir. Sonraki dönemlerde bezirhane olarak kullanıldığı için bu adla anılmaktadır. Tek bir koridor ve apsisten oluÅŸan düz tavanlı küçük bir kilisedir. Kilisede çok güzel resmedilmiÅŸ freskler bulunmakla birlikte çok fazla tahribata uÄŸramışlardır. Fresklerin 12. yüzyıl sonu ile 13. yüzyıl başı arasında yapıldığı düşünülmektedir. Bugün görülmeye deÄŸer bir özelliÄŸi kalmamıştır.
Karagedik Kilisesi (Saint Ermolaos Kilisesi): Melendiz Çayı’nın doÄŸu tarafında yer almaktadır. Belisırma Köyü’nde eskiden yaÅŸayan Rumlar bu kiliseyi “Saint Ermolaos” olarak adlandırıyorlardı. Ihlara Vadisi içinde bulunan bütün kiliseler kayaya oyularak yapılmışlardır. Bu tarzın tek istisnası olarak Karagedik Kilisesi taÅŸlar ile örülerek inÅŸa edilmiÅŸtir. Yapı özellikleri bakımından Akhisar Köyü yakınlarındaki Çanlı Kilise’ye benzetilebilir. Kilisenin freskleri 10 veya 11. yüzyıllara tarihlenmekle birlikte yapının mimari tarzı geç Bizans dönemine daha yakın görünmektedir. Kilisenin üzerinde bulunan bir kayanın koparak kilisenin üzerine düşmesi sonucu kilisenin bir bölümü çökmüş durumdadır. Kiliseden görülebilir durumda az sayıda fresk günümüze ulaÅŸmıştır.
Not: Bu yazı Peribacası Kapadokya Kültür ve Tanıtım Dergisi’nin Mayıs 2008 sayısında yayınlanmıştır. Derginin telif hakları ile korunmaktadır. Hiçbir ÅŸekilde kopyalanamaz.
www.cappadociaexplorer.com