Berlin’de 07-11 Mart 2012 tarihlerinde gerçekleştirilen ve dünyanın en önemli turizm organizasyonlarından biri olan 46. ITB Uluslararası Turizm Borsası Fuarı’nda Kapadokya da yer aldı. Yaklaşık 3000 metrekarelik Türkiye bölümünde “KAPTİD - Destination Cappadocia” başlığıyla yer alan Kapadokya standının küçük ve yetersiz olması fuara katılan Kapadokyalıların tepkisini çekti. Ürgüp’teki 4ODA Cave House’un sahibi olan ve 25 yıl boyunca Almanca dilinde turist rehberliği yapan Nurcan Gürler, ilk kez katıldığı ITB Berlin Fuarı’ndaki 2 metrekarelik Kapadokya standının kendisinde hayal kırıklığı yarattığını söyleyerek fuarla ilgili izlenimlerini paylaştı.

Sözlerine “Türkiye’nin 3.2 numaralı büyük salonda katıldığı ITB Berlin Fuarı bazı bölgeler için verimli geçmiş olabilir ama ya Kapadokya için?” sorusuyla başlayan ve  ilk kez katıldığı bu fuarın kendisi için çok önemli olduğunu, Türkiye’nin de turizm potansiyelini artırmak amacıyla yer aldığı bu fuarı çok önemsediğini vurgulayan Nurcan Gürler’in yazısı şöyle:

Kapadokya standı en dipteki bir duvar kenarında ve çok da geçilmeyen bir yerdeydi
Kapadokya’da yatırım yapmış, minik de olsa bir mağara otel sahibi olarak, en değer verdiğim ve en iyi şekilde tanıtılmasını dilediğim Kapadokya standını bulmam uzun sürdü. Bu sadece salonun büyüklüğünden veya 135 olduğunu öğrendiğim Türk katılımcı sayısından değil, Kapadokya standının en dipteki bir duvar kenarında ve çok geçilmeyen bir yerde konumlanmasından da kaynaklanıyordu.
İlk duygum hayal kırıklığıydı. Bölgemiz için uygun gördükleri 2 metrekarelik minik stand, yabancı turistlerin gitmediği, iç turizme yeni yeni açılmayı bekleyen bazı bölgelerin arasında kaybolmuş gibiydi. Kuşkusuz, bunu söylemekteki amacım başka bölgeleri yermek değil; ülkemize her yıl yüz binlerce turist getiren, muhteşem ve biricik doğal güzelliğiyle, kültürü ve tarihiyle Türk turizminin en önemli mihenk taşlarından olan Kapadokya’ya yapılan haksızlığa dikkat çekmektir.
Sadece iki kişilik oturma yeri olan standda KAPTİD Başkanı Ahmet Tok ile merhabalaşıp, bölgedeki bazı otellerin ve acentaların temsilcileriyle  ayaküstü lafladık. Kapadokyamıza yapılan bu haksızlığı dile getiremedim; çünkü oradakileri üzmek istemedim. Eminim ki, bu standın uygunsuzluğunun onlar da yeterince farkındaydı.

Güney Amerika ülkelerinin standları çok başarılıydı
Türkiye salonu çok fazla bölünmüştü; bu da gezerken özellikle küçük olan standlara ilgiyi azaltıyordu. Çünkü göz ve beyin, öncelikle büyük, ferah, dikkat çekici ve rahatça bilgi alıp, oturulabilecek yerleri seçiyor. Ben de öyle yaptım. Gezdiğim devasa salonlar içinde en çekici, gezenler için en ergonomik olan ve insanı hemen kavrayan salon Güney Amerika ülkelerinin bulunduğu salondu. Bu ülkeler, alanlarını küçücük standlar veya yüksek dekorasyonlarla bölmek yerine, çok ferah bir yerleşim tarzıyla, gezenlerin hemen oturup bilgi alabilecekleri, ülke veya bölgelerini tanıtacak kişilerle hemen diyaloğa girecekleri bir yerleşim yaratmışlardı. Özellikle, Kolombiya, Peru ve Brezilya’nın standlarını bu anlamda çok başarılı buldum.
Dağıtılan tanıtım materyalleri içinde broşürler ve dergiler çoğunluktaydı; ancak tanıtım dosyalarını bir USB bellek içine yerleştirip sunanlar da vardı. Örneğin, konuşup bilgi almak istediğim Perulu turizm danışmanının, istediğim tüm bilgiyi minicik bir USB belleğe yerleştirip vermesi beni kilolarca dergi ve broşür taşımaktan kurtardı. Peru, dağıttığı logolu ve rengarenk heybelerle de fuarın gözdesiydi.
Bir diğer dikkat çekici ülke ise şapkalarıyla cezbeden Kolombiya’ydı. Gerek turizm profesyonelleri gerekse Alman ziyaretçiler olsun, fuar boyunca herkes üzerinde Kolombiya yazan şapkalarla dolaştı. 

Şehir tanıtımı değil, bölge tanıtımı
Bu fuarın en dikkat çeken yanlarından biri de ülkelerin şehir değil, bölge tanıtımı yapmasıydı. Mesela İspanya, Kastilya ve Katalonya bölgelerini öne çıkarmıştı. İtalya’nın Sicilya bölgesi ise neredeyse tüm İtalya salonu büyüklüğünde bir standla tanıtılıyordu.
Umarım gelecek yıl Kapadokya’nın çok önemli bir bölge olduğu unutulmaz ve hak ettiği büyüklükte bir yere kavuşur. Ayrıca, daha iyi bir yerleşim düzeni yapılırsa, stand ziyaretçilerine rahatlıkla konuşup bilgi alabilecekleri bir ortam da sunulmuş olur.
Bu yıl böyle geçti; umudumuz gelecek sene 06 Mart’ta başlayacak ITB de....

Öte yandan, fuara Kapadokya’dan Nevşehir Valisi Abdurrahman Savaş’ın başkanlığındaki heyetle katılanlar arasında KAPTİD Başkanı Ahmet Tok ve Genel Sekreteri Nazif Demir de vardı. Kapadokya’ya küçük bir yer ayrılması KAPTİD yetkililerinin de tepkisini çekti.

ITB Berlin Uluslararası Turizm Borsası Fuarı ve Türkiye
1966 yılından bu yana düzenlenen ITB Berlin Uluslararası Turizm Borsası Fuarı’na 2012 yılında 187 ülkeden 10 bin 500 turizmci ve 113 bin ziyaretçi katıldı. Toplam 160 bin metrekarelik bir alana kurulu olan 26 salonda gerçekleşen fuarı 7 bin gazeteci izledi. Bu yılki toplam işlem hacminin 6 milyar doların üzerinde olacağı tahmin ediliyor.
Partner ülkenin Mısır olduğu 46. ITB Berlin Fuarı’nda Türkiye 3 bin 79 metrekarelik bir alan üzerinde tanıtım yaptı. Ana destinasyon olarak İzmir’in ön plana çıkarıldığı fuarda 135 katılımcı yer aldı. Türkiye bölümünde, Efes’in simgelerinden biri olan Celsus Kütüphanesi’nin 7,5 m x 6 m büyüklüğündeki replikasının yanı sıra Yorgun Herkül heykeliyle İstanbul kubbelerinin replikaları sergilendi. “Erlebe Mehr (daha fazlasını bekle)” reklam sloganıyla tanıtım yapan Türkiye’nin standında limon ve portakal ağaçlarının yanı sıra dev bir akvaryum bulunuyordu. Ayrıca, outdoor sporların ve kültür yollarının tanıtımı amacıyla özel tasarımlı bir bölüm de yapılmıştı. 
İstanbul Boğazı’nda yüzen gemi, kumdan yapılan kaleler, Kapadokya’da sıcak hava balonu gibi 3 boyutlu animasyonların yer aldığı standda akide şekeri ve çeşitli çerezler ikram edildi; Türkiye’den giden cam ve ebru ustaları bu sanatları uygulamalı olarak tanıttı. Wines of Turkey (WOT) Platformu da bir uzman eşliğinde Türkiye şaraplarını tattırdı.

Fotoğraflar: Nurcan Gürler