GÜZELYURT’TA ÇİÇEĞİ BURNUNDA BİR TURİZM OKULU
AKSARAY ÜNİVERSİTESİ - GMYO
Yazan: Ayça Olcaytu İşçen
Mayıs 2009
2007’de kurulma kararı çıkan, büyük emeklerle çok kısa zamanda hayata geçirilerek 2008-2009 öğretim yılında ilk öğrencilerini kabul eden Aksaray Üniversitesi Güzelyurt Meslek Yüksekokulu’nun, Güzelyurt gibi turizm değeri yüksek bir ilçede kurulmasının önemi büyük. Çünkü, nitelikli işgücü kadar, Güzelyurt’un tarihsel ve kültürel zenginliklerinin yaşaması için de taze bir güç oluşturacak.
GMYO şimdiden ilçenin yaşamında olumlu değişiklikler yaratmış. Okulun kullanımına sunulan eski Gelveri evlerinin restore edilmesi, modern binaların onarılması ve ilçe ekonomisine katkısının yanı sıra bir şenlik havası yaratmış. Cıvıl cıvıl gençlerin yaydığı enerji ve neşe Güzelyurt’un hüzünlü yüzünü güldürmüş. İlk mezunlar bölge turizmine destek olmaya, Güzelyurt’un tarihi ve kültürel değerlerine uygun özgün projeler uygulanmaya başladığında bu neşe daha da artacak gibi görünüyor.
GMYO’yu tanıyalım
Aksaray’a 35 km uzaklıktaki Güzelyurt ilçesinin merkezinde, 3000 m² alanda kurulu olan GMYO’nun 5 programı bulunuyor. İktisadi ve İdari Programlar Bölümü bünyesinde Turizm ve Otel İşletmeciliği Programı, Teknik Programlar Bölümü bünyesinde ise El Sanatları, Fermantasyon, Restorasyon ve Seracılık Programları ile eğitim veriliyor.
İlk öğretim yılında toplam 149 öğrenci ile yola çıkan GMYO, 24 kişilik bir akademik kadroya sahip. Öğrencilerin çoğunu Adana, Mersin, Konya ve Ankara gibi çevre illerden gelenler oluşturuyor. Bölge gençlerinin sayısı ise düşük. Büyük oranda Aksaray Üniversitesi’nden karşılanan akademik kadroya Ankara’daki Hacettepe Üniversitesi de destek veriyor.
Güzelyurt Ihlara Uluslararası Yaz Akademisi
Okul daha öğretime başlamadan, dünyanın sayılı ülkelerinde gerçekleştirilen sanat konulu bir yaz akademisine Türkiye’de ilk kez liderlik yaptı. Yaz akademisi Aksaray Valiliği, Güzelyurt Kaymakamlığı ve Güzelyurt Belediyesi’nin de katkılarıyla 21 Temmuz-01 Ağustos 2008 ve 4-15 Ağustos 2008 tarihleri arasında iki dönem halinde gerçekleştirildi. GMYO’nun, Hacettepe Üniversitesi ve Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirdiği etkinliğe 150 öğrenci ve 50 uzman öğretici katıldı. Öğrenciler, Güzelyurt’un tarihi ve doğal atmosferiyle iç içe çalışıp desen, resim, fotoğraf, heykel, seramik ve grafik alanlarında eserler üreterek GMYO’ya bıraktılar.
Halkın da yoğun ilgi gösterdiği yaz akademisinin ikincisi 2009 yazında Türkiye’den, Avrupa’dan ve Türki Cumhuriyetlerden katılacak öğrencilerle yapılacak.
Güzelyurt Kaymakamı Ramazan Yıldırım:
“GMYO imeceyle, büyük emeklerle yapılmış bir okuldur”
Ramazan Yıldırım, Aksaray Üniversitesi bünyesindeki Güzelyurt Meslek Yüksekokulu’nun mimarlarından biri. Güzelyurt’un turizm atağı kapsamında planladığı okulun bir yıl gibi çok kısa bir sürede hayata geçirilmesinde katkısı büyük. Güzelyurt’a yaptığımız yolculuklarda çalışmaların seyrini izleme şansımız olmuşsa da bu önemli atılımın hikayesini bir de kendisinden dinlemek istedik.
Peribacası Dergisi: Çabalarınızı, burada turizmle ilgili bir meslek yüksekokulu olmasını ne kadar çok istediğinizi biliyoruz. Öncelikle, okulun nasıl kurulduğunu anlatır mısınız?
Ramazan Yıldırım: Buradaki görevime 3 yıl önce başladığımda, turizm potansiyeli yüksek bir ilçe olan Güzelyurt için turizm odaklı çalışmalara, projelere soyundum. Fakat bir süre sonra gördüm ki turizmi destekleyecek, itici güç olacak şeyler de lazım. Buranın dokusuna uygun bir meslek yüksekokulunun birçok açıdan faydalı olacağını düşündüm. Güzelyurt’da turizm için öncelikle nitelikli eleman ihtiyacı büyük. Oteller, restoranlar, ileride Ziga’da yapılması planlanan termal oteller için eleman yetiştirmek gerekiyor. İkincisi, bölgenin kültürünü yansıtan el sanatı ürünlerinin ziyaretçilere satış amaçlı sunulması önemli. Yüksekokul vasıtasıyla bunu geliştirebiliriz dedik. Örneğin obsidyenimiz var, işlenerek takılar yapılabilir. Halk Eğitim kapsamında açtığımız çini atölyesinin kapsamı genişletilebilir. Restorasyona ihtiyacı olan tescilli yüzlerce Gelveri evi, eski kiliseler, yeraltı şehirleri var. Doğal taş kaynaklarına da sahibiz. Eksiğimiz bu restorasyonları yapacak eleman olmaması. Okulla birlikte eleman yetişir, çeşitli kaynak ve projelerle her sene 3-5 evimiz restore edilebilirse bir süre sonra pek çok evi kurtarmış olacağız. Bir diğer çıkış noktamız da turizm sezonu kısa olan Güzelyurt’taki turistik işletmeleri kışın da değerlendirebilmek. Ayrıca, şarapçılığın geçmişi ve altyapısı da var burada. Bu sebeplerle yüksekokul çalışmalarımıza başladık. Önce Ürgüp’ün Mustafapaşa beldesindeki Kapadokya Meslek Yüksekokulu (KMYO) ile irtibata geçtik. İlgi gösterdiler, iyi niyetle yaklaştılar ve başta Alev Alatlı olmak üzere çok emek verdiler; ancak YÖK uygun görmedi. Çok üzüldük. Tam bu sırada Aksaray Üniversitesi kuruldu. Hemen rektörümüzün yanına gittim. Görüşmede Niğde Üniversitesi Rektörü de vardı. Her iki rektör de daha önce Güzelyurt’u görmemişlerdi. Hemen Güzelyurt’a geldik. Bu güzelliğe, tarihe hayran kaldılar. Kendilerine bu okulun neden Güzelyurt’ta açılması gerektiğini anlattık, onlar da tüm bunları görüp kabul ettiler. Okulun kurulması kararı 2007’de çıktı ve 2008’de de öğretime açıldı.
Peribacası D.: Bu kadar kısa zamanda bunu nasıl başardınız?
Ramazan Y.: Hakikaten her şey çok hızlı gelişti. Karar verildikten sonra bir yıl bile dolmadan yüksekokul eğitim-öğretime başladı. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum; bu işin başlatıcısı, baş mimarı Aksaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Sağlam. Önerimizi kabul ettikten sonra hemen akademik kadroyu oluşturdu, ders programlarını hazırlattı, ödenekleri çıkarttı, YÖK’e teklifler, raporlar hazırladı ve kabul ettirdi. Katkıları çok fazladır. Yüksekokul Müdürümüz Dr. Halil İbrahim Önder’in de ciddi emekleri vardır. Eski Aksaray Valisi Sebati Buyuran’ı, Güzelyurt Belediye Başkanı Kudret Özeş’i, maddi ve manevi katkılarıyla destek veren Güzelyurtlu hemşerilerimizi de unutmamak lazım. Biz de kaymakamlık olarak işin organizasyonunu ve eğitim-öğretim için gerekli binaların yapılarak donatılmasını üstlendik. Özetle GMYO imeceyle, büyük emeklerle yapılmış bir okuldur.
Peribacası D.: Sıfırdan bir yüksekokul yapıldı Güzelyurt’ta.
Ramazan Y.: Öyle oldu gerçekten de. Belediyemiz kendi binasını boşalttı yüksekokul için. Belediye binasının tadilat ve onarımlarını kaymakamlık olarak biz yapıp dersler için hazır hale getirdik. Hemen o binanın yanındaki eski bir Gelveri evini idari bina yapmayı düşündük ve restore ettik. Bizi maddi-manevi çok yordu ama bu sayede hem merkezdeki eski bir Gelveri evi kurtarılmış oldu, hem de GMYO’ya ve Güzelyurt’a yakışır bir idari bina kazandık. Dışarıdan gelecek öğretim elemanlarının konaklayabileceği bir misafirhane ve yemekhane gerekliydi. Yine belediyeye ait atıl durumdaki bir taş binayı onararak hoş bir misafirhane haline getirdik. Misafirhanenin geniş olan giriş katını da neredeyse yeniden yaparak yemekhaneye dönüştürdük. Sağlık Bakanlığı’ndan aldığımız izinle hastanemizin kullanılmayan ve girişi ayrı olan iki katını öğrenci yurdu olarak düzenledik. Kız öğrenciler için de başka binaları kiraladık. Tabii sadece bina restorasyonlarıyla, tamiratlarla iş bitmedi. İçlerinin donatılması sözünü de biz vermiştik. Öğrencilerin oturacağı sandalyelerden bilgisayarlara ve büro malzemelerine, telefon santralinden çöp kovasına kadar her türlü malzemeyi biz karşıladık. Her yeri kaymakamlık olarak biz donattık.
“İki milyon TL’lik işi 360 bin TL’ye mal ettik”
Peribacası D.: Kaymakamlık olarak okul için harcadığınız toplam miktarı öğrenebilir miyiz?
Ramazan Y.: Bu okul her şeyiyle bir müteahhite verilmiş olsaydı en az iki milyon TL’ye mal olurdu. Ama biz bu işleri emanet usulüyle, bizzat işin başında durarak, bir şantiye şefi gibi çalışarak yaptık. Gerektiğinde kendi personelimizi çalıştırdık. Böylece maliyet azaldı. Kaymakamlığın ya da başka bir kamu kurumunun maddi kaynaklarını kullanmadık. Her şey Güzelyurtluların katkılarıyla imece usülü oldu. Mesela bilgisayarları bir hemşerimiz, boyaları boya fabrikası olan başka bir hemşerimiz karşıladı. Bir diğeri klozetleri, lavaboları, tuvalet taşlarını gönderdi. Bunun örnekleri çok. Hepsini toplasanız en az iki milyon TL eder. Oysa biz toplam 360 bin TL harcamışız; yani iki milyonluk işi 360 bin TL’ye çıkarmayı başarmışız.
Peribacası D.: Okulun sorunları neler? Okulla ilgili yeni projeleriniz var mı?
Ramazan Y.: Daha ilk yılımızdayız, eğitimci sıkıntımız var ama kısa zamanda aşılacaktır. Derslikleri artıracağız. Özel kız yurdu açılacak. Sosyal hayat da zamanla gelişecek, öğrencilerin gidebileceği sosyal alanlar çoğalacak. İyi bir kütüphaneye ihtiyacımız var. Önümüzdeki yıl yeni programların da açılmasıyla öğrenci sayımız artacak. Tabii ki buna üniversite karar verecek; belki termal turizmle ilgili bir bölüm olabilir. Bölgede, hatta Türkiye’de termal turizmle ilgili özel bir program yok. Açılırsa bir ilk olacak.
Not: Bu yazı Peribacası Kapadokya Kültür ve Tanıtım Dergisi’nin Mayıs 2009 sayısında yayınlanmıştır. Derginin telif hakları ile korunmaktadır. Hiçbir şekilde kopyalanamaz.
www.cappadociaexplorer.com