İç Anadolu Bölgesi’ndeki çeşitli çevre kuruluşlarının biraraya gelerek oluşturduğu İç Anadolu Çevre Platformu’nun (İÇAÇEP), 29 Eylül 2012 tarihinde Avanos’ta yapılan sonbahar dönem toplantısında alınan kararlar bir basın duyurusuyla açıklandı. İÇAÇEP’in, Ürgüp, Avanos, Niğde, Kayseri ve Ankara temsilcilerinin katıldığı toplantıda, bölgedeki hidroelektrik santralleri, Kapadokya’da yapılan sıcak hava balonculuğu, kirli teknolojiler, biyolojik çeşitlilik ve tarihsel, kültürel bozulmalar başlıkları görüşüldü.

İÇAÇEP Sonbahar Dönem Toplantısı’nda alınan kararlar şöyle belirlendi:

HES’ler
Avanos ilçesinin doğu ve batı yönünde 165 kilometrelik mesafe içinde 6 adet hidroelektrik santralı yapıldığı ve Yamula ile Hirfanlı Barajı arasında 20 adet HES planlandığı bilinmektedir. ÇED raporlarında, bu barajlar sonucunda artacak veya düzeni değişecek nem durumunun peribacaları ile üzüm bağcılığına vereceği zarardan hiçbir surette söz edilmemiştir. Kapadokya yeraltı şehirleri uzmanı Roberto Bixio, nem artışının peribacaları üzerindeki aşınma etkisinin gözle görülür bir halde olduğunu, Nevşehir Üniversitesi’ndeki sempozyumda açık bir şekilde dile getirmiştir. Bağlarda ise ‘külleme’ ve ‘mildio’ hastalığını artırmıştır. Bölgedeki HES’lerin başka bir olumsuz etkisi ise, bölgede yaşayanlar tarafından acı bir şekilde izlendiği gibi balık ölümlerini hızlandırmış olmasıdır. Bu durumun yetkililer tarafından tespit edilmesini ve acil çözüm yollarının bulunmasını, İç Anadolu Çevre Platformu bileşenleri olarak zorunlu görmekteyiz. Bu konuda yetkilileri göreve davet ediyoruz.

Balonculuk
Bölgemizde sıcak hava balonculuğu yapan firma ve balon sayısı bölgenin kaldıramayacağı sayılara ulaşmaktadır. Türkiye Sivil Havacılık Genel Müdürü Bilal Ekşi; “Aslında balon sayısı itibariyle bu alan doldu. Biz bu kadar bir alanda mevcut balon sayısını fazla ve tehlikeli buluyoruz. Gereken önlemler alınmazsa tabiat varlıklarını korumak için sert tedbirler uygulamak zorunda kalabiliriz” demiştir. Platformumuz doğal ve kültürel varlıklarının korunması için balonculuğun sıkı denetim altına alınmasını ve sayısal olarak zararsız seviyede tutulmasını önermektedir.

Tarihsel ve Kültürel Bozulmalar
Küçük (Butik) otelcilik adı ile mahalleler ve köylerin komple dönüştürülmesi, ulusların tanışmasının aracı olan turizm kavramı ile çelişmektedir. Ayrıca, yerli halkın kültürel ve folklorik değerleri ile birlikte yerinden edilerek, kentsel dönüşüm uygulaması ile kültürel asimilasyon yapılması ICOMOS (Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi) kararlarına da aykırıdır. Hak=Kuvvet anlayışı, çevre ve ekoloji sorunlarını telafi edilemez duruma getirmiştir. Bölgemizdeki tarım alanlarının, hükümetin tarım politikaları dayatması karşısında büyük şirketlere türlü desteklerle verilmesi, küçük çiftçiliği, kısacası köylülüğü yok ederek, bölge insanını şehirlere göçe, işsizliğe ve ücretli köleliğe mahkûm etmektedir. Sit alanlarının gerekliliği ve önemi konusunda yetkililer ve halk bilgilendirilmelidir.
Ayrıca, silueti bozucu uygulamalar, izinsiz kaya kesimleri,  birinci derecede doğal sit ve verimli tarım arazilerinin imara açılması, bazı vadilerin çevre etütlerinin yapılmadan turizme açılması ve Avanos kent merkezinden geçen Kızılırmak kenarında elli metrelik yaklaşma sınırı hiçe sayılarak lokanta ve kafe yapılması sakıncalıdır.

Kirli Teknolojiler
Bölgemizde yeni başlayan altın işletmelerinin insan sağlığını ve turizmi tehdit eder yöntemlerle işletilmesi kabul edilemez. Mahmatlar, Bayramhacılı, Başdere gibi yerleşimler çevresinde siyanürle altın üretimi girişimleri turizmi ve canlı yaşamını tehdit etmektedir. Öte yandan, Kayseri ili Yahyalı ilçesi sınırlarında yer alan Zamantı çayı üzerindeki krom işletmeleri ve HES’ler el değmemiş doğa üzerinde ciddi tahribatlar yapmaktadır. İç Anadolu Çevre Platformu bu konuda ünümüzdeki günlerde bölge halkı ile görüşmelere başlayacaktır. Tüm bu kirli teknolojiler yerine AB standartlarının ve ARHUS konvansiyonu hükümlerinin ülkemizde de hemen uygulanması gerekmektedir. İç Anadolu, dünyanın güneşli gün sayısı bakımından en önde gelen bölgeleri içinde yer almaktadır. Bu avantajı iyi değerlendirmemiz yaşamsal önem taşımaktadır.

Biyolojik Çeşitlilik
Bölgemizde çok zengin olan meyve çeşitliliği ve tür zenginliği yok olmak üzeredir. İzlenen tarım ve tohum politikaları bu yok olmayı hızlandırmaktadır. Üzüm, elma, armut ve kayısı bölgenin önemli gelir kaynaklarıdır. Koruma-kullanma dengesinin oluşturulması gerekir.