NevÅŸehir Ãœniversitesi’nde (NEÃœ) 28 Mart 2012 günü düzenlenen “Deprem GerçeÄŸi” konulu konferansa katılan Doç. Dr. Murat Erduran, NevÅŸehir’deki deprem istasyonu sayısının artırılması gerektiÄŸine dikkat çekti. NEÃœ Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinlikte konuÅŸan Erduran; “Bölgemiz yılda 3 milyon turistin ziyaret ettiÄŸi, yeraltı ÅŸehirlerinin bulunduÄŸu ve dünyada eÅŸi benzeri olmayan bir yapıya sahiptir. Burada olacak bir depremin bize dönüşü çok ağır olacaktır” dedi.
NevÅŸehir Ãœniversitesi Sivil Savunma Birimi ve Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji ve Jeofizik Bölümü tarafından ‘Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı’ doÄŸrultusunda verilen ‘Deprem GerçeÄŸi’ konulu konferansa üniversitenin akademik ve idari personelinin yanı sıra NevÅŸehir Ä°l Afet ve Acil Durum (AFAD) ekibi ile öğrenciler katıldı.
Konferansta; NEÃœ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Jeoloji ve Jeofizik Bölümü’nden Doç. Dr. Özcan Çakır ‘Deprem DinamiÄŸi’, Doç. Dr. Murat Erduran ‘Türkiye’nin DepremselliÄŸi’, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Orhan ‘NevÅŸehir’in Jeolojik, Tektonik ve Yerel Zemin Özellikleri’ ve Yrd. Doç. Dr. Ä°smail Dinçer ‘Depremin TetiklediÄŸi Afetler ve Deprem Anında Ne Yapılmalı?’ konularında sunum yaptı.
“NevÅŸehir’deki istasyon sayısı artırılmalı”
NevÅŸehir’de sadece Avanos’ta bir adet deprem istasyonu bulunduÄŸuna ve son bir yıl içinde 2 ila 4 büyüklüğünde toplam 50 depremin meydana geldiÄŸine dikkat çeken Doç. Dr. Murat Erduran, “Türkiye’de 2000 yılından önce 30-35 civarında olan deprem istasyon sayımız ÅŸu anda 140-150 civarındadır. 2010 yılı içinde Türkiye’de 11.332 adet deprem meydana gelirken, 2011 yılında ise 18.040 adet deprem meydana gelmiÅŸtir. Bu da bizim ülkemizin ne kadar sıkıntılı, ne kadar risk altında olduÄŸunu göstermektedir. 2011 yılını baz aldığımızda Türkiye’de depremin günlük dağılımı 49’dur” dedi.
NevÅŸehir’in sismik olarak aktif olmadığı düşüncesine raÄŸmen, bölgede son bir yılda gerçekleÅŸen depremleri ve önemli tektonik, aktif durumda bulunan faylarla çevrili olduÄŸunu göz önüne aldığımızda mikro deprem aktivitelerinin izlenmesi gerektiÄŸini vurgulayan Doç. Dr. Murat Erduran sözlerine şöyle devam etti:
“NevÅŸehir’in sol tarafında kuzey-kuzey batı yönlü yaklaşık 200-300 km uzunluÄŸunda Tuz gölü fayı, yine kuzey-doÄŸu yönlü 160 km uzunluÄŸunda EcemiÅŸ fayı, 200 km uzunluÄŸunda Erciyes fayı, vokal olarak içerde düşey yönlü bir Derinkuyu fayı ve diÄŸer taraftan üstten geçen doÄŸu-batı yönünde uzanan Gümüşkent fayı mevcuttur. Bölgemiz aktif olmayabilir, ancak gelecekte aktif olmayacak anlamına da gelmez. Bu bölgede deprem bilinci açısından deprem istasyon sayısı arttırılmalı ve buradaki mikro deprem aktiviteleri izlenmeli. Çünkü bölgemiz yılda 3 milyon turistin ziyaret ettiÄŸi, yeraltı ÅŸehirlerinin bulunduÄŸu ve dünyada eÅŸi benzeri olmayan bir yapıya sahiptir. Burada olacak bir depremin bize dönüşü çok ağır olacaktır.”
NevÅŸehir’deki heyelan ve kaya düşmeleri
NevÅŸehir’in çevresinde bulunan aktif fayların ve meydana gelen depremlerin dikkate alınması ve buna göre NevÅŸehir’in sismik risk analizinin yenilenmesi gerektiÄŸini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Ahmet Orhan ise bölgede heyelan ve kaya düşmeleri görüldüğünü söyleyerek ÅŸunları vurguladı:
“Bölgede jeolojik-tektonik yapı saÄŸlıklı bir ÅŸekilde ortaya konularak, yerel zemin özelliklerine yönelik ayrıntılı jeoteknik incelemeler yapılmalıdır. Tasarımlar, bu incelemelerden elde edilecek veriler doÄŸrultusunda gerçekleÅŸtirilirse can ve mal kaybı asgariye indirilmiÅŸ olur.”