Uzun yıllar boyunca yaptığı doktorluğu bırakıp, çocukluk sevdası olan resme bir süre önce dönüş yapan Feza Erkeller Yüksel, 1986 yılından bu yana yaşadığı Londra’da, babaannesi ve dedesinin doğduğu topraklar olan Kapadokya’yı tuvaline aktarıyor. Yaptığı Kapadokya resimlerini 26-27 Kasım 2011 tarihlerinde Londra’da sergileyen sanatçı, 2012 yılı içinde gerçekleştireceği daha kapsamlı bir serginin hazırlıklarını da sürdürüyor. Bugüne dek, babaanne ve dedesinin portreleri de dahil olmak üzere Kapadokya ile ilgili 20’nin üzerinde yağlıboya, mürekkep ve sulu boya çalışması yapan sanatçı, Kapadokya’yı resimlemeye devam edeceğini söylüyor.

Ortahisarlı “Kel Osman” ile Bahçeli köyünden “Pembe”nin torunu olan Feza Erkeller Yüksel, bir Kapadokyalı olmasına rağmen ilk kez Mart 2011’de görebildiği Kapadokya’yı tuvalinde ölümsüzleştiriyor. Daha önce Kapadokya’yı sadece fotoğraflardan ve babasının yazdığı şiirlerden tanıyan ve ilk Kapadokya resmini internetteki bir fotoğraftan esinlenerek yaptığını belirten sanatçı bu süreci şöyle özetliyor:
“Kapadokya’ya hem göbekten bağlıyız, hem de çok yabancı. Bir süre önce, üç farklı ülkeden gelen atalarımın köklerini merak ederek araştırmaya başladım. Bu da beni Kapadokya’ya kadar götürdü. Bunun üzerine, eşimle birlikte Mart 2011 sonunda Kapadokya’ya gidip bir araba kiraladık ve bölgeyi epeyce gezdik. Yüzlerce fotoğraf çektim. Birkaç çizim yapma fırsatım da oldu. Ancak, en önemlisi orada olmak, o toprakları ve kayaları, fiziksel olarak hissetmek, Kapadokya’yı orada yaşayan insanların bakış açısından görmekti. Esas olarak, İngiltere’ye döndükten sonra Kapadokya’yı resimlemeye başladım. Zaten, resim yapmanın en çok hoşuma giden yanı, kasabaları, insanları ve onların tarihle iç içe olan yaşamlarını tuvale aktarmak.”

Güneşli bir günde Ortahisar, akşam ayazında Bahçeli köyü
Baba soyadı olan “Keller”in, dedesinin “Kel” lakabından geldiğini belirten sanatçı, Kapadokya’daki gezisi sırasında dedesinin doğup büyüdüğü Ortahisar ile babaannesinin memleketi olan Bahçeli köyüne de gitmiş. Güneşli bir günde Ortahisar’a giden Feza Hanım, kasaba ile ilgili ilk izlenimlerini şöyle aktarıyor:
“Çok hareketli ve keyifli bir kasaba olarak gözüktü. Kaledeki kahveci kadın Almanca konuşuyordu. Atını suya götüren kadınsa avaz avaz bağırarak tanıdığı olan bir erkekle sohbet ediyordu. Amcamın bir zamanlar Ortahisar’da bir değirmen işlettiğini biliyorduk ama bunu arayacak vaktimiz olmadı.”
Babaannesinin köyü olan Bahçeli’ye ise akşam saatlerinde gitmişler ve akrabalarını tanıyan insanlarla sohbet etme imkanı bulmuşlar. Gittiklerinde havanın çok soğuk olduğunu söyleyen Feza Hanım, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Bahçeli köyü, akşam karanlığında ve ayazında gözüme terk edilmiş bir kasaba gibi göründü. Babaannem çok güçlü bir kişiliğe sahipti. İstanbullu gelinlerini ve torunlarını pek korkuturdu. Bu otoriter kadının böyle bir köyden gelmesi beni çok şaşırttı. Camideki çan kulesi, evlerin daha çok Rum ve Ermeni evlerine benzemesi de çok ilginçti. Arabayı park ettiğimiz evin sahiplerinin amcamı, amcamın kızını ve yine aynı köyden olan yengemi hatırlamaları hoş bir rastlantıydı. Misafirperverlik gösterip, gece kalmamız için evlerine davet ettiler.”

Mustafa Kemal’e destek veren Kel Osman ile Pembe Hanım’ın kısa hikâyesi
Sanatçının Ortahisarlı dedesi Kel Osman İdadi’de okumak için, babaannesi ise gelin olunca İstanbul’a gelmiş. İngilizler’in İstanbul’u işgal ettiği dönemde Mustafa Kemal’e destek veren Kel Osman, bu nedenle hayatının tehlikede olduğunu düşününce ailesini Tatla Vapuru ile Samsun’a kaçırmış. Oradan da kağnılarla tekrar Ortahisar’a gelmişler. Birkaç yıl burada kaldıktan sonra yeniden İstanbul’a gitmişler. Soyadı kanunu ile “Erkeller” soyadını alan Osman Bey, Galata Asayiş ve Emniyet Müdürlüğü yapmış; Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde çalışmış. Bir süre burada hizmet verdikten sonra sağlık nedenleri nedeniyle İstanbul’a geri dönmüş ve orada vefat etmiş. Dul kalan babaanne Pembe Hanım ise tüm enerjisini 5 çocuğunu büyütmek için harcamış. 

Yazar İpek Çalışlar’ın kızkardeşi
Feza Erkeller Yüksel, aynı zamanda, “Latife Hanım” ve “Biyografisine Sığmayan Kadın: Halide Edib” kitaplarıyla adından söz ettiren yazar İpek Çalışlar’ın da kız kardeşi. İpek Çalışlar, Avanos Belediyesi’nin 2010 yılında düzenlediği “Avanos-Kızılırmak 1. Kültür ve Sanat Günleri” kapsamında davet edilmiş ve 08 Mart günü Avanos’ta yaptığı “Latife Hanım” konulu söyleşiye başlarken şunu vurgulamıştı:
“Latife Hanım kitabının önsözünde ayrıntılı bilgi vermiştim; onu okumayanlar için söylüyorum. Evimizin duvarında, içinde Mustafa Kemal, dedem Kel Osman ve Latife Hanım’ın bulunduğu bir fotoğraf asılı dururdu. Bu dede Ortahisarlı, yani Kapadokyalıydı, bunu da size söylemek istedim.”

“İngilizlerin çoğu Kapadokya’yı bilmiyor”
26-27 Kasım 2011 tarihlerinde Londra’da yapılan karma sergiye Kapadokya resimleriyle katılan Feza Hanım, 11-26 Haziran 2012 tarihleri arasında yine Londra’da, Highgate’deki Lauderdale House’da bir arkadaşı ile birlikte çok daha geniş kapsamlı bir sergi yapmayı planlıyor. Sergide, ağırlıklı olarak Kapadokya resimlerini sergileyecek olan sanatçı, İstanbul tablolarına da yer verecek.
İngilizlerin çoğunun Kapadokya’yı bilmediğini ve tablolarını görünce Kapadokya’ya gitmek istediklerini belirten sanatçı, web sitesine bölgeyle ilgili olarak Japonca, Fransızca ve Yunanca özet bilgi koyacağını söylüyor.
Türkiye ve Kapadokya’da sergi açmayı çok isteyen Feza Erkeller Yüksel, bunun için bir sponsor bulunması gerektiğini belirtiyor.

Feza Erkeller Yüksel kimdir?
İstanbul doğumlu. İstanbul Tıp Fakültesi’nde iç hastalıkları uzmanıyken eşi Bülend ve kızı Beste ile birlikte 1986 yılında Londra’ya göç etmek zorunda kaldı. 30 yıllık doktorluk yaşamının ardından çocukluk sevdası olan resme döndü. Geçtiğimiz 6 yıl boyunca İngiltere ve Fransa’da çeşitli resim kurslarına katıldı. Ağırlıklı olarak yağlıboya ve pastel çalışmalar yapan sanatçının eserleri İngiltere’deki çeşitli galerilerde sergilendi.
Londra, İstanbul ve Göcek arasında mekik dokuyan sanatçı, kendisini etkileyen görüntüleri tuvaline aktarıyor.
İnsan vücudunu da resimleyen Feza Erkeller Yüksel, son dönemde Kapadokya resimlerine ağırlık verdi. Önümüzdeki yıllarda ise Yanya ve Rusçuk tabloları yapmayı planlıyor.

Sanatçının çalışmalarını www.fezaerkeller.com isimli web sitesinden izleyebilirsiniz.