Orta Anadolu’nun ve Kapadokya’nın en eski köy yerleşmesi olan Aşıklı Höyük, koruyucu çatı yapısına kavuştu. Projesi ve ödeneği tamamlanarak inşasına başlanmış olan Koruyucu Çatı Yapısı Projesi, 2010 yılı kış aylarında talihsiz bir şekilde bürokratik nedenlerle aksamıştı. Projedeki aksaklığın, Aksaray İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Aksaray İl Özel İdaresi ile Konya Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü’nün destekleriyle giderilmesi sonucunda Aşıklı Höyük’e koruyucu çatı yapımı geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildi. Ayrıca, Aşıklı Höyük’te 2011 yılında yapılan çalışmalarda yine önemli bulgular elde edildi.
Aşıklı Höyük 2011 kazı sezonu sonuçları
Aksaray il merkezinin 25 km kadar güneydoğusunda, Ihlara-Güzelyurt karayolundan 1 km içeride yer alan ve günümüzden 10 bin yıl öncesine tarihlenen Aşıklı Höyük’te 2011 kazı sezonu çalışmaları geçtiğimiz eylül ayında sonuçlandı.
Bu yıl yapılan çalışmalardan biri, Melendiz nehrinin eski yataklarını saptamak amacıyla bugünkü höyük sınırının 200 m kadar doğusunda yapılan burgulama sondajıydı. 2010 sezonunda C. Kuzucuoğlu’nun yaptığı burgulama, Aşıklı’dan daha eski olabilecek bir yerleşme olasılığını gösteren sonuçlar vermişti. 2011 yılında, bu sonuçları test etmek amacıyla aynı yerde bu kez elle yapılan burgulama da aynı sonuçları verdi. Aşıklı’nın kazılmakta olan en eski tabakasından yaklaşık 2000 yıl kadar daha eskiye giden bu arkeolojik dolgunun erken bir yerleşmeye ait olup olmadığı 2012 yılında yapılacak bir test-açması ile belirlenmeye çalışılacak.
Anadolu parsının kemikleri, et saklama çukurları ve caprolitler
Bu yıl yapılan çalışmalarda elde edilen diğer bulgular özet olarak şöyle:
• M.Ö. 8. bin yıl yerleşmesinde Anadolu’daki ilk tarıma alınmış bezelye taneleri bulundu.
• Biri M.Ö. 8. bin yıl, diğeri ise M.Ö. 9. bin yıl tabakalarında, 1970’lerde soyunun tükendiğini bildiğimiz Anadolu parsına (Panthera pardus) ait kemikler ortaya çıkarıldı.
• Aşıklı’da kazılan en erken tabaka, 2011 yılında alınan radyoaktif tarihleme sonuçlarına göre, M.Ö. 8800 ile 8600 arasına tarihlendi. Örnek sayısının çoğaltılması, tarihlerin sınanması ve kesinleştirilmesi için 2011 yılında yanmış odun parçalarının yanı sıra, kemik ve karbonlaşmış tahıl tanelerinden de örnekler alındı. Bu denli eski tarihler, Aşıklı için olduğu kadar, Orta Anadolu’daki avcı-toplayıcı ve göçer yaşam biçiminden yerleşik ve üretimci yaşam biçimine geçiş sürecinin ayrıntılarıyla anlaşılması açısından büyük önem taşıyor.
• M.Ö. 9. bin yılın başlarına tarihlenen ve toprağa yarı gömülü oval planlı kerpiç binaların yanında, köşeleri yuvarlatılmış dörtgen planlı bir başka bina daha kazıldı. Bina, duvar yapım tekniği, üç kez yenilenmiş tabanının yapısı ve dokusu açısından diğer oval planlılardan farklılık gösteriyor. Binanın işlevini anlamak için bol miktarda alınan taban, mikromorfoloji vb. örnekleri içinde Aşıklı’da daha önce hiç ortaya çıkarılmamış sürpriz bir bulgu elde edildi. Caprolit denilen ve 14-15 parçalık bir grup halinde taban üzerinde bulunan fosilleşmiş dışkıların insanlara mı, hayvanlara mı ait olduğu henüz bilinmiyor. Örnekler, uzmanlar tarafından araştırılacak.
• Caprolitlerin çıktığı bina ile aynı tabakadaki oval yapılardan birinde ise, taban altına açılan iki ayrı çukur içine gömülmüş iki Aşıklılı bulundu. Bireylerin, buraya yerleşmek üzere gelen ilk topluluğun bir kaç nesil sonrasının üyeleri olduğu ve birinin 12-13 yaşlarında bir kız, diğerinin ise yetişkin bir kadın olduğu tahmin ediliyor. Ana karnındaki pozisyonda gömülen 12-13 yaşlarındaki kızın yanında herhangi bir armağan bulunmazken, diğerinde bacağının altına bırakılmış bir kızıl geyik boynuzu bulundu. Üzerindeki kullanım izlerinden, boynuzun işlenmediği, ancak doğal haliyle uzun süre kullanıldığı belirlendi.
• 2. Tabaka olarak bilinen, M.Ö. 8. bin yıla tarihlenen alanda da kazılara devam edilerek toplam yedi yeni binada çalışıldı. Her bir binanın kendi özellikleri dışında ortak olan özellikleri, taban üstü faaliyetlerdi. Taban üstüne bırakılmış yaban sığırı ve yaban eşeği kürek kemiklerinden yongalama artıklarına, öğütme taşlarından çukurlara, sekilere kadar çeşitli bulgu ve buluntular elde edildi. Bunların içinde, et saklama çukurları olarak değerlendiren, tabana açılmış ve üstleri kerpiç bloklarla örtülmüş olan çukurlar en ilginç buluntulardan biri olarak değerlendirildi.
Fotoğraflar ve ayrıntılı bilgi www.asiklihoyuk.org sitesinden alınmıştır.