Yavuz İşçen
Bunca sorunumuz varken
‘Gülen Meryem’ konusu fazla abarttığımız düşünülebilir. Yıllar önce Gürsel
Korat, Atlas Dergisi’nin Nisan 2004 sayısında Gümüşler Manastırı’ndaki Meryem
freski için “Meryem’in güldüğünü söyleyenlere gülüp geçmek gerekir” diye
yazmıştı. O günden bu güne biz de gülüp geçtik. Ancak Kültür ve Turizm
Bakanlığı, ‘Gülen Meryem’ freskini 2012 yılında Türkiye’nin ana tanıtım figürü
olarak belirleyince fazla gülemedik; tersine kaygılandık. Peribacası Kapadokya
Kültür ve Tanıtım Dergisi olarak kaygılarımızı 04 Nisan 2011 tarihinde web
sitemizde yayınladığımız bir yazı ile dile getirdik. Bu yazı üzerine Akşam
Gazetesi’nden Özlem Çelik konuyu bizlerle ve bakanlık yetkilileri ile
görüştükten sonra haber yaptı. Haber, 09 Nisan 2011 tarihli AkÅŸam Gazetesi’nde
sür manşetten yayınlandı.
Haberde Kültür ve Turizm Bakanı
ErtuÄŸrul Günay, ‘AÄŸlayan Meryem’e inanıyorlar da gülen Meryem’e mi inanmıyorlar?
Demek ki bizim topraklarımız, yani Anadolu Meryem’i güldürmüş. Ne kadar güzel’
şeklinde bir açıklamada bulunmuş. İlk yazımızda Hıristiyan ikonografisinde
Meryem’in gülmesinin mümkün olmadığını anlatmış ve bunun, 1965 yılında yapılan
restorasyon sırasında oluşmuş bir hata olduğunu belirtmiştik.
Meryem’in ‘gülmediÄŸinin’
belgesi
Kültür ve Turizm Bakanı’nın açıklaması üzerine restorasyon
hatasını belgeleyebilmek için kilisede restorasyon öncesi yapılmış çalışmalara
ve fotoğraflara ulaşmaya çalıştık. Yaptığımız araştırma sonrasında 1962, 1963,
1964 ve 1965 yıllarında Ä°ngiliz Arkeolog Michael Gough’un Gümüşler Manastırı’nda
çalışmalar yaptığını ve bu çalışmalarını ‘Anatolian Studies’ adlı dergide
yayınladığını öğrendik [The Monastery of Eski Gümüş – A Preliminary Report
(1964), The Monastery of Eski Gümüş – Second Preliminary Report (1965)]. Dergide
‘Gülen Meryem’ freskinin restorasyon öncesi fotoÄŸraflarına da yer verilmiÅŸ. Bu
fotoÄŸraflarda Meryemana’nın gülmediÄŸi, hatta oldukça hüzünlü ve düşünceli bir
şekilde durduğu görülmektedir. Fotoğrafları ekte yayınlıyoruz.
Ayrıca,
Michael Gough’ın Gümüşler Manastırı ile ilgili bir makalesi, 1965 tarihli
‘Archaeology’ dergisinde de yayınlanmış. Makalelerin aslını görmek isteyenler,
Ankara’daki British Institute Kütüphanesi’ne gidebilirler. Fotokopi ya da
tarayıcıdan çıktı alabilmek mümkün.
Tartışmanın ana
ekseni
‘Rüşvetin belgesi’ olmaz belki ama restorasyon hatasının
belgesi olur. Bu fotoğraflar restorasyon hatasının belgeleri niteliğindedir. Bu
ÅŸartlarda artık “Meryem gülüyor mu, gülmüyor mu” gibi tartışmaları bir kenara
bırakmak gerekiyor. Meryem’in gülmediÄŸi kesindir. Önemli olan restorasyon hatası
sonucu güldürdüğümüz Meryem üzerinden Türkiye’nin tanıtımını kurgulamanın doÄŸru
olup olmadığıdır. Tartışmamızın ekseni bu olmalıdır. Kuşkusuz buna karar verecek
olan Kültür ve Turizm Bakanlığı’dır. Ä°lk yazımızda ‘Gülen Meryem’ üzerinden
yapılacak bir tanıtımın sakıncaları ve yanlışlığı üzerinde durmuştuk. Onun için
burada tekrar etmeyeceğiz. İsteyenler ilk yazımıza bakabilirler(http://www.cappadociaexplorer.com/detay.php?id=450&cid=1).
Yabancılarda bir söz vardır;
‘söyledim ve ruhumu kurtardım’ derler. Bizler de söyledik ve ruhumuzu kurtardık.
Türkiye’yi yapılacak bir yanlıştan kurtarmaksa yetkililere kalıyor.