Fabrikartgrup tarafından bu yıl Kapadokya ve Datça’da gerçekleÅŸtirilecek olan 6. Uluslararası Fabrikartgrup ÇaÄŸdaÅŸ Sanatlar Festivali’nin teması ‘Toprağın Aidiyet Alegorisi’ olarak belirlendi.
Fabrikartgrup, 6. Uluslararası Fabrikartgrup ÇaÄŸdaÅŸ Sanatlar Festivali’nde, tüm insanlığın ilk gerçeÄŸi olan toprak ve aidiyet kavramını sanatla düşünmeye ve sorgulamaya davet ediyor. Konuyla ilgili olarak Fabrikartgrup’tan yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Sadece toprak parçası üzerinde var olabilecek hikâyedir insanınki. Denizle hava arasında sıkı sıkıya anlamlar tembihleyebileceÄŸi yegâne imgedir toprak. Topraktan geldiÄŸini ve topraÄŸa döneceÄŸini kabul eder, ondan geleni neÅŸeyle, ona gideni hüzünle uÄŸurlar. Ondan gelenle doyar…
Ãœzerine, sığınacağı evler yapar, her gelecek nesil için parseli daralan bir oyun alanıdır toprak. Sistemler, devletler, ÅŸehirler kurar üzerinde, ölür ve öldürür onun için… Merhamet duygusunu bile unutturacak kadar kıymetlenir, kardeÅŸi kardeÅŸe düşürür bazen. Farkında bile deÄŸildir, kendinin sandığı o toprağın içine gömüleceÄŸinin! Ãœzerinde kurdukları sahnelerde oyun oynar lider denilen insanlar. Oysaki toprak, kimsenindir ve her ÅŸey ona aittir.
Toprak hayata yön verir var olarak, yıpranarak, yenilenerek, üreterek. O doğanın kendisidir, usta bir sanatçının elinden çıkmış sanat eseri gibi işlenen, gizemli bozkırlardan, ulu ormanlara kadar hayranlıkla izlenen.
Sınırlara bölünmüş, kırmızı çizgilerle belirlenmiş, tel örgülerle ayrılmış toprağın üzerinde insan, onun efendisi mi yoksa kölesi midir? Toprakta kurmaya çalıştığı hükümdarlığın sahibi mi misafiri midir? İnsan nerenin parçasıdır, aidiyeti nerede başlar, hangi sınırlarla belirlenir? Sahip olduklarında mı, yoksa ona sahip olana mı aittir?
Toplumların geliÅŸmesinde önemli rolü olan sanatçıların ve düşünürlerin evrensel kimlikleri körelten sınır çizgilerini, yönetim biçimlerini tekrar gözden geçirip, somut adımlar atmaları zorunluluktur. Aidiyet duygusunun farkına varmak, neye ait olduÄŸumuzu kavramak, düşünceleri sınırsız, engelsiz ve özgür kılmak için en saf hali ile baÅŸtan üretmeliyiz, tıpkı toprak gibi…”