Konusu sadece Kapadokya olan ve bölgede düzenli yayınlanan tek dergi olma özelliğini koruyan Peribacası Kapadokya Kültür ve Tanıtım Dergisi’nin Mayıs-Haziran-Temmuz aylarını kapsayan 12. sayısı çıktı.

Peribacası Kapadokya Dergisi’nin 12. sayısının ilk konusu, yolculuk yapmanın en özgür yollarından biri olan karavan kampçılığı. Yazımızda, hem farklı bir yaşam biçimi olan karavan kampçılığını hem de Kapadokya’daki gelişimini ve bugünkü durumunu işledik. 
Ağustos 2009 sayımızla birlikte araştırmacı yazarlar ekibimize katılan sanat tarihçi Danielle North’un bu sayıdaki inceleme konusu Ortahisar yakınlarında büyük bir kaya kütlesine oyularak yapılmış olan Hallaç Manastırı. Bölgede Hastane Manastırı olarak da isimlendirilen bu yapı kompleksi, yavaş yavaş çökmesine rağmen içindeki bilgi hazinesini korumaya devam ediyor.
Dergimizin daha önceki sayılarında ‘Kitaplarla Kapadokya’ bölümünü hazırlayan Ceren Hızar, Mayıs 2010 sayımız için bölgeyi ilk kez gezen bir üniversite öğrencisinin gözünden Kapadokya’yı yazdı.
Her sayımızda hepsi ayrı güzelliğe sahip Kapadokya vadilerinden birini işlemek artık gelenek haline geldi. Dergi ekibimizle birlikte yürümekten büyük keyif aldığımız Gomeda ve Üzengi Vadileri’ni içindeki kiliseleri, görkemli güvercinlikleri, erikleri, kelebekleri ile Mayıs 2010 sayımızda anlattık.
12. sayımızın en önemli konularından biri ‘Kapadokyalı Aretaeus’. Diabet, migren, çölyak hastalıklarını tanımlayan, trakeotomi, bronkospazm, mani ve melankoli konusunda tıp bilimine ışık tutan çalışmalar yapan Kapadokyalı Aretaeus, 4 kitabı günümüze kadar ulaşmış olan bir 2. yüzyıl hekimi. Kapadokya’da yaşamış bu önemli hekim ne yazık ki ülkemizde yeterince tanınmıyor.
Evleri, okulları, kiliseleri, kütüphanesi, hamam ve çeşmeleriyle eskiden etkileyici bir görselliğe sahip Nevşehir Rum Mahallesi’nden günümüze ne yazık ki fazla bir şey kalmamış. Rum Mahallesi’nin bugün görülebilen yapılarını sizler için araştırdık ve yazdık.
Mayıs 2010 sayımızın diğer bir konusu 3268 m yüksekliğiyle Anadolu’daki volkanik zirveler içinde önemli bir yeri bulunan Hasan Dağı. Kapadokya’nın doğal oluşumunu hazırlayan dağlardan biri olan Hasan Dağı’nın zirvesinden bulutları seyrettik; eteklerindeki Mokisos Antik Kenti ile kiliselerin kalıntılarını gezdik ve Yardıbaş Yaylası’nın sıcak insanlarıyla tanıştık.
Çok eski çağlardan bu yana çömlekleriyle ün salan Avanos’u bu açıdan incelediğimiz ‘Avanos’ta çömlekçilik’ yazımız, bugüne kadar yayınlanan sayılarımız içinde en çok sayfa ayırdığımız konu ünvanını aldı. Mayıs 2010 sayımızın tam 12 sayfasına yerleşen bu özel yazımızı sadece günümüzden değil, geçmişten fotoğraflarla da süsledik.
Avanos-Kızılırmak 1. Kültür ve Sanat Günleri ile Kapadokya’da entelektüel bir rüzgar estiren Avanos Belediye Başkanı Dr. Mustafa Körükcü 12. sayımızın konuklarından biri oldu. Kendisiyle, 08 Mart 2010’da başlayan ve 02 Ekim 2010’a kadar devam edecek etkinlikler kapsamında Avanos’a konuk olan ve olacak ünlü yazarları, düzenlenecek konserleri, müzik etkinliklerini, çanak ustalığı yarışmasını ve diğer kültür-sanat projelerini konuştuk.
“Kapadokya’nın bağrındaki Küçük Paris” desek aklınıza neresi gelir? Bu sorunun cevabı için araştırmacı yazarlarımızdan Mustafa Kaya’nın 12. sayımızdaki yazısını okumalısınız. Bugünkü adıyla Başköy olan Potamya’nın hikayesi ilginizi çekecek.
Araştırmacı yazarlarımızdan Osman Yüksel’in bu sayıdaki konusu bizler kadar sizlerin de ağzını sulandıracak: Ağ pahla. Kapadokya’nın bu kendine has kurufasulyesi özellikle pişirme tarzıyla ön plana çıkıyor.
Bu sayımızın diğer konuğu, suyla boyanın aşkına düşmüş bir ebru sanatçısı olan Naile Bozkurt. Ebru sanatını tanıtma çabaları ve farklı çalışmalarıyla ön plana çıkan Naile Bozkurt ile Ürgüp’teki atölyesinde söyleştik.