Kamusal sanat
akımını benimseyen ve kendisini “Kapadokya’da SokaÄŸa Çıkan Sanat” sloganıyla
tanımlayan “Uvercinka Sanat Kolektifi”, yeni yılı “Hep YaÅŸam” isimli fotoÄŸraf
sergisiyle karşılayacak. Kolektifin Ãœrgüp Akköy’deki Uvercinka Sanat Galerisi’nde
11 Ocak 2014 Cumartesi günü saat 14.00’de açılacak olan sergide Aydan Tortop,
Demet Tığın Hakman, Emel SemizoÄŸlu, Güvenç UÄŸuz ve Sabriye Çelik’in
fotoÄŸrafları yer alacak. Sergi, 12 Ocak 2014 Pazar günü Ãœrgüp’ün Ä°brahimpaÅŸa
(Babayan) köyüne, kolektifin Uvercinka Sanat Kahvesi’ne taşınacak. Saat
14.00’de açılacak sergi 12 Nisan 2014’e kadar görülebilecek. Etkinlik Burhaniye
Belediyesi tarafından destekleniyor.
KAPADOKYA’DA
SOKAĞA ÇIKAN SANAT: UVERCINKA SANAT KOLEKTİFİ
Kapadokya’da eski adı Babayan olan Ä°brahimpaÅŸa’ya
(Ürgüp) uğrayacak olanları bugünlerde hoş şeyler bekliyor. İnsanlar sokaklarda
ansızın sanatla karşılaÅŸabilecek artık. Köye, Babayan Evi’nden sonra, ona
destek olacak ve yeni ufuklar açacak bir heyecan gelmiş durumda: Uvercinka Sanat Kahvesi (Uvercinka Arts
and Letters Cafe).
Aslında, ‘Uvercinka’ların üçüncüsü bu mekan. Ä°lki,
Ãœrgüp’ten 14 km uzaktaki daÄŸ köyü Akköy’de, yaklaşık beÅŸ sene önce, Nergis Canefe’nin yerel ustalarla çalışıp
sıfırdan inÅŸa ederek sanatçılara açtığı, üç katlı Uvercinka Müze Ev. Ä°kinci ‘Uvercinka’, Kanada-Türkiye arasında
mekik dokuyan, tarihçi, hukukçu ve sanatçı profesör Canefe’ye düşünce ve eylem
arkadaÅŸlığı etmeyi göze alan cesur Babayanlı usta Resul Özata ile birlikte yine Akköy’de yaratıldı. Bu ikinci Uvercinka,
100 metrekareye yayılmış, içinde çalışma mekanı, terası ve galerisi bulunan Uvercinka Sanat Galerisi.
Üçüncü Uvercinka ise Babayan’da açıldı: Uvercinka Sanat Kahvesi. Dördüncü
Uvercinka da Babayan’da olacak; Uvercinka
Heykel Bahçesi. Uvercinka Sanat Kolektifi, heykel bahçesi için bu işe
soyunan iki ortaktan biri olan ve kanserle mücadelesini sürdüren Canefe’nin
iyileÅŸmesini bekliyor.
Cesaret ve
güzelliğin ruha yansımasının övgüsü
Uvercinka, Cemal Süreya’nın çok sevilen ÅŸiirinden
geliyor; cesarete, dimdik durmaya, güzelliğin ruha yansımasına övgü şiiri.
Ayrıca, zamanında Kapadokya’da bol miktarda güvercin olduÄŸu için de bu
mekanlara uygun bir isim. Ama Uvercinka romantik bir düş değil; Uvercinkaların
her biri, Kapadokya’da kamusal sanat (public art) yolunda atılan saÄŸlam
adımların sembolü.
Özellikle Babayan’daki Uvercinka Sanat Kahvesi,
kamusal sanat anlayışı/akımıyla ilgili ciddi bir oluÅŸum. Sanatçılar, ‘kamu’,
halk, toplum, kentliler ve mahalle sakinlerinin sanatla iÅŸtigal ettiÄŸi, bunu
paylaştığı, sergilediği, yaşadığı ve yaşattığı bir galeri burası. Köşe başında
karşıya geçmek için bekleyenler aniden beliriveren, bembeyaz, ışıklar içinde,
her yanı cam, hayali bir dünya ile karşılaşabiliyorlar. Babayanlılar ve
Babayan’a giren her ziyaretçi gözlerini kapatarak geçemeyeceÄŸine göre, bu
sergide yer alan yapıtlar, oluşum ve paylaşımlarla tanışacaklar; sanat onlarda
yaşamayı sürdürecek.
Neden kamusal
sanat?
Kamusal sanat, yaklaşık son 30 yıldır yaygın olarak
kullanılan, ancak 1970’li yıllardan itibaren dikkat çeken bir sanatsal üretim
alanı. 1970'lerde dünyanın her yerinde siyasal bilincin, tavrın, atılımın,
etkinliğin doruğa çıkmış olması elbette sanatı da etkiledi. Kamusal sanatın
anlamını ve mantığını kabaca açıklamaya yeltenirsek, toplum, kitle için yapılan
ve insanlarla paylaşılmak, gündelik hayata yayılmak, şehrin, mahallenin doğal
dokusuna dahil olmak üzere yaratılan, yani SOKAĞA
ÇIKAN SANAT demek. Toplumun her katmanının estetikle, sanatla karşılaşması,
buluşması gerektiğine inananlar ve düşünenler bu tür işlere kalkışıyor. Bu
anlamda her bir ‘Uvercinka’, Kapadokya’da kamusal sanat adına atılmış ciddi bir
adımı simgeliyor.
Bağımsız,
eleştirel ve kafası karışık sanat
Uvercinkaların amacı, sanat yapıtlarının seçkin
izleyici kitleleri tarafından ‘tüketilmeye’ muhtaç olmadığını anlatmak ve hatta
tüketim anlayışını toptan reddetmek. Daha önceki dönemlerin klasik sanat
yaklaşımı, kitlenin daha yukarıda, birileri tarafından kararlaştırılmış bir
‘estetik doÄŸru’ çevresinde dönüştürülmesini öngörür. Özellikle de totaliter
rejimlerin genel yaklaşımı bu yöndedir. Sanat, kitleye açıldığında devletin
tekeline girer. Uvercinkalar, buna karşı bir duruşu da simgeliyor: Bağımsız,
eleştirel ve kafası karışık sanat...
Uvercinka Sanat
Kolektifi; bir dayatma deÄŸil, bir davet
Uvercinka Sanat Kolektifi’nin öz amacı, toplumla
sanat yoluyla, saygı ve anlayış üzerine inşa edilmiş demokratik bir ilişki
kurmaktır. Her şeyden önce sanatın nasıl üretilmesi gerektiğini söyleyen bir
buyruk yoktur ortada. Sanatı, sanatçıyı bekleyen hazır bir kitle de söz konusu
değildir. Bir yapıtın daha küçük ya da büyük olması da önemli değildir; hangi
sanat koluna dahil olduÄŸu da… Önemli olan, kamusal bir ortamda, bir alanda, bir
meydanda, bir sokak içinde, bir kahvede, bir bahçede paylaşılabilmesi, herkesin
ulaşabileceği bir nitelik taşımasıdır. Kamusal sanatın ilk aşaması budur.
Ä°kincisi; kamusal sanat
bir tepkiyi, sorgulamayı ve/veya cevabı da içerir. Yani bir ses, bir düşüncedir.
Sanatçı, bireysel, artistik, toplumsal sorumluluğu etrafında o tepkisini ortaya
koyar. Bu bir paylaşma, katılım, etkileşim ve iletişim sürecidir. Bu nedenledir
ki, iktidarların meydanlara taşıdığı sanattan çok farklı olarak, kamusal sanat
mekanla daha önceki dönemlerden oldukça farklı bir ilişki kurar. Nihayet,
kamusal sanat, sonuna kadar, sonsuza kadar 'orada' duracak bir nesne deÄŸildir.
Etrafına inzibat koymaya gerek olmaz. Yaşar, yaşanır ve yolculuğuna devam eder.
Özetle, kamusal sanat bir dayatma içermez, bir davettir.
FotoÄŸraflar: Nergis Canefe