Mimarlar
Odası Ankara Åžubesi tarafından, Uçhisar’daki “Arinna Sustainable Luxury Lodge”
ile CCR Hotels inşaatları için Nevşehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kurulu Bölge Müdürlüğü ile Uçhisar Belediyesi’ne karşı açılan davalarda,
Kayseri 2. İdare Mahkemesi tarafından atanan bilirkişi heyetinin 16 Temmuz 2013
günü yaptığı inceleme sonrasında Arinna Lodge bir açıklama yaptı. Açıklamanın
tam metnini aşağıda okuyabilirsiniz.
"Uçhisar’da, tarafımızdan tasarlanan ve inÅŸa edilmekte olan Arinna Lodge
Projesi hakkında, Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından Kayseri 2. İdare
Mahkemesi nezdinde ruhsat iptali davası açılmış, ayrıca değişik internet
platformları, internet yayın organları, bazı dergi ve haberlerde şahsımıza
ve inşaatımıza yönelik yanlış yazılar yazılmaktadır. Konunun bütün detayları
ile daha doğru anlaşılması ve kamuoyunu net bir şekilde bilgilendirmek adına,
inşaatımızla ilgili tüm bilgi ve belgeleri sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Söz
konusu 1/1000 ölçekli K.A.İ.P. ve Plan notlarında 491 sayılı parselin TA
(Tercihli Kullanım Alanı) tanımı içinde yer aldığı ve söz konusu kullanımın
konut ya da turizm ve/veya ticari alan olarak kullanılabileceği görülmektedir.
Tescilli parselin tabi bulunduÄŸu (2.1c) kategorisi konusunda K.A.Ä°.P. (V.2.2.4.
maddesinde), “2.1a grubu dışındaki yapıların tümüne, yapılacak ek yapıların
büyüklüğü ve konumu, yapının avlu düzeni ve yapının görselliği bozulmamak
kaydıyla kurul tarafından değerlendirilecektir. Yapılacak eklerin, korunması
gerekli kültür varlığıyla bütünleÅŸmesine iliÅŸkin avan proje Kurul’un görüşüne
sunulacaktır” hükmü bulunmaktadır. Tasarım ve deÄŸerlendirme söz konusu plan
tanımları, rölöve ve tespit belgeleri, restitüsyon analizleri ve çevresel
veriler (topografya, zemin, siluet vb) dikkate alınarak yapılmış, ilgili avan
proje ve uygulama projeleri kurula bu çerçeve içinde sunularak uygun
bulunmuştur. Ruhsat alımından itibaren yapılan imalatta, onaylı proje
verilerinin dışında ne ölçü, ne alan, ne malzeme, ne de biçimsel olarak hiçbir
aykırı uygulama yapılmamıştır.
Bu
baÄŸlamda, yine K.A.Ä°.P.’nda parsel için de geçerli olan ÖA (Önlemli Alan)
verileri dikkate alınmış ve tasarlama öncesinde ayrıntılı Jeolojik Etüt,
Jeo-Radar tespitleri yapılmış, raporlanmış, mimarlık ve mühendislik projelerine
aktarılmıştır.
Parseldeki
yapılaşmanın mimari özelliklerini tanımlayan (2.1c) maddesinin, bu konuda
sayısal sınırlama getirmemesine ve değerlendirmeyi koruma kurulunun yetki alanı
içinde görmesine rağmen, tasarlama aşamasında, yoğunluk ve gabarinin planın
yeni yapılar için öngördüğü sınırlar içinde kalmasına da özen gösterilmiştir.
Bu, farklı hükümler çerçevesinde T.A.K.S. 0,60, hmax 7,00m’dir. Bu deÄŸerler,
yasal zorunluluk bulunmamasına raÄŸmen korunmuÅŸ, projenin K.V.K.K.’daki inceleme
ve değerlendirilmesi sırasında da raportör ve üyelerce tahkik edilmiştir.
Davacı
dilekçesinde, proje ve mimarisi konusunda, “çevre yapılarla uyumsuz alışılmış
ölçüleri aÅŸan iri yapılanmasıyla doÄŸal çevreye zarar vermektedir”
denilmektedir. Bundan kasıt, her halde büyük ölçekli yapılar olsa gerektir.
“Alışılmış ölçülerden” davacının neyi kastettiÄŸini anlamak olası deÄŸildir.
Ölçek, çevreyle uyum, yoğunluk gibi kavramlar ya yukarıda verdiğimiz türden
sayısal kriterlere, yönetmelik veya plan hükümlerine, prosedür gereklerine, ya
da kabul edilmiş ulusal ve uluslararası norm, standart ve konvansiyonlara
dayandırıldığı, veya görsel belgeler üzerinden karşılaştırmalı ve nesnel bir
kritik analiz çerçevesinde ifade edildiğinde anlam kazanan kavramlardır. Bu
sınırlar içinde kalındığı ve yasal sınırlar çiğnenmediği sürece, tasarımın
çevreye uyum ve benzeri estetik ve öznel tercihler konusunda yetki sahibi olan
sadece iki aktör vardır: projeyi değerlendirme yetkisi verilen kuruluş, yani
Koruma Kurulu ile Belediye ve tasarımcının kendisi, yani Mimar. Bu erki
sorgulamak, özünde yasal çerçeveyi sorgulamak ya da mimarinin özgürlüğünü
reddetmek, ya da dışarıdan üslup empoze etmek anlamına gelir. Bu tür buyurgan
bir keyfiliğe, başta meslek odası, hiçbir mercinin hakkı yoktur. Yukarıda
verilen kısa sayısal değerlerde, projemize eşlik eden panoramik görsellerde
görüleceği gibi hiçbir yerde iki katı aşmayan, bir kısmı tek katlı, topografik
yapı içinde planın öngördüğü düşey gabarinin her yerde altında kalan küçük
konaklama kompleksinin, Uçhisar yerleşmesinin yer yer 3, hatta 5 kata varan
yakın çevre yapılaşması içinde sahip olduğu görülen ölçek ilişkileri bu muğlak
ve saptırıcı ifadelerin geçersizliğini yeterince kanıtlamaktadır.
Ayrıca,
dilekçede belirtilen “doÄŸal çevreye zarar” iddiası da anlamsız, tutarsız,
sorumsuzca sarf edilmiş peşin hüküm ve sübjektif bir yargıdır. Projenin yer
aldığı parsel yapılaşmaya açık bir kentsel alandır. Buradaki yapılaşmanın doğal
çevreye zarar vermesi mantıken söz konusu olamaz.
Yine bir
dergide yer alan haberde, Kapadokya’nın dünya mimari miras listesinde yer
aldığı gibi bir iddiaya yer verilmekte, bu mirasın korunması hedefiyle yapı
ruhsatının korunması arasında zorlama bir illiyet ilişkisi kurulmak
istenmektedir.
Kasıtlı
değilse, ya da UNESCO kimseye haber vermeden böyle bir karar almamışsa, bu
iddia da yetersiz ve yüzeysel bir bilgiye dayanan, sorumsuzca sarf edilmiş bir
faraziye olmak durumundadır çünkü Kapadokya’da dünya kültür mirası listesinde
yer alan sadece iki alan vardır: Göreme Açık Hava Müzesi (Milli Park) ile
Derinkuyu ve Kaymaklı Yeraltı Şehirleri (Arkeolojik Sit). Geri kalan alanların
bir bölümü Doğal Sit, bir bölümü Kentsel Sit, çok azı Arkeolojik Sit, diğerleri
ise tescil dışı kentsel ya da tarımsal alanlardır.
Özellikle
vurgulamak isteriz ki Proje alanı Kentsel Sit bölgesinde kalmaktadır. 491
sayılı parselin uzantısı olan aynı mülkiyet bütünündeki ve 1. Derece Doğal Sit
bütününde kalan 11699 sayılı parselde doğal olarak hiçbir yapılaşma
öngörülmemiş olup, turizm tesisinin rekreatif ve görsel uzantısı olan bu parsel
için konunun ülkedeki en seçkin bir tasarımcı grubu tarafından özenli bir
Peyzaj Tasarımı geliştirilmektedir. Bunu, hem doğal çevreye zarar verme gibi
bir iddiaya karşılık bilgi olarak, hem de yanlış bilgiye veya kasıtlı çarpıtmaya
dayalı karalamaların, doğal çevrenin fiziksel olarak tahrip edildiği yönündeki
asılsız saptırmalarına karşı belirtiyoruz.
Projede
öngörülen kullanım alanı, Konaklama Tesisi (Butik Otel) olup, 11 odalı çok üst
standartta bir tesis planlanmıştır. Mimari tasarım, bu konudaki ulusal vasıf,
standart ve yönetmeliklere, bunların ötesinde uluslararası normlara, işletme,
yangın, deprem, güvenlik, engelliler yönetmeliklerine, çevreci yapı / yeşil
yapı kavramlarına uygun olarak tasarlanmıştır.
Ayrıca
aynı yazıda “Alana ciddi ölçüde betonlaÅŸma getirildiÄŸi…” ÅŸeklinde, yine
sübjektif ve bilimsel / teknik nosyonlar açısından hiçbir anlam içermeyen bir
ifade yer almaktadır. Son yıllarda kavramsal içeriği sorgulanmadan çok yaygın
bir popülist ifade olarak kullanılan betonlaşmanın, hiçbir yabancı dilde
karşılığı olmadığı gibi, özde hiçbir somut anlama tekabül etmemektedir. Beton
bir yapı malzemesi, bunun da ötesinde betonarme, bir taşıyıcı sistemdir.
Gerektiği yerde kullanılır. Kaldı ki depremsellik ve başka teknik nedenlerle,
betonarmenin bir taşıyıcı sistem bileşeni olarak kullanılması, bugünün sağlıklı
yapı yapma gereklerinin, kimi yönetmelik hükümlerinin de meşru ve geçerli,
bazen zorunlu kıldığı bir durumdur.
Arinna
Lodge projesinde, taşıyıcı sistemleri betonarme olan yeni yapıların arazide
kapladıkları alan 200 m2’yi bulmamaktadır. Bu yeni yapıların cepheleri de
bölgenin taşları ile örgü olacaktır. Betonarme burada, depremsellik açısından
mühendislik bilgisinin gerektirdiği rasyonel bir strüktürel eleman olarak öngörülmüş,
bazen ana taşıyıcı, bazen düşey hatıl olarak kullanılmıştır. Mimarlık ve yapım
bilgisini reddeden popülist şablonlara, meslek örgütü adına yapılan ve
ciddiyeti olması beklenen bir metinde itibar edilmesi en hafif deyimle mesleki
saygınlık adına üzücüdür.
Bu
tasarım, Mimari Konsept Projesi (Avan Proje) ve Uygulama Projesi aşamalarında
NevÅŸehir K.T.V.K.K. ve NevÅŸehir K.V.K.K.’ca görüşülerek uygun bulunmuÅŸ, Uçhisar
Belediyesi tarafından bütün prosedür gerekleri yerine getirilerek yapı ruhsatı
verilmiş, nedenlerini ve yönlendirici aktörlerini bildiğimiz, ancak burada
tartışmayı doğru bulmadığımız etmenlere bağlı olarak yapılan şikayet ve suç
duyuruları sonucunda, önce Koruma Kurulu üyeleri yapım alanına gelmiş ve
şikayeti gerektiren bir aykırılık görmediklerini bildirmiş, daha sonra Kültür
ve Turizm Bakanlığı teknik inceleme heyeti gelerek uzun bir inceleme yapmış
yine bir aykırılık bulmadığını raporla tevsik etmiş, bunu izleyen ve farklı
görevlendirmelere bağlı iki müfettiş incelemesi bölgede yapılmış, bütün bu
işlemlerin sonunda koruma kurulu, bu süreç tamamlanıncaya kadar durdurulan
yapım işlemine devam edilebileceğine ilişkin olumlu görüşünü de
üretmiştir.
Bu
açıklamamızda tasarımımıza ilişkin meselelere yer verdiğimizden, dava
dosyasında bulunan belgeleri, yargı sürecinde olduğumuz için açıklamayı bu
metinde uygun görmüyoruz.
Son
olarak, hakkımızda yapılan karalama ve iftiraların haklı mesnedi bulunmasa da,
kimi samimi çevresel duyarlılıklara saygı adına, yatırımın girişimcisi, yerel
sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile yaptığı toplantılarda, projenin
tasarımcısı ve Kurul kabul ederse projede sınırlı bir revizyon yapmaya açık
olduÄŸunu da ifade etmiÅŸtir.
BilindiÄŸi
üzere şu an Kanuni bir süreçten geçiyoruz. Bu projelerde kamuoyunu yanıltacak
ve yanlış bilgi verecek çalışmaları, bizler taraflı, kasıtlı ve mevcut hukuk
sistemine karışma ve baskı kurma çabası olarak algılıyoruz.
Devletimizin
işleyiş ve sistemine, mevcut kanun ve kanun uygulayıcıların görevlerine engel
olacak, yönlendirecek ve kamuoyunu yanlış bilgilendirecek her çalışmaya
ve girişime karşı gerekli kanuni haklarımızı arayacağımızı sizlerle paylaşmak
isteriz.
İnşaatımızın,
en baştan beri mevcut kanun ve nizamlar içinde devam ettiğini ve böyle de devam
edeceÄŸini siz deÄŸerli kamuoyu ile paylaÅŸmak isteriz.
KORMES TURİSTİK TESİSLER İŞLETMECİLİĞİ A.Ş. / Arinna Lodge"
Kaynak: turizmguncel.com